Ortadoğu’nun haritasını çizen bir casus: Çöl kraliçesi
Bütün dünyada şiddetin hüküm sürdüğü, insanların yakın bir zamanda Birinci Dünya Savaşı çıkacağını konuştuğu, ekonomik ve siyasi buhranın en üst seviyelerde seyrettiği yıllar. Dağcı, tarihçi, yazar, dilbilimci, arkeolog, kâşif, fotoğrafçı gibi unvanları olan İngiliz bir kadın Gertrude Margaret Lowthian Bell. Tüm bunların ötesinde, elinde cetvelle Ortadoğu ülkelerinin sınırlarını çizen, ülkelere kukla krallar oturtan bir casus. 1897-1898 ve 1902-1903 yıllarında iki kez dünya turuna çıktı. Geçtiğimiz günlerde tekrar gündeme gelen Gertrude Margaret Lowthian Bell'in, 115 yıl önce dünyanın çeşitli yerlerinde çektiği fotoğrafları ve anıları, internette satışa çıkarılmıştı.
GERTRUDE MARGARET LOWTHIAN BELL ASLINDA KİM?
1868 doğumlu Bell, kadınların okutulmadığı o yıllarda Oxford Üniversitesi Tarih Bölümü'nü iki yılda birincilikle bitirdi. Alplerin hiç tırmanılmamış tepelerine tırmanan Bell, yakalandığı fırtınada bir ipin ucunda tam 53 saat asılı kalabilecek kadar cesaret sahibi.
Irak ve Suriye'yi at sırtında dolaşarak incelemeler yaptı. Aşiretleri, nüfus gruplarını, kervan yollarını, su kuyularını, yer altı ve yer üstü zenginliklerini tespit etti ve tüm bunları haritalarına işledi.
YEDİ DİLDE ZEHİR SAÇABİLİYORDU
Fransızca, İtalyanca, Almanca bilen Bell, Türkçe, Kürtçe, Farsça ve Arapça'yı konuşabildiği için, Ortadoğu'da yüzlerce aşiret ve kabileyle kolayca ilişki kurdu, birbirine düşürebileceği ve Osmanlı'ya karşı ayaklanabilecek kabileleri belirledi.
KRALLARA DİZ ÇÖKTÜRDÜ
Arap Dünyası'nda o kadar saygı ve sevgi gördü ki, "Irak'ın Taçsız Kraliçesi", "Çöl Kraliçesi" ya da "el-Hatun" gibi unvanlarla anıldı. Günümüzde bile, Arap ders kitaplarında adı "kahraman kadın" olarak geçiyor.
ARKEOLOG MASKESİYLE ORTADOĞU'NUN KUYUSUNU KAZDI
Arkeolojik çalışmalar yapıyor gibi görünerek tüm Ortadoğu'yu gezen Bell, elde ettiği bulguları İngiliz çıkarları için çarpıtmaktan hiç çekinmedi. Günlüğünde, "Her aşireti burası sizden bir parça, sizin aslınız bu diye ikna etmek için gayret gösteriyorduk. Çoğu zaman da başarıyorduk" diyor.
ARAP LAWRENCE'I O YETİŞTİRDİ
Arap isyanlarının örgütleyicisi Arap Lawrence'ı da o yetiştirdi. Fotoğrafta Winston Churchill, Gertrude Bell ve "Manevi oğlum" dediği T.E. Lawrence bir arada.
ÜLKE SINIRLARINI ACIMASIZCA BÖLDÜ
1919 yılındaki Paris Konferansı'na delege olarak katıldı.
Ortadoğu konusunda o kadar küstahlaşmıştı ki, günlüğüne şu satırları yazmıştı: "Bu sabah tüm vaktimi Bağdat'taki ofisimde Irak'ın güney sınırlarını belirleyerek geçirdim. Çok güzel bir sabahtı...' Bell, 1919 yılında bugünkü Irak devletinin sınırlarının çiziyordu.
KUKLA KRAL ÜRETMEKTEN BIKMIŞ!
Günlüğüne "Bir daha kral yaratma işine katiyen bulaşmayacağım, sinirleri çok yıpratan bi iş" diye de yazan Bell, Suriye tahtından indirilmiş olan Faysal'ın Irak kralı yapılması için Winston Churchill'i ikna etti. Fotoğrafta birkaç seneye Irak tahtına oturtacağı Faysal'la pikinikte...
MUTSUZLUĞU ÖLÜME GÖTÜRDÜ
İngiltere'nin sömürgeci planlarını adım adım gerçekleştirerek ülkesinde kahraman ilan edilen Bell, günlüğüne "burada çok yalnızım, bu yalnızlıkla çok fazla devam edemem" diye yazdı ve 1926'da 58 yaşında aşırı dozda uyku ilacı alarak intihar etti.
OSMANLI TOPRAKLARINA NEDEN GELDİ?
Gertrude Margaret Lowthian Bell'den geriye, 115 yıl önce dünyanın çeşitli yerlerinde çektiği fotoğrafları ve anıları kaldı. Geçtiğimiz günlerde, Newcastle Üniversitesi'ndeki Gertrude Bell Kütüphanesi'nin internet üzerinden satışa çıkardığı fotoğraflar arasında, Türkiye'nin çeşitli şehirlerinde çekilmiş birçok fotoğraf bulunuyor.
Hasankeyf
İngiltere'den Anadolu'ya izlenimlerini yazmak, fotoğraflar çekmek iddiası ile geliyor. Kimilerine göre ise Bell, Osmanlı'nın girmesi olası bir savaş ihtimali nedeniyle İngiltere adına istihbarat toplamak üzere bu topraklara yollanmış bir casus.
Hasankeyf
TÜM TARİHİ ESERLERİN FOTOĞRAFLARINI ÇEKTİ
Bell'in anılarından ilk kez 1899 yılının Aralık ayında İzmir'e geldiği bilgisi de yer alıyor. Anadolu'daki birçok ilde, karşısına çıkan ne kadar önemli tarihi eser varsa, hepsinin fotoğraflarını çekiyor.
Hasankeyf
Bell anılarında, "Ülke insanları gri bir gökyüzü altında gülümsüyor ve keyifliler. Zeytin, incir, sultan üzümü ve mısır tarlaları arasından geçerek geldiğimiz Ayasuluk'ta hancı Karpauza'yla tanıştık. Onunla St. John Kilisesi, İsabey Camii, Ayasuluk Harabelerini ve Efes Antik Kentini gezdik. Efes Antik Kentindeki tiyatroya hayran kaldım" şeklinde gördüklerini anlatıyor.
Hasankeyf
Bell, o yıllarda İstanbul'u da fotoğraflıyor ancak yetkililerden bir talimat alıp almadığı bilinmiyor. Ancak siyasi gelişmeler ve aynı yıllarda yurtdışına Türkiye topraklarından binlerce tarihi eserin kaçırıldığı hesaba katıldığında, bu belge niteliği taşıyan fotoğrafların Osmanlı'nın kontrolünde yapıldığı varsaymak pek akılcı görünmüyor.
Hasankeyf
Hasankeyf
Diyarbakır Silvan'da bulunan ve geçmişte İpekyolu'nun en önemli köprülerinden biri olan Malabadi Köprüsünü fotoğraflamıştır. Bu nadide köprü dünyanın ayakta kalan tek kemerli en büyük köprüsüdür. Bosna'da bulunan tarihi Mostar Köprüsü'nden çok daha uzun, görkemli ve eskidir. Köprünün Malabadi değil Batman Köprüsü olarak anıldığını Bell'in kayıtlarından anlıyoruz.
Sİlvan
Sİlvan
Sİlvan Selahaddin el-Eyyubi Camii
Sİlvan Selahaddin el-Eyyubi Camii
Diyarbakır
Diyarbakır - Ulu Camii
Diyarbakır Surları
Şanlıurfa
Şanlıurfa
Şanlıurfa
İstanbul
Topkapı Sarayı Harem Girişi
İstanbul
İstanbul - Topkapı Sarayı
Rüstem Paşa Camii
Rüstem Paşa Camii
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
İstanbul
Ayasofya Selamlık
Yıldız Sarayı
Yıldız Sarayı
Yıldız Sarayı
Mardin
Mardin
Mardin
Malatya
Kayseri
Kayseri
Kayseri
Kayseri
Kayseri
Kayseri
Niğde
Niğde
Niğde
Karaman Hatuniye Medresesi
Çeşitli tarihi eserler
Çeşitli tarihi eserler
Fikriyat