Osmanlı'daki ramazan gelenekleri
Üç kıtaya yayılan Osmanlı İmparatorluğu'nda, ramazan ayı her zaman önemli bir yere sahipti. Coşkuyla karşılanan ramazanda iftara gelen misafirlere verilen diş kirasından borçluların borçlarını sildirmeye kadar birçok gelenek vardı. İşte 'Nerde o eski ramazanlar!' dediğimiz Osmanlı'daki ramazan gelenekleri…
Hilali müjdeleyene 150 kuruş!
Osmanlı İmparatorluğu döneminde ramazan ayının ne zaman başlayıp biteceği şimdiki gibi aylar öncesinden belli olmazdı. Astronomi bugünkü kadar gelişmediğinden ramazanın başlangıcını belirlemek için insanlar açıklık yerlerde gökyüzünü takip ederek yeni ayın doğuşunu beklerlerdi. Yüksek yerlere gönderilen devlet görevlilerinin veya halktan bazı insanların hilalin göründüğünü bildirmesiyle ramazan başlardı. Hilali görmek yetmezdi, şahit de istenirdi. Hilali görenler hemen şahitlerini de bulup mahkemeye giderek durumu bildirirlerdi. Bu konuda iki kişinin şahitliği gerekirdi. Durum araştırılır, denilen doğru çıkar da ramazanın başladığına veya bitip de bayram olduğuna karar verilirse haberi getirenler ve şahitler de yüklü miktarda ödül alırlardı. İftar ve sahur vakitleri de güneş ve ayın hareketlerine göre belirlenirdi.