Havacılık tarihinin gizemi çözülemeyen 3 olayı

Tarihte 'ilk uçma deneyimini' dokuzuncu yüzyılda yaşayan Kurtubalı Müslüman İbn Firnas gerçekleştirdi. İbn Firnas, 852 yılında kendisini tahta çıtalarla gerdirilmiş bol bir pelerine sarıp İspanya'daki Kurtuba Ulu Camii'nin minaresinden aşağıya atlamıştı. Tarih boyunca sırrı çözülemeyen gizemli olayları öğrenmek için tıklayın. 23 yıl sonra 65 yaşındaki İbn Firnas, bugün planör dediğimiz aletle ilk kontrollü uçuşu yapmıştı. İbn Firnas'ın bir kuşa benzeyen planörü, kartal tüyleriyle kaplanmış ipektendi. Rivayete göre İbn Firnas'ın, iyice yükseldikten ve havada on dakikadan fazla kuşlar gibi süzüldükten sonra, biraz sertçe yere indiği söylenir. Bu sert iniş, uçuş öncüsü İbn Firnas'ın kuşların kuyruklarının güvenli iniş yapmaktaki önemli rolünü anlamasını sağlamıştır. Günümüzde iniş yapan uçakların yere önce arka tekerlekleri değer. Leonardo da Vinci'nin, uçuşla ilgili çizimlerinin ilk örneği Abbas Kasım İbn Firnas'ın uçuş denemesinden neredeyse yedi yüzyıl sonra gerçekleşti. 17. yüzyılda Osmanlı'da yaşayan Müslüman Türk bilgini Hezârfen Ahmed Çelebi, uçmayı başaran ilk insanlardan oldu. Hezârfen Çelebi, kanatlar üzerine dikilmiş kuş tüyü kullanarak Galata Kulesinden kendini bırakmış; İstanbul boğazını geçerek Üsküdar'a inmiştir. 1971 yılında Türkiye'de Hezârfen Ahmed Çelebi'nin uçuşunun onuruna bir posta pulu basılmıştır. İlk insanlı roketi, 1633 yılında Lâgarî Hasan Çelebi'nin icat ettiği söylenir. Modern havacılık 1900'lü yılların başında Wright Kardeşler ile başladı. Orville ve Wilbur isimli Wright Kardeşler, 1903 yılında modern havacılığın başlangıcı sayılan ilk başarılı uçuşlarını gerçekleştirdiler. Tarihte bir yolcu uçağının başına gelen ilk kaza, 14 Aralık 1920 günü, Londra'nın kuzey banliyölerinden Golders Green'de gerçekleşti. Modern havacılık, kazaları da beraberinde getirdi; uçakların düşme nedeni muamma olarak kaldı. Bu soruna çare olacak 'uçuş verilerini kaydetme' fikri ortaya atıldığında ise bu icadın faydasına kimse inanmadı. Uçuşa dair her tür veriyi kaydeden kara kutular yaklaşık 5 kilogram ağırlığında ve ebat olarak bir ayakkabı kutusu büyüklüğündedir. Çarpma etkisini asgariye indirmek için uçağın kuyruk kısmında yer alır. Uçakların kazalar sonucu kaybolması, sadece sivil havacılık alanında değil, askeri alanda da tarihte de birçok örneğe sahip. Kaybolan uçaklar hakkında ortaya atılan söylentiler, havacılık alanında birçok örnekle sabit. Sizler için havacılıkta gizemi halen çözülememiş 3 olayı derledik. 1957 yılının Kasım ayında dünya turu için yola çıkan Pan American World Airways'in Pan Am Flight 7 uçağı, Pasifik okyanusuna düştü ve olayda 44 kişi yaşamını yitirdi. Uçak, San Francisco'dan kalkmasının ardından Hawaii'ye uğramalıydı ama hiç uğramadı. Kuleden uçağa yapılan anonslardan hiçbir zaman cevap alınamadı. 44 kişiyi taşıyan uçaktaki herkes öldü. 14 Kasım 1957'de ABD Deniz Kuvvetleri'nden araştırma ekipleri uzun süren bir araştırmanın ardından, can yelekleri ve suda yüzen enkaz parçalarını buldu. Uçağın düşme nedeni, toplanan cisimlerden ve enkaz parçalarının bulunmasından sonra bile tespit edilmedi. Kaza ile ilgili olarak cesetlerde bulunan yüksek oranda karbonmonoksit şüphe uyandırsa da kesin bir kanıya varılamadı Ülkemizde de gündemi epey meşgul eden havacılık tarihinin en büyük gizemi, 2014 yılında, 239 yolcusu ve mürettebatıyla birlikte Malezya Hava Yolları'nın Boeing 777 uçağının kayıplara karışmasıydı. 8 Mart 2014'te Malaysia Airlines'a MH370 sefer sayılı yolcu uçağı Kuala Lumpur Uluslararası Havalimanı ile Pekin Başkent Uluslararası Havalimanı arasındaki uçuşu sırasında kayboldu. 227 yolcu ve 12 mürettebat ile toplamda 239 kişiyi taşıyan uçak ile irtibat Tayland Körfezi üzerindeyken bir haber alınamadı. Uçağın kaybolduğunun kesinleşmesiyle Güney Çin Denizi ve Tayland Körfezi'nde üzerinde, ABD, Çin, Avustralya, Malezya, Singapur ve Tayland gibi ülkelerden katılan ekipler ortak arama ve kurtarma operasyonu gerçekleştirdi. Fakat arama yapılan bölgenin derinliği 5 bin metreyi buluyordu ve yılın büyük bölümünde kasırgalara ev sahipliği yapıyordu. 2 yıl süren çalışmaların ardından kaybolan uçağa ait bir parça Reunion adasında bulundu. 17 Ocak 2016 tarihinde ise arama çalışmalarına son verildi ve Malezya Uçağı büyük bir gizem olarak havacılık tarihindeki yerini aldı. Uçağın kaybolmasıyla alakalı birçok teori tartışılmaya başlandı. Bunlardan en ilginci Fransız yazar Marc Dugain'in iddialarıydı. Dugain'in, Maldivlere giderek gerçekleştirdiği röportajlarına göre, uçak Maldiv Adaları'ndan biri olan ve üzerinde ABD'ye ait bir askeri üs bulunan Diego Garcia Adası yakınlarında olabilir. O tarihlerde, Paris Match Dergisi'nde yayımlanan yazıda, uçağın kaybolduğu 8 Mart günü Kudahuvadhoo Adası'ndaki balıkçıların 'Dev bir uçak gördük. Çok alçaktan uçuyordu ve üstünde kırmızı ve mavi çizgiler vardı' sözlerine yer verilmişti. Dugain, uçağın sır olmasından iki hafta sonraysa Barah Adası sahilinde bir yangın söndürme tüpünün bulunduğunu aktardı. Boeing uçaklarda kullanılan tüpe, ordu yetkililerinin kısa sürede el koyduğu belirtildi. Dugain kendisinden önce de benzer görüşler belirten uzmanlara katıldığını belirtiyor ve yazısını 'ABD'li yetkililer uçağın kaçırıldığını anladı. Uçak, 11 Eylül benzeri bir terör eyleminde kullanılmasın diye, yolcularla birlikte okyanusun dibine gömüldü' iddiasıyla sonlandırıyor. Kayıp Malezya uçağının arama çalışmaları hâlen sürüyor ve olayla ilgili en ufak bir ipucuna rastlanmadı. 25 Mayıs 2003'te, N844AA tescilli bir Boeing 727 223 uçağı, Angola, Luanda'daki Quatro de Fevereiro Havalimanı'ndan havalandı. Ancak uçağın kimin tarafından kullanıldığı bilinmiyordu. Uçak kalkış izni talebinde bulunmamıştı. Aslında bu bir uçak kaçırma vakasıydı ve bugüne kadar havacılık sektörünün açıklayamadığı gizemler arasında yerini aldı. Boeing 727-223, 25 Mayıs 2003'te ortadan kayboldu. Bu ani kaybolma, FBI ve CIA'in uçaklar için dünya çapında arama yapmasına neden olacak kadar büyüdü ama bir sonuca ulaşılamadı. Bu uçağın Angola'daki Quatro de Fevereiro Havaalanı'ndan kaçırıldığı iddia ediliyor. Uçuşta iki mürettebat vardı ve nerede oldukları hala bilinmiyor. Olay gününde iki personelin uçağa bindikleri biliniyordu. Amerikalı pilot Ben Charles Padilla ve ismi bilinmeyen bir mekaniker. Uçak aniden piste çıktı ve hiçbir irtibata geçmeden havalanıp Atlas okyanusuna doğru hareket etmeye başladı. Uçuş başladığında iletişim kanalları, transponder ve ışıklar kapatıldı. Olaydan sonra ne iki adam ne de uçak bir daha ortaya çıkmadı. Bir Boeing 727, üç kişilik bir ekip tarafından işletilir. Eğitimlerin buna göre yapılması gerekir. Uzmanlar uçağı 2 kişilik bir ekiple çalıştırmanın imkansız olduğunu belirtir. Bu nedenle uçakta üçüncü bir kişinin varlığından da şüphe ediliyor.