Cemil Meriç'in İslam irfanını yansıtan mirası Külliye’de
Bir çağın vicdanı olan Cemil Meriç, düşünce dünyasıyla sadece dönemini değil ondan yıllar sonra gelen nesilleri de etkiledi. Hayatını, 'Türk irfanına adamış, münzevi ve mütecessis bir fikir işçisi' olarak tanımlayan Meriç, görme yetisini kaybettikten sonra karanlık dünyasını kitaplarla aydınlattı. Kütüphanesinde 11 bin 500 kitabı bulunuyordu. Cemil Meriç'in kızı Prof. Dr. Ümit Meriç, babasının kütüphanesindeki her biri eşsiz 300 Osmanlıca eseri, Cumhurbaşkanlığı Külliyesine bağışladı.
Giriş Tarihi: 02.09.2019
12:31
Güncelleme Tarihi: 02.09.2019
14:18
CEMİL MERİÇ’İN İLK KİTABI
Cemil Meriç'in kitapla tanışması 4 yaşında olmuştu. Evde gaz lambası ışığında, ailesine kitap okuyan bir babası vardı. İlk aldığı kitap 6 yaşındayken, 18 yaşındaki Zehra ablasıyla gittiği bir kitapçıda ısrarla ağlayarak satın aldırdığı Mehmet Emin'in Türk Sazı kitabıydı.
"Kitap bir limandı benim için. Kitaplarda yaşadım ve kitaplardaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim."
CEMİL MERİÇ GÖRME YETİSİNİ NASIL KAYBETTİ?
Cemil Meriç, henüz 4 yaşındayken 4 derece miyoptu. Sonraki dönemlerde gözlerindeki sorun ilerleyip ortaokula geldiğinde gözlerinin derecesi 10'a çıktı. Yıl 1953'e geldiğinde Meriç'in görme yetisi iyiden iyiye azaldı: 12,5 miyop, kuvvetli hipermetrop. Bir gün aile dostları Ahmet Çipe'yi ziyaret ettikten sonra merdivenlerden düştü Cemil Meriç. Bu düşme sonucunda kahredici şu soruyla karşılaştı eşi Fevziye Hanım:
"Fevziye, hiçbir şey görmüyorum. Elektrikler mi kesik?"
Cemil Meriç, yıllar sonra görmeye olan özlemini şöyle anlatır: "Dante cehennemi anlayamamış dostum. Cehennem hatıraların küllenmesi, ümitlerin susması. Cehennem haykıramamak, ağlayamamak. Cehennem çöl değil, kuyu; sularında yıldızlar parıldamayan kör bir kuyu cehennem. Çölde yıldızlar konuşur, rüzgâr konuşur. Görmek yaşamaktır. Vuslattır görmek. Her bakış dış dünyaya atılan bir kementtir. Bir kucaklayıştır, bir busedir her bakış. Gözbebeklerimizden fışkıran seyyale, mekân canavarını bir anda ehlileştirir. Görmek sahip olmaktır.
Gören, hangi hakla yalnızlıktan şikâyet edebilir? Mevsimler bütün işveleriyle emrindedir, renkler bütün cilveleriyle hizmetindedir. Çiçekler onun için açılır, şafak onun için pırıldar. Gütenberg matbaayı onun için icat etmiştir. Hugo o okusun diye yazmıştır şiirlerini. Şehrin bütün kadınları onun için giyinip süslenir. Çocukların tebessümü onun içindir."
"Kitap, zekayı kibarlaştırır."
CEMİL MERİÇ NASIL KİTAP OKURDU?
"Kitap bir limandı benim için. Kitaplarda yaşadım. Ve kitaptaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim" diyen Cemil Meriç'in okuma aşkını Salah Birsel şöyle anlatır. "Gece gündüz okurdu. Bu yüzden gözlerinin gücünü her geçen gün biraz daha yitirirdi. Ne var ki o buna hiç aldırmazdı. Odasından masanın üstüne sandalyesini koyar, kendisi de sandalyeye çıkar ve kitabını ampule 30 cm uzaklıkta okurdu . Bunu, elektrik ampulünü aşağı kadar iletecek kordona verecek parası olmadığı için yapardı.
Parasız oluşunun sebebi, eline geçen parayı kitaplara yatırmasıydı. Cemil Meriç, klasikleri okur. Kendisine bir şey sorduğunuz vakit de, size verdiği karşılığın filanca yazarın, filanca kitabının, filanca sayfasının, filanca satırında olduğunu belirtir. Söylediğinde de hiç yanılma olmaz."