Osmanlı'da görülen hastalıklar ve tedavi yöntemleri
Hastalıklar toplumların baş etmek zorunda olduğu büyük sorunlardan biridir. Özellikle de salgın hastalıklar beraberinde binlerce ölüm ve sakatlık getirirdi. Bu hastalıklardan Osmanlı da nasibini alarak veba, cüzzam, çiçek gibi ciddi hastalıklarla yüz yüze gelmişti. Bu dönemde görülen hastalıklar önemli seyyahların seyahatnamelerine de yansımıştı. Peki, Osmanlı'da bu hastalıklara karşı uygulanan tedavi yöntemleri nelerdi? Sizler için seyahatnamelerde görülen Osmanlı'daki hastalıklar ve tedavi yöntemlerini derledik.
ABU ŞAMAA
Bu hastalık karşımıza sadece Avrupalı seyyah Thevenot Seyahatnamesinde çıkar. Abu şamaa hastalığı, kuvvetli öksürük olarak tanımlanabilir.
Hastalığa şahit olan Avrupalı seyyahın naklettiğine göre, 1658 yılının Mart ayında Mısır'da kendini gösteren Abu Şamaa baş ağrısı ve ateşle başlayıp, nezleyle devam eden; yükselen ateşin de vücutta kırıklar varmış gibi etki bıraktığı büyük küçük herkeste olan ve çok hızlı bulaşan bir hastalıktı. . Hastalığın adının nereden geldiğini Thevenot şu şekilde anlatır:
"Bu hastalığa Abu Şamaa adını vermişlerdi; bunun nedeni birkaç ay önce yapılmış "abu şamaa" diye başlayıp "ha, ha, ha" diye biten bir şarkıydı; bu hastalık da insanı öksürttüğü için "ha, ha, ha" benzeri bir ses çıkartılıyordu; bu nedenle paşa bu şarkının söylenmesini yasakladı ve bu yasağı öyle katı bir biçimde uyguladı ki subaşı sokaklarda bu şarkıyı söyleyen birine rastlayınca, çoluk çocuk dinlemeden, yere yıktırıp falakaya çekiyordu. Çünkü çok uzaklara kadar yayılan hastalığı bu şarkının getirdiğine inanıyorlardı."