Arakan'daki saldırı ve katliamın zamanlaması manidar
Myanmar'ın Arakan bölgesinde karakollara saldırı ve Müslüman halka yönelik katliamın, Arakanlılara destek veren uluslararası raporun açıklanmasına denk gelmesi dikkatleri çekti
Myanmar'da Müslümanların (Rohingyalar) yoğun olarak yaşadığı Arakan eyaletinde karakollara yapılan saldırılar ve akabinde ordunun halka yönelik katliamlara girişmesi, hükümetten Müslümanların haklarının tanınmasını talep eden uluslararası raporun sunulmasına denk geldi.
Myanmar güvenlik güçlerinin Arakanlı Müslümanlar olarak bilinen Rohingya nüfusunun yoğun olduğu eyalette düzenlediği askeri operasyonlarda yaşanan insan hakları ihlallerini incelemek üzere eski Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annan öncüğünde kurulan Arakan Danışma Komisyonu, Arakan eyaletine ilişkin incelemelerine dair nihai raporunu 23 Ağustos'ta Myanmar hükümetine sundu.
Arakan'da ekonomik kaynakların federal yönetim ile eyalet yönetimi arasında adil olarak paylaştırılması, topraklarına el konulan Arakanlılara tazminat ödenmesi, Arakanlı Müslümanlara vatandaşlık statüsü verilmesi, diğer vatandaşların sahip olduğu tüm hak ve hürriyetlerden sınırsız faydalanmaları çağrısı yapılan rapor 24 Ağustos'ta kamuoyuna duyuruldu.
Raporun açıklanmasının ardından Arakan yeniden uluslararası toplumun gündemine geldi. Ancak 25 Ağustos'ta Arakan eyaletinin Maungdaw bölgesinde polis ve sınır karakollarına eş zamanlı saldırılar düzenlendi. Bu saldırlarda 96 kişinin yaşamını yitirdiği açıklandı.
Myanmar Dışişleri Bakanı ve Devlet Başkanlığından Sorumlu Devlet Bakanı Aung San Suu Çii'nin ofisinden yapılan açıklamada saldırıyı, Arakan Rohingya Kurtuluş Ordusu (ARSA) adlı grubun, sosyal medya üzerinden sahiplendiği ifade edildi.
Ordu ise karakol saldırılarını bahane ederek Müslüman azınlığın Arakan'da çoğunlukta yaşadığı yerleri yakıp yıkmaya ve sivillere yönelik katliama başladı.
Bunun üzerine Arakanlı Müslümanlar evlerini terk ederek komşu Bangladeş'e sığınmak istedi ancak Bangladeş hükümeti Müslümanları kabul etmedi. Müslümanlar iki ülke arasındaki sınırda sıkışıp kaldı.
Avrupa Rohingya Konseyi (ERC) Sözcüsü Dr. Anita Schug, 28 Ağustos'ta AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Arakan'da son 3 günde ordu mensuplarının yaptığı saldırılarda 2 ila 3 bin arası Müslüman katledildi, 100 binden fazla Müslüman da yerinden edildi." ifadesini kullandı.
Myanmar hükümetinin hiçbir şekilde erişime izin vermediği Arakan'da, dünyadan tecrit edilen Arakanlı Müslümanların bazılarının sosyal medyaya ulaştırmayı başardığı bilgilere göre, bölgede 70 köy tamamen yakıldı.
Söz konusu köylerde yaşayan ve canını kurtarmaya çalışan 60-70 bin civarında Arakanlı Müslüman, Bangladeş'e geçmeye çalışıyor.
Bangladeş hükümetinin engellemelerine rağmen 20 bin kişi son günlerde ülkeye yasa dışı yollardan giriş yapmayı başardı. Bangladeş topraklarına ulaşamayan 50 bin kadar Müslüman'ın ise sınır bölgesindeki dağlık arazide bekleyişi sürüyor.
ULUSLARARASI TEPKİLER YETERSİZ
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Arakan'da yaşananları kınayarak, Bangladeş hükümetinden Rohingyaların sınırdan geçerek topraklarına sığınmasına izin vermeye devam etmesini istedi. Guterres, Myanmar ve Bangladeş'ten insani yardım kuruluşu çalışanlarının şiddetten etkilenen bölgelere girmesine izin verilmesini talep etti.
Avrupa Birliği (AB) ise üst düzey yetkili ya da ortak açıklama gibi bir düzeyde tepki göstermekten kaçındı. AB Komisyonu Sözcüsü Maja Kocijancic, basın toplantısında AA muhabirinin sorusu üzerine "Arakan'a gözümüz kapalı değil." iddiasında bulundu.
İngiltere, Myanmar'daki durumu görüşmek için Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine (BMGK) çağrıda bulundu ve tüm taraflardan itidalle hareket etmelerini istedi.
Öte yandan ABD ve Avrupa ülkeleri hükümetlerinden, Myanmar ordusunun sivilleri hedef alan saldırılarını durdurmaları yönünde güçlü bir tepki yükselmedi.
Alman hükümeti yalnızca, insan hakları ve insani yardım sorumlusu Baerbel Kofler'in ağzından, olayları büyük endişeyle izlediğini bildirdi.
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), Myanmar'ın Arakan eyaletindeki Müslümanlara ait evlerin sistematik şekilde yıkılmasını kınadı. Açıklamada, "Bölgedeki köylerin ve evlerin çoğu, polis ve askerlerin desteklediği gruplar tarafından sistematik şekilde yıkıldı. Bunun sonucunda binlerce kişi bölgeden kaçtı." ifadesine yer verildi.
Ancak katliamların durdurulması konusunda İslam ülkeleri de beklenen tepkileri göstermedi.
"DÜNYA KÖR VE SAĞIR "
Arakan'daki katliama en güçlü tepkiler Türkiye'den yükselirken, konuyla ilgili Cumhurbaşkanlığından bakan seviyesine kadar birçok tepki geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir televizyon kanalında yaptığı değerlendirmede, uluslararası tepkilerin yetersizliğine dikkati çekerek, "Maalesef dünya Myanmar'a diyebilirim ki kör ve sağır, duymuyor ve görmüyor. Bu son Bangladeş olayı ise çok daha acınası bir olay. Gelen rakamlar maalesef 3 bin civarında insanın bu şekilde mağdur edildiği, hatta ölmesine neden olan bazı adımların atıldığı istikametinde. Tabii bu konuyla ilgili biz bunu ağır, şiddetli bir şekilde kınıyoruz. Yine onun takibini de ilgili uluslararası kurumlar vasıtasıyla başta BM olmak üzere dile getireceğiz." sözleriyle tepki gösterdi.