Hangi hastalar yazın nereye gitmeli? Hastalıklara göre tatil tavsiyeleri

Dünyada ve ülkemizde en sık ölüme neden olan rahatsızlıklardan biri de kalp ve damar hastalıklarıdır. Tıbbi tedavinin yanı sıra, hastaların stresten uzak durmaları da hayati bir öneme sahip. Kalp ve damar hastalıklarına sahip olanlar, seyahat planı yaparken oldukça dikkatli olmalıdır. Varis sorunu olan kişilerde, sıcak hava ve sahil kenarında sıcaklığı yükselen kumlar tehlikeli olabilir. Varis hastalarının aşırı sıcak kumlarla temas etmesi damarlarında hasar oluşmasına neden olabilir. Kalp ve yüksek tansiyon hastalığı olan kişiler sıcak ve nemli hava, kalp ve dolaşım sistemi üzerindeki baskıyı artıracağından çok sıcak ve nem oranı çok yüksek olmayan bölgeleri tercih etmelidir. Ülkemizdeki yüksek rakımlı olmayan, orman ve derelerin eşlik ettiği yaylalar bu rahatsızlıkları olan hastalar için en ideal tatil yerleri arasında yer alıyor. Dağlarda yapılan tatiller, kalbin oksijen ihtiyacını arttıracağı için kalp hastaları için uygun değildir. Denize girerken de yavaş yavaş girilmeli, ani atlamalardan kaçınarak vücut alıştırılarak dalınmalıdır. Yavaş tempoda kıyıya paralel olarak yüzmek de yararlıdır. Vücuttaki aşırı su kaybı hipertansiyon hastalarının kan basıncında ani düşmelere sebep olacağı için hayati risk oluşturur. Bundan dolayı hipertansiyon hastaların yaz aylarında sıcak ve nem oranı yüksek yerler yerine, serin ve oksijeni bol olan bölgeleri tercih etmeliler. Karadeniz yaylaları hipertansiyonu kontrol altında tutabilmek için yaz aylarında iyi bir alternatif olabilir. Fakat Karadeniz iklimi oldukça nemli olduğundan nefes darlığı çekenler bu bölgelere giderken dikkatli olmalı, doktorlarının görüşlerini almalıdır. 'Büyüleyen tati rotaları; milli parklar' haberimize ulaşmak için tıklayın... İskelet ve kas sistemi rahatsızlıkları, yoğun bir ağrıya neden olan aynı zamanda da hava durumundan etkisiyle şiddetlenebilen hastalıklardan biridir. Bu nedenle de nemli ortamlardan uzak durmak ve bu hastalıklara iyi gelen kaplıca ve şifalı suların olduğu yerlere tatile gitmek idealdir. Kireçlenme ve eklem ağrıları çeken hastalar rutubetli ve nem oranı yüksek ortamlar yerine sıcak ve kuru olan kaplıcalar tercih edilmelidir. Romatizma hastaları için Afyonkarahisar'daki kaplıcalar ön plana çıkan rotalar arasında yer alır. İskelet hastalıkları için İzmir- Bergama, Manisa ve Kütahya'daki termal tesisleri tercih edebilirsiniz. Ülkemizin en eski tarihine sahip Bergama Kaplıcası, İzmir'in antik bölgelerinde yer alıyor. UNESCO dünya mirası listesine giren bu yerde birçok ılıca bulunuyor: Bölge halkı tarafından yoğun olarak kullanılan Mahmudiye Ilıcası yoğun sodyum içerir ve termal suları 25 derecedir. Bu ılıca özellikle cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılan, zengin içerikli bir termal suya sahiptir. Güzellik Ilıcasına yerel ulaşım araçları ile 10 dakika içerisinde gidebilirsiniz. Termal suyu 35 derece olup direkt kullanım için idealdir. Zengin mineraller olan sodyum ve sülfat barındıran termal suları romatizmal hastalıklara faydalı oluyor. Güzellik ılıcası Roma döneminden bu yana bölge halkı ve kraliyet üyeleri tarafından çok sık kullanılmıştı. Tüm ağrılı hastalıklara iyi geldiği belirtilen Haydar Ilıcası, Paşa Ilıcası bölgedeki diğer termal su kaynaklarıdır. Manisa'da bulunan kaplıcalar çeşitli hastalıkları destekleyici özelliklere sahiptir. Bunlardan biri olan Menteşe Kaplıcaları 85 dereceye kadar su bikarbonatlı sülfatlı su kaynağı bulunur. Romatizma, kireçlenme, mide rahatsızlıkları, bağırsak bozukluğu, kadın hastalıkları, sedef gibi hastalıklarda tedaviyi destekleyici etkisi bulunur. Manisa'nın Demirci ilçesinde bulunan Saraycık ve Eskihisar Kaplıcaları, en rağbet gören şifalı su kaynakları arasındadır. Sodalı sıcak maden suları olarak değerlendirilen bu sular, aynı zamanda sülfat, kükürt ve serbest karbondioksit içerirler. Radyoaktiviteleri yüksektir. Kalp damar, solunum yolları, romatizma ve kadın hastalıklarına iyi geldiği belirtilir. İçme olarak kullanıldıklarında; mide, bağırsak, karaciğer ve safra kesesi hastalıklarını giderir, beslenme bozukluklarını düzenler. Kurşunlu kaynağından çıkan maden suyu, az miktarda karbondioksit gazı içeren, alkalik bikarbonatlı bir sudur. Cildin kaşıntılı bazı hastalıklarında, romatizma hastalıklarında, üst solunum yollarının kronik iltihaplarında ve bronşit gibi akciğer rahatsızlıklarında iyi geldiği belirtilir. Roma döneminden de kullanılan Kütahya'daki kaplıca sularından savaş sırasında ve savaş sonucunda askerlerde meydana gelen hastalıkların iyileşmesi amacıyla ve spor amaçlı da yararlanılmıştı. Kütahya il merkezinin kuzeyinde bulunan Ilıca kaplıcaları, Kütahya-Eskişehir kara yolunun 21 kilometresinden 4 kilometre içerisinde yer alır. Kaplıca bölgesine ulaşım, karayolu bağlantısı ile sağlanmakta olup Kütahya İline 28 km uzaklıktadır. Hava yolu ulaşımı ise 362 km uzaklıktaki İzmir ve 283 km uzaklıktaki Ankara'da bulunan hava alanından sağlanıyor. Ayrıca Demir yolu ulaşımı ise Kütahya'da bulunan tren istasyonundan sağlanabilmektedir. Solunum sistemi hastalıkları, cilt hastalıkları, kas- iskelet sistemi, kalp-dolaşım sistemi, metabolizma hastalıklarına, nörolojik hastalıklara iyi geldiği belirtilir. Günlük hayatı zorlaştıran hastalık türlerden biri de alerji ve göğüs hastalıklarıdır. Bu hastaları kirli hava, yüksek sıcak ve nem oldukça zorlar. Bu hastalıklardan mustarip olan nefes almayı kolaylaştıracak tatil rotalarını tercih etmelidir. Özellikle bahar aylarında alerjenlerden uzak bölgelere gitmek ve buralarda tatil yapmak oldukça rahatlatıcı olacaktır. Aynı zamanda alerji hastaları ve göğüs hastalıklarından herhangi birine sahip olan bireyler, seyahate çıkarken kullandıkları ilaçları yanlarından ayırmamalıdır. Ev tozu alerjisi olan kişiler bin metrenin üzerindeki yüksekliklerde ev tozu akarı oranı azaldığı için daha rahat ederler. Bu nedenle yaylaları tercih etmeleri daha doğru olur. KOAH hastalarının da bin 500 metre üzerinde oksijen azalmaya başladığı için yüksek yaylalardan uzak durmalıdır. Artan alerjik hastalıklarda da alerjenlerden uzak bölgelere gitmek ve buralarda tatil yapmak hastalar açısından oldukça rahatlatıcı olabilir. Alerji ve göğüs hastalıklarına sahip bireyler temiz havasıyla Kaz Dağlarını tercih edebilirler. Oksijen yoğunluğu açısından dünyada ikinci sırada yer alan Kaz Dağları, astım hastalarını tedavi ediyor. KOAH hastaları için esas önemli olan soludukları havanın sıcaklığı, nemi ve temizliğidir. Çok sıcak veya soğuk havalar gibi çok yüksek veya düşük nemli havalar da onlara iyi gelmez. Onlar için ideal sıcaklık 20 derece ve nispi nem de %45-50 arasıdır. Solunan havayı kirleten gaz ve partiküller de zararlıdır. Bu nedenle Kaz Dağlarının hava sıcaklığı ve nemi KOAH'lılar için uygun olabilir. Migren hastalarının tatil için çok sıcak bölgeler yerine daha ılık bölgeleri tercih etmesi daha doğru olur. Çünkü aşırı sıcaklar migren ataklarının tetiklenmesine neden oluyor. Ayrıca ataklar sırasında ışıktan rahatsızlık duyan hastalarda güneş ışığı çok ciddi sorun oluşturabilir. Bu yüzden migrenli kişilerin aşırı sıcakta kalmamasına ve sokağa çıkarken mutlaka güneş gözlüğü takmaya özen göstermesi gerekiyor.

Hangi hastalar yazın nereye gitmeli? Hastalıklara göre tatil tavsiyeleri

KALP VE DAMAR HASTALIKLARI