Peygamber Efendimizin doğumu ve çocukluğu
Yüce Allah'ın "habibim" dediği Peygamber Efendimizin dünyaya teşrifi, kâinattaki en büyük hadiselerdendir. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Resul-i Ekrem Efendimiz "Ben babam İbrahim'in duası, kardeşim İsa'nın müjdesi ve annemin rüyasıyım" buyurmuştur. Onun doğumuyla dünya nurlanmış, son peygamberin alameti olan bir yıldız doğmuş, ıssız çölleri su basmış, Kisra'nın sarayındaki sütunlar yıkılmış, İran tapınaklarında bin yıldır sönmeyen ateş sönmüş, Kâbe'deki putların çoğu yerle bir olmuştur…
PEYGAMBER EFENDİMİZ NE ZAMAN DOĞDU?
Babası, o daha doğmadan vefat ettiğinden, Peygamberimiz ve annesinin sorumluluğunu dedesi Abdülmüttalib üstlendi. Mekke'de eskiden beri uygulanan bir geleneğe göre henüz emzirme çağındaki çocuklar, onları kendileriyle birlikte çöle götüren sütannelere teslim edilirdi.
Göçebe kadınların çocuk aramaya gelmeleri beklenirken aile içindeki cariyeler yeni doğan bebeğe süt vermek zorunda kaldılar. Böylece amcası Ebu Leheb'in cariyesi Suveybe, bir süre Hz. Muhammed'in bakımını üstlendi.