Şehrin ortasında saklı bir köşe: Beylerbeyi Bedevi Tekkesi
İstanbul'un en güzel semtleri arasında yer alan Beylerbeyi, kültür, sanat ve tarihi doku açısından oldukça zengindir. "Çengelköy'ün sebzevatı, Beylerbeyi'nin teşrifatı, Kuzguncuk'un haşeratı, Üsküdar'ın hırdavatı..." Halk arasında bilinen bir söz… Halkının sakinliği, kibarlığı ve yardımseverliğiyle tanınan bu güzide semtte, Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazıl, Refik Halat Karay, Sezai Karakoç ve Cahit Zarifoğlu gibi pek çok ünlü edebiyatçımız da ikamet etmiş. Tarihi siluetin hâkim olduğu bu semt, ara sokaklarında İstanbul'un en sırlı mekânlarından sayılabilecek bir bedevi tekkesine de ev sahipliği yapar. Gelin bu sırlı köşedeki huzur dolu Beylerbeyi Bedevi Tekkesi'ne doğru bir yolculuğa çıkalım…
Bedeviyyelik
Evvel zaman içinde Ahmediye olarak ortaya çıkan tarikat, zamanla diğer tarikatlarla karışmaması adına Bedeviyye olarak anılmış. Mısır menşeli Bedeviyyelik, Şazeliyye'den sonra bölgedeki en yaygın tarikat olma özelliğini halen sürdürmekte.
18. yüzyılda İstanbul'da faaliyet göstermeye başlayan tarikat, Anadolu'da kendisine yer edinememiş.
Bedeviyyeliğin başlıca esasları, Kur'an ve sünnete bağlı olmak, teheccüd namazı kılmak, kalbi ve zihni sürekli zikirle meşgul etmek, sıkıntılara karşı sabretmek, kötülüğe iyilikle karşılık vermek, misafire hürmet etmek ve mütevazı olmaktır.