Arama

Osmanlı'daki ramazan gelenekleri

Üç kıtaya yayılan Osmanlı İmparatorluğu'nda, ramazan ayı her zaman önemli bir yere sahipti. Coşkuyla karşılanan ramazanda iftara gelen misafirlere verilen diş kirasından borçluların borçlarını sildirmeye kadar birçok gelenek vardı. İşte 'Nerde o eski ramazanlar!' dediğimiz Osmanlı'daki ramazan gelenekleri…

  • 2
  • 16
Ramazan hazırlıkları
Ramazan hazırlıkları

Eskiden, 'Üç Aylar' dediğimiz vakitten itibaren, gelecek hatırlı misafir için hummalı bir hazırlık başlardı. Şehir ve köylerde ramazan ayı yaklaşınca herkes ramazan hazırlığı yapardı. Mutfakların eksiği tamamlanır; evler, câmiler ve sokaklar temizlenirdi.

  • 3
  • 16
"Silin borçlarını..."
Silin borçlarını...

Osmanlı'da ramazan günlerinde zenginler, hiç tanımadıkları yerlerdeki bakkal, manav gibi dükkânlara girer, onlardan Zimem defteri denilen veresiye defterini çıkarmalarını isterlerdi. Baştan, sondan ve ortadan rastgele sayfaları seçerek "Silin borçlarını… Allah kabul etsin" der, borçları sildirdi. Borcu ödenen, borcunu ödeyenin kim olduğunu; borcu sildiren, kimi borçtan kurtardığını bilmezdi.

  • 4
  • 16
Osmanlı'da iftar sofrası
Osmanlı’da iftar sofrası

Osmanlı'da ramazan sofraları iki aşamalı kurulurdu: Birinci aşama 'İftariye' denilen ilk fasıl, ikincisi de yemeklerin yendiği ikinci fasıl. İftariye, açlığın verdiği hızla yemeklerin birden tüketilmesini önlemek üzere tertiplenmiş hafif atıştırmalıklar sofrasıdır. Küçük tabaklarda ve sahanlarda reçeller, peynirler, zeytinler, hurmalar ve benzeri yiyeceklerden teker teker alınır. İftariyelikler bittikten sonra bir anda kaldırılır. O sıra akşam ezanı okunurken isteyenler ezanla gelen sese uyarak akşam namazını kılar. Sonra yeniden hazırlanmış olan sofranın başına oturulurdu.

  • 6
  • 16
İftara gelene diş kirası
İftara gelene diş kirası

Osmanlı'da ramazanda halk, eşine-dostunu iftar da ağırlamaya ayrı bir önem verir, misafir ağırlamak için çırpınırlardı. Ramazan boyunca, iftar vakitlerinde kapılar açık tutulurdu. Böylece yolda kalan ve ihtiyacı olan herkes istediği eve girer, iftar sofrasına dâhil olurdu. Bunun için tanıdık olmaya gerek olmadığı gibi iftar için gelenin kim olduğu da asla sorulmazdı. İftarın ardından ise ev sahibi, yemeğe gelen misafirlerine diş kirası ismi altında hediyeler sunardı. Özellikle fakir konuklara, altın ve gümüş akçeler verilirdi.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN