Türk edebiyatının sürgün kalemleri
İnsanın iradesi dışında istemediği bir coğrafyada yaşamaya mecbur edilmesidir sürgün. Adem ile Havva'nın cennetten dünyaya sürgünü nasıl bütün insanlığın kaderini etkilemişse sürgün cezaları da muhatap şair ve yazarların hayatlarını, kaderlerini, eserlerini ve hatta ailelerinin istikballerini bile etkiledi. Niyazi Mısri'den Mehmet Âkif'e sürgüne gönderilen yazarlar ve şairleri sizler için derledik.
NİYAZİ-İ MISRİ (1618-1694)
Mısrî'nin halk tarafından çok sevilmesi ve vaazlarında dönemin kötü gidişatından bahsetmesi ve bunların müsebbipleri olarak başta veziriazamlar, kadılar ve önemli devlet adamlarını göstermesi hatta isimlerini vermesi, pek çok kişiyi kendisine düşman etmeye neden oldu.
İlk sürgün yeri olan Rodos'taki gurbeti 9 ay sürer. Sürgünden sonra Bursa'ya dönen şair, halk ve bilim adamları arasında ''Risâle-i Hasaneyn'' (Rısâle-i Hüseyn) adlı bir eserinde te'vilinde zorluk çekilen birtakım fikirleri dolayısıyla1676'da Limni Adası'na sürgüne gönderilir. Burada sıkıntılar içinde yaşadı.Eserlerinden anlaşıldığı kadarıyla oldukça sıkıntılı geçen bu sürgün, yaklaşık 15 yıl sürdü. 1103/1691'e kadar devam eden bu çileli hayatın, Niyazi Mısri'nin ruhunda derin etkiler bıraktı.
Sultan İkinci Ahmed, İkinci Viyana seferine eşlik etmesi için Niyazi Mısrî'nin sürgün hükmünü bozup kendisini Edirne'ye davet etti. Hz. Pir, Sultan Selim Camii'nde verdiği bir vaazda sarf ettiği sözler nedeniyle Vezir Baltacı tarafından ayağına demir bukağı vurulmak suretiyle tekrar Limni'ye sürüldü.Limni sürgünü Mısri' yi madden ve manen yıpratır ve şair bu adada 1105/1694'te vefat eder.
Niyazi Mısrî'nin sürgün edilmesinin sebeplerinden biri, Mehmet Vanî Efendi'nin sesli zikri yasaklamasıydı. Mısrî bu uygulamaya karşı sonuna kadar direndi.Vanî Mehmed Efendi'nin Sultan IV. Mehmed'in nezdindeki itibarını kullanarak Mısrî'yi sürgün ettirmesi, gerek Mısrî'nin hatıratlarında ve şiirlerinde gerekse başka kaynaklarda belirtilir.