Cemil Meriç'in İslam irfanını yansıtan mirası Külliye’de
Bir çağın vicdanı olan Cemil Meriç, düşünce dünyasıyla sadece dönemini değil ondan yıllar sonra gelen nesilleri de etkiledi. Hayatını, 'Türk irfanına adamış, münzevi ve mütecessis bir fikir işçisi' olarak tanımlayan Meriç, görme yetisini kaybettikten sonra karanlık dünyasını kitaplarla aydınlattı. Kütüphanesinde 11 bin 500 kitabı bulunuyordu. Cemil Meriç'in kızı Prof. Dr. Ümit Meriç, babasının kütüphanesindeki her biri eşsiz 300 Osmanlıca eseri, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine bağışladı.
CEMİL MERİÇ KİMDİR?
"Bir adamı tanımak için düşüncelerini, acılarını, heyecanlarını bilmemiz lâzım, hiç değilse. Hayatın maddi olaylarıyla ancak kronoloji yapılabilir. Kronoloji: Aptalların tarihi" der Cemil Meriç. Balkan Savaşları sırasında Hatay'a göçen bir aileye mensup olan Meriç, burada dünyaya geldi. Lise son sınıfa kadar burada okuyan usta yazar, liseyi İstanbul'da tamamladı.
1936'da Hatay'da Yenigün gazetesinde yayımlanan "Geç Kalmış Bir Muhasebe" ve ardından Hataylı Türklerin Fransız mandasına direnmesini savunan iki yazısı nedeniyle Fransız istihbaratı tarafından mimlendi. Antakya Sultaniyesi'nin son sınıfında, üstelik başarı derecesi yüksek bir öğrenci olmasına karşın bakalorya yani lise bitiminden sonra uygulanan olgunluk sınavına giremeyeceği ima edilince, dönem ortasında okulu terk etti.
Tekrar Antakya'ya dönen Cemil Meriç bir süre öğretmenlik yaptı. Okuduğu okullarda iyi Fransızca öğrendi ve böylece ilerleyen yıllarda çok iyi tercümeler yaptı. Özellikle de lise öğreniminde ünlü Fransız romanlarını çok okudu. Yabancı Diller Okulu'na burslu talebe olabilmek için müracaat etti ve giriş sınavını kazanıp iki yıl okudu. 1942 yılında coğrafya öğretmeni Fevziye Menteşeoğlu ile evlendi. Yabancı Diller Yüksek Okulu'nu da aynı yıl bitirdi. Bir süre Elazığ' da öğretmenlik yapsa da ailevi sebepler nedeniyle görevinden ayrılarak İstanbul'a gelerek burada İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde Fransızca okutmanlığı yaptı.