Arakan Müslümanlarına uygulanan şiddetle ölü sayısının her an arttığı, Müslüman kadınların tecavüze uğradığı, insanların evlerinin ateşe verildiği bildirildi. Sabah saatlerinde köylülerin evlerinin ateşe verilerek boşaltıldığı belirtildi.
Artan şiddetten kaçarak komşu ülke Bangladeş'e göç etmeye çalışan binlerce evsiz Rohingya Müslüman'ı 4 gündür Bangladeş sınırında bekliyor. Öte yandan, Bangladeş halkı "Rohingya Müslümanları Bangladeş'e alınsın" yazılı pankartlarla bir eylem düzenledi.
Myanmar'da 1982'de kabul edilen yasayla vatandaşlık haklarını kaybeden Arakanlı Müslümanlar "devletsiz" sayılıyor. BM tarafından "eziyet gören dini azınlık" olarak kabul edilen Arakanlı Müslümanlar, hem şiddet olaylarına hem de ekonomik ve toplumsal ayrımcılığa maruz kalıyor.
ARAKAN'DA İNSANLIĞA KARŞI İŞLENEN SUÇ SOYKIRIMA DÖNÜŞTÜ
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Myanmar'ın Arakan eyaletinde Müslümanlara yönelik saldırılara ilişkin Twitter'daki hesabından yaptığı açıklamada Myanmar'ın Arakan eyaletinde son 3 günde binlerce Müslüman'ın katledildiğini, 100 binden fazla Müslüman'ın da yerinden edildiğini belirtti.
Avrupa Rohingya Konseyi (ERC) Sözcüsü Dr. Anita Schug'un "Arakan'da yavaşlatılmış bir soykırım ile karşı karşıyayız." ifadelerini paylaşan Çelik, şunları kaydetti:
"Ordu mensupları ve Budist rahipler sistematik şekilde katliamlara imza atıyor. Bu yapılanlar açıkça katliamdır ve insanlığa karşı suçtur. Birleşmiş Milletler (BM) ve tüm uluslararası kurumlar etkili şekilde harekete geçmelidir. Bu kadar yıl sonra Arakan'daki katliamlar karşısında uluslararası kurumların bu derece etkisiz kalması kabul edilemez. Dünyada uluslararası hukuk ve uluslararası kurumlar olmasaydı, Arakan'da olanlara ancak bu kadar sessiz kalınırdı. Uluslararası hukuk ve kurumlar sanki hiç yokmuş gibi Arakan'daki katliamlar seyrediliyor. İnsanlığa karşı işlenen suç soykırıma dönüştü."
Sadece Arakan'ın Rathedaung kentine bağlı Saugpara köyünde geçen gün 1000'e yakın Müslüman'ın öldürüldüğünü dile getiren Çelik, "BM başta olmak üzere AB kurumları, hızlı ve etkili yollarla bölgedeki katliamın durdurulmasına öncülük etmelidir." dedi.
Çelik, uluslararası kurumların, ERC Sözcüsü Dr. Schug'un "yavaşlatılmış soykırım" olarak nitelediği katliamların seyircisi olmaması gerektiğini vurguladı.
BM, bölgede yaşananları aydınlığa kavuşturmak üzere kendi araştırma komisyonunu görevlendirmiş ancak Myanmar hükümeti komisyon üyelerinin bölgeye erişimini engellemişti. BM'nin eski Genel Sekreteri Kofi Annan öncülüğünde ve Myanmar Dışişleri Bakanı ve Devlet Başkanlığından Sorumlu Devlet Bakanı Aung San Suu Çii desteğiyle oluşturulan Arakan Danışma Komisyonunun hükümete sunduğu tavsiye raporu kısa süre önce kamuoyuna açıklanmıştı.
"TÜM DÜNYANIN DUYARLI OLMASI LAZIM"
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Maldivler Dışişleri Bakanı Mohamed Asim ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından mevkidaşı ile ortak basın toplantısı düzenledi. Çavuşoğlu Arakanlı Müslümanlara yönelik katliama ilişkin yaptığı açıklamada, "Bu zulmü şiddetle kınıyoruz. Tüm dünyanın bu konuda duyarlı olması lazım. İslam dünyasının da duyarlı olması lazım. Birleşmiş Milletler, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve ilgili tüm kurumların somut adımlar atması gerekiyor ki buradaki kardeşlerimiz böyle zulümler yaşamasın. Türkiye olarak biz üzerimize düşeni yapacağız ve tüm dünyanın daha duyarlı olması için gerekli çalışmaları yürüteceğiz. Myanmar hükümetinin de bu konuda ciddi adımlar atması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
İHH'DAN ARAKAN'A ACİL GIDA YARDIMI
İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı, Müslümanlara yönelik saldırılar nedeniyle evlerini ve yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalan Arakanlılara acil yardım malzemesi ulaştırdı.
İçinde pirinç, mercimek, un, tuz ile sıvı yağ bulunan acil gıda paketlerinden Bangladeş'e sığınan bin Arakanlı aile istifade etti. Acil ihtiyaç listesinde ise gıda malzemeleri, ilaç ve tıbbı malzeme, branda, çocuk maması, elbise, hijyen ve yaşam malzemeleri yer alıyor.
ARAKANLI MÜSLÜMANLARA KARŞI ETNİK TEMİZLİK YAPILIYOR
Belçika'da faaliyet yürüten ve Myanmar'da demokratikleşmeyi savunan "Actions Birmanie" (Burma için Hareket Grubu) sözcüsü Pierre-Yves Gillet, Myanmar'da Arakanlı Müslümanlara karşı etnik temizlik yapıldığını belirterek, yakın zamanda meydana gelen olayları "dehşet verici" olarak niteledi.
"Arakanlı Müslümanlara karşı etnik temizlik yapılıyor, sivil halk ölüm tehlikesiyle yaşıyor." diyen Gillet, "Arakan'da Myanmar ordusu, sivil halk ve direnişçiler arasında ayrım yapmıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Gillet, durumun "Arakanlı Müslümanlar için çok kritik" olduğunu, yakın zamanda bir sonuca ulaşmanın ise mümkün görünmediğini belirtti.
Birçok Arakanlı Müslümanın ordunun baskısından kaçmak için Bangladeş ile olan sınıra yöneldiğini aktaran Gillet, Bangladeş yetkililerinin sınırda güvenlik önlemlerini arttırmaları sonucu bu kişilerin arada mahsur kaldığını belirtti.
Gillet, "Arakanlı Müslümanlar Myanmar'daki Budist halk tarafından "Bangladeşli yasa dışı göçmen" olarak görülüyor ve on yıllardır zulme uğruyor." diye konuştu.
AVUSTURYA'DAKİ STK'LARDAN ARAKAN'DAKİ KATLİAMLARA TEPKİ
Dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Avusturya'da yaşan Müslümanlar ve sivil toplum örgütleri de Myanmar ordusunun Arakanlı Müslümanlara yönelik katliamlarını kınayarak başta uluslararası kurumlar olmak üzere İslam ülkelerinin sorunun çözülmesi için daha etkin bir tutum sergilemesini talep ediyor.
Avrupa Rohingya Konseyi (ERC) Sözcüsü Dr. Anita Schug, dün yaptığı açıklamada son 3 günde ordu mensuplarının yaptıkları saldırılarda 2 ila 3 bin arası Müslümanın katledildiğini belirtti.
Birleşmiş Milletler'in (BM) Arakanlı Müslümanlara yönelik saldırı ve katliamları durdurması için Myanmar hükümetine çağrıda bulunmasına rağmen, Budist rahipler ve bazı ordu mensupları, uluslararası kurumları hiçe sayarak insanlık dışı uygulamalarına devam ediyor.
TEMEL İNSANİ HAKLARDAN MAHRUM BIRAKILIYORLAR
Avusturya İslam Cemaati (İGGÖ) Başkanı İbrahim Olgun, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Myanmar'ın Arakan eyaletinde bir milyonun üzerinde Rohingyalının yaşadığını belirterek 2011 yılı itibariyle koşulların bölgede yaşayan Müslüman azınlık aleyhinde dramatik bir şekilde kötüleştiğini, baskı ve zulmün artış gösterdiğini anlattı.
Myanmar devletinin Müslüman azınlığı vatandaşlık hakkı başta olmak üzere, temel insani haklardan mahrum bıraktığına işaret eden Olgun, "Doğum kontrolü gibi çeşitli yaptırımlarla bu insanların nesillerini devam ettirmesi yasaklanmış, insanlık dışı yöntemlerle doğup büyüdükleri toprakları terk etmeye mecbur bırakılmışlar." şeklinde konuştu.
Olgun, Myanmar ordusunun son günlerde Müslüman sivillere yönelik işlediği vahşete dikkati çekerek, "Avusturya İslam Cemaati olarak Myanmar devletinin Arakanlı Müslümanlara uyguladığı insanlık dışı şiddet ve baskıları en sert şekilde kınıyoruz." ifadelerini kullandı.
Uluslararası kuruluşlara da çağrıda bulunan Olgun, bölgede yaşanan katliamların sol bulması için biran önce harekete geçilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
BOSNALI MÜSLÜMANLAR BAŞKANINDAN TEPKİ
Avusturya'daki Bosnalı Müslümanların Başkanı Esad Memic de 21. yüzyılda Myanmar'ın Arakan bölgesinde yaşanan zulmün kaygı verici olduğuna işaret ederek "Arakan'da insanlık onuru ayaklar altında çiğneniyor." dedi.
İnsanların doğuştan belli haklara sahip olduklarını vurgulayan Memic, "Arakan'daki bu insanlar, en temel insani haklardan mahrumlar. Bu noktada uluslararası kamuoyuna büyük bir sorumluluk düşüyor. Özellikle İslam ülkeleri daha duyarlı davranarak, BM gibi kurumları harekete geçirip bu insanların korunması için daha fazla çaba sarf etmeliler." diye konuştu.
Dünyanın neresinde olursa olsun yaşanan katliam ve insan hakkı ihlallerini ayrım yapmaksızın kınadığını vurgulayan Memic, "Barış içinde birlikte yaşamamız için büyük insanlık ailesinin bütün fertleri, zulümlerin ortadan kaldırılması amacıyla birlik ruhuyla hareket etmelidir, bunun aksi herhangi bir alternatif söz konusu olamaz." görüşünü paylaştı.
AMERİKALI MÜSLÜMANLARDAN ARAKAN'DAKİ KATLİAMA TEPKİ
ABD Müslüman Organizasyonları Konseyi (USCMO) Genel Sekreteri Usame Cemal, Myanmar'ın Arakan eyaletinde Müslümanlara yönelik devam eden katliamların durdurulması için ABD yönetimini göreve çağırdı ve "Myanmar gibi bir devlet böylesi bir vahşet ve insanlık suçundan kurtulabilirse dünyanın hangi noktasında kim kendisini güvende hissedebilir?" ifadesini kullandı.
Özgür ve uygar dünyanın Myanmar'da masum sivillerin kitlesel olarak zulme uğramasına tanık olduğunu ve bu konuda hiçbir şey yapmadığını vurgulayan Cemal, "ABD hükümetinden Myanmar'a bu etnik ve sistematik cinayetleri durdurması için baskı yapmak amacıyla nüfuz ve gücünü kullanmasını istiyoruz. Myanmar gibi bir devlet, böylesi bir vahşet ve insanlık suçundan kurtulabilirse dünyanın hangi noktasında kim kendisini güvende hissedebilir?" diye konuştu.
ROHİNGYALAR İÇİN SOYKIRIM UZAK GÖRÜNMÜYOR
Hollanda'da Arakanlı Müslümanlara hizmet vermek için 2013'te kurulan Güvenlik ve Adalet Vakfı Başkanı olan ve on yıl önce Müslümanlığı seçen Nourdeen Wildeman, Myanmar yönetiminin Rohingyalara uyguladığı şiddetin endişe verici ve korkutucu boyutlara ulaştığına dikkati çekerek "Endişe verici çünkü böyle devam ederse daha büyük bir şiddete yol açabilir. Bazı kurumlar tarafından dile getirilen soykırım olasılığı, Rohingyalar için hiç uzak gözükmüyor. Korkutucu tarafı ise bazen bize ulaşan, çocukların, yaşlıların, halkın yaşadığı vahşetin görüntüleri. Bu görüntüler içimizi sızlatıyor." ifadelerini kullandı.
İLGİLİ KURUMLAR AKTİF HALE GELMELİ
Uluslararası toplumun Arakanlı Müslümanlara uygulanan şiddeti karşı sesini yükseltmesi gerektiğini kaydeden Wildeman, "Myanmar yönetimi ile ekonomik ilişkileri olan bütün ülkelerin, Arakanlı Müslümanlara yapılan zulmün devam etmesi durumunda ticaret yapmayacaklarını açıkça belirtmeleri gerekir. Myanmar yönetiminin uyguladığı strateji ve metoda karşı ekonomik ambargonun yanı sıra diplomatik baskı da uygulanması lazım." diye konuştu.
Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliği (AB) tarafından şiddetin sonlandırılması için önerilen girişimlerin bütün ülkeler tarafından desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Wildeman, şunları söyledi:
"İlgili kurumlar daha güçlü bir şekilde aktif hale gelmeli. Arakan'da yaşananlar, politik ve diplomatik baskı yolları ile çözülmeli. Şu anda bölgede sadece şiddet var."
BM ARAKAN'DAKİ SİVİL KATLİAMINDAN 'ENDİŞELİ'
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Myanmar'ın Arakan eyaletinde "güvenlik operasyonu" sırasında sivillerin öldürülmesinden derin endişe duyduğunu açıkladı.
BM'nin eski Genel Sekreteri Kofi Annan'ın hazırladığı rapordaki önerilere tam destek verdiğini de ifade eden Guterres, Myanmar hükümetinden bu önerileri etkili bir şekilde uygulamasını istedi.
Birleşmiş Milletler Sözcüsü Stéphane Dujarric ise son yaşanan şiddet olaylarının 25 Ağustos'ta Myanmar güvenlik güçlerine düzenlenen saldırılar sonrasında gerçekleştirildiğini bildirdi. Dujarric, "Saldırıları kınayan Genel Sekreter Guterres, şiddetin temel kaynaklarına inmenin önemini, Myanmar hükümetinin ihtiyaç sahiplerine güvenlik ve yardım sağlama sorumluluğunu yinelemektedir" dedi.
BANGLADEŞ'E ÇAĞRI
Guterres, Bangladeş'e de çağrı yaparak, "onlarca yıldır Myanmar'dan kaçan sığınmacılara ev sahipliği yapan bu ülke" yöneticilerinden, Rohingyaların Bangladeş'e sığınmasına izin vermeye devam etmeleri talebinde bulundu.
İnsani yardım kuruluşu çalışanlarının şiddet olaylarından etkilenen bölgelere girmelerine izin verilmesini de isteyen Guterres, BM'nin bu anlamda Myanmar ve Bangladeş'e gerekli desteği vermeye hazır olduğunu bildirdi.