Biyografi Öner Fikriyat Anasayfa

Enver Paşa

Enver Paşa

  • Doğum Tarihi 1881
  • Doğum Yeri İstanbul
  • Ölüm Tarihi 4 Ağustos 1922
  • Ölüm Yeri Tacikistan

Kimine göre büyük bir kahraman, kimine göreyse hayaller peşinde koşan bir maceraperest. Aklınıza kim geldi bilmiyorum ama bugün tarihimizin en tartışmalı isimlerinden Enver Paşa gündemimizde. Peki, Türkistan'ın unutulmaz ismi Enver Paşa'ya dair ne biliyoruz? Enver Paşa, 23 Kasım 1881 yılında İstanbul Divanyolu’nda dünyaya gelir. Babası bayındırlık teşkilatında inşaat teknisyeni Hacı Ahmet Paşa, annesi Ayşe Dilara Hanım'dır. Annesi Kırımlı bir Tatar'dır, tarafından soyu Tosk Arnavutlar'a veya Gagavuz Türklerine uzanmaktadır. Ayrıca "Kût'ül-Amâre Kahramanı" olarak anılan Halil Kut, Enver Paşa'nın amcasıdır. Beş kardeşin en büyüdüğüdür.  Babasının tayinleri nedeniyle çocukluğu farklı şehirlere gider. 

Enver Paşa

Aldığı eğitimler

Enver Paşa’nın ailesi pek varlıklı olmasa da onun eğitimine önem verir. Üç yaşına geldiğinde evlerinin yakınındaki İbtidai Okulu'na verirler. Daha sonra Fatih Mekteb-i İbtidaisi'ne başlar ve ikinci sınıftayken babasının Manastır'a tayin olması nedeniyle okulunu bırakmak zorunda kalır. Yaşı küçük olmasına rağmen 1889'da Manastır Askeri Rüştiyesi'ne dier ve oradan 1893 yılında mezun olur. Eğitimine 15. sırada girdiği Manastır Askeri İdadisi'nde devam eder ve 1896 yılında 6. sırada mezun olur. Harp Okulu'na başlar ve bu okulu 1899'da 4. sırada piyade teğmeni olarak bitirir. Harp Akademisini başarıyla bitirir ve Osmanlı Ordusu’na kurmay subay yetiştiren Mekteb-i Erkân-ı Harbiye’nin kontenjanına girmeyi başarır. Daha sonra ise 23 Kasım 1900 tarihinde Kurmay Yüzbaşı olarak 13. Ordu'nun emrinde Manastır 13. Topçu Alayı 1. Bölüğü'nde göreve başlar.

Enver Paşa

Tutuklanması

Harp Okulu'nda okurken başına hiç beklemediği bir olay gelir. Kendisi gibi öğrenci olan amcası Halil Paşa ile birlikte tutuklanır ve Yıldız mahkemelerinde yargılanır. Daha sonra ise serbest bırakılır.

Enver Paşa

Askerlik yıllarının ilk dönemi

Manastır 13. Topçu Alayı 1. Bölüğü'ndeyken ona Bulgar çetelerini takip görevi verilir. Daha sonra 20. Piyade Alayı’nın birinci bölüğüne, bir ay sonra da 19. Piyade Alayı’nın birinci taburunun birinci bölüğüne nakledilir.

Enver Paşa

Manastır Yılları

İlerleyen tarihte Üsküp’e görevlendirilen Enver Paşa sonrasında kendi bölüğüne döner. Manastır’da pek çok önemli görevlerde bulunur. Bunlardan biri, Mıntıka-i Askeriyesi’nin Ohri ve Kırçova mıntıkaları müfettişliği görevlerinde bulunmasıdır.

Enver Paşa

Ödüllendirilmesi

Burada kolağası olmasının ardından büyük ehemmiyet gösterdiği bir işin yakın takipçisi olur. Bulgar, Rum ve Arnavut çetelerini takip eder. Girişilen askeri harekatta üstün başarılar gösterdiğinden dördüncü ve üçüncü Mecidiye Nişanı, dördüncü Osmaniye Nişanı ve altın Liyakat Madalyası ile ödüllendirilir. Başarılarından dolayı 13 Eylül 1906 tarihinde binbaşılığa yükseltilir. Bulgar çetelerine karşı yürüttüğü faaliyet onun üzerinde milliyetçilik fikirlerinin etkili olmasında büyük rol oynar. Çatışmalarda bacağından yaralanarak bir ay hastanede kalmak zorunda bile kalır.

Enver Paşa

II. Meşrutiyet'e etkisi

Selanik’te 1906 senesinde kurulan Osmanlı Hürriyet Cemiyeti’ne on ikinci üye olarak katılım sağlar. Selanik’ten Manastır’a döner. Terakkî ve İttihat Cemiyeti tarafından başlatılan ihtilal girişimlerine katılır. Eylemlerinin ihbar edilmesi üzerine İstanbul’a davet edilir. Fakat 24 Haziran 1908 akşamı dağa çıkarak ihtilalde öncü olur. II. Meşruyeti’n ilan edilmesinde büyük rol oynar.

Enver Paşa

Berlin askeri ataşeliği

5 Mart 1909 yılında Berlin Askeri Ataşesi olur. Yurduna geri döndüğünde 31 Mart Ayaklanmaları başlar. İstanbul’a döndüğünde askeri birtakım görevlerde bulunsa da bir süre sonra tekrardan Makedonya’ya çağrılır. Üsküp, Kosova, Selanik, Manastır demeden buraları karış karış gezerek halkı çetelerden korur.

Enver Paşa

Naciye Sultan ile nişanlanması ve Trablusgarp Savaşı

1911 yılında vatanına dönen Enver Paşa, Mehmed Reşad’ın yeğeni Naciye Sultan ile nişanlanır. Daha sonra tekrardan Berlin’e giden Enver Paşa, İtalyanların Trablusgarp’a saldırmasının ardından ülkesine geri döner. Bu savaşta gösterdiği başarılardan ötürü ödüllendirilen paşa terfiler alır. Hatta kendi adına sikke dahi bastırır. Hanedan damadı olduğu için yirmi bin kadar askerin onun himayesine girmesini sağlar. Burada Enveriye denen şapkasını yapar ve bu şapka ordusunun gözdesi olur. Balkan Savaşı'na da katılan Enver Bey, düşman kuvvetlerinin Çatalca'da durdurulmasında önemli rol oynar.

Enver Paşa

Edirne Fatihi unvanını alması

Bâb-ı Âli Baskını'ndan sonra, Enver Bey, Bulgar ordusu başka cephelerde savaşmakta olduğundan, direnişle karşılaşmadan, 22 Temmuz 1913'te Edirne'ye girer. Bu gelişme üzerine saygınlığı artan Enver Bey, “Edirne Fatihi” unvanını alır. Rütbesi albaylığa, kısa bir süre sonra da generalliğe yükseltilir. En son ise istediği görev olan Harbiye Nazırlığı görevine başlar. Bu arada, Sultan Mehmet Reşat'ın yeğeni Emine Naciye Sultan ile Baltalimanı'ndaki Damat Ferit Paşa Konağı'nda yapılan büyük bir törenle evlenir. Bundan sonra “Damad-ı Şehriyari” olarak anılacaktır.

Enver Paşa

Harbiye Nazırlığı

Harbiye Nazırı olduktan sonra orduda birtakım düzenlemeler yapar. Paşa, binden fazla yaşlı subayı ordudan tasfiye eder ve ardından genç subayları önemli görevlere getirir. Fransız modeli yerine Alman stilini uygulamaya sokar. Birçok Alman subayı Türk ordusunda danışman olarak görevlendirildi. Alaylı subayların çoğunun işine son verdi, kısacası ordunun gençleşmesini sağlar. Yaptığı değişikler bunlar ile sınırlı değildir. Üniformalar değiştirilir; orduda okuryazarlığın artırılmasını sağlar.  Hatta kendi adının verildiği “enveriye yazısı” denilen bir alfabe uygulamaya konulur. Fakat Harbiye Nazırlığı görevi 14 Ekim 1918 tarihine kadar sürer.

Enver Paşa

Sarıkamış Harekatı

Enver Paşa, I. Dünya Savaşı’nda Sarıkamış’ta Harbiye Nazırı olarak askeri harekâtı yönetir. Daha sonra bu harekâtın komutanlığını üstlenir. Yenilgi ile sonuçlanan bu savaş hakkında basında haber yapılmasına izin vermez. Sarıkamış Harekâtı’nın ardından korgeneralliğe yükseltilir. Kut’ul Amere ve Kafkas Cephesi’ndeki başarılarından ötürü orgeneralliğe kadar gelir.

Enver Paşa

Basmacı Harekatı’na katılması

Ülkesinde yaşadığı zorlu olaylardan sonra Türkistan’a gitmeye karar verir. Eski İttihatçılar ile birlikte Bolşevik Ruslara karşı yürütülen bir direniş grubu olan “Basmacılar Hareketi’ne” katılır. Sırasıyla Bakü, Aşkabat, Merv gider arından Buhara’ya ulaşır. Yanına adlığı Türk subayları ile birlikte tekrar yola çıkar. Önce Akbulağ ardından Başçardak kışlağına ve daha sonrada Korgantepe’ye gider. Burada Basmacı reislerinden İbrahim Lakay tarafından bir Cedidçi ve Rus casusu olabileceğinden şüphelenildiğinden tutuklanır. Daha sonra gerçek anlaşıldığı için serbest bırakılır.

Enver Paşa

Enver Paşa’nın son günü

Enver Paşa Basmacılar’ı örgütlemek için tekrar Duşanbe ilerisindeki kışlaklara gider. Ruslar’ın Duşanbe’yi alması üzerine geri çekilerek Satılmış kışlağında gizlenmeye karar verir. Buradan Belcuvan bölgesindeki Abı-Derya mevkiine geçer ve son karargahını burada kurmuş olur. Tarihler 1922 senesinin 4 Ağustos’u Kurban Bayramı’na denk gelmektedir. Paşa ve maiyetindeki askerler birbirleriyle bayramlaşır. O esnada Yakov Melkumov komutasındaki bir Rus müfrezesinin baskınına uğrar. Yanında yaklaşık otuza yakın askeri bulunmaktadır. Kahramanca çarpışan Enver Paşa ve maiyetindeki askerleri şehit düşer.

Enver Paşa

Naaşı bir Tacik bir asker korudu

Enver Paşa’nın naaşını Tacik bir asker bulur ve savaş alanından uzaklaştırır. Asker, Rusların bölgeden çekilmesiyle naaşı daha güvenli bir yere götürür ve defneder. Tolibşo adındaki Tacik, mezarın etrafını korumak için bir duvar örer. Büyük bir manevi ağırlık ve sorumluluk duygusuyla mezarı tam 47 yıl boyunca korur. Yaşlandığında artık sırrını oğluna anlatması gerektiğini düşünür. Oğlu Muzaffer de bu kutsal görevi babasından devralır. Tacik aile, vatanı için büyük mücadele veren Enver Paşa'nın mezarını tam 74 sene boyunca canları pahasına korumuş olur.

Enver Paşa

Naaşının Türkiye’ye getirilmesi

Naaşının Türkiye getirilmesi çok da kolay olmaz. Dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel Eylül 1995'te Tacikistan’a gider. Gezisi sırasında Enver Paşa’nın naaşı gündeme gelir. Yetkililerin temaslarından sonra, başkent Duşanbe'nin yaklaşık 200 km doğusundaki Belcivan kentine bağlı Obtar köyünde bulunan Enver Paşa'nın mezarı, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Münif İslamoğlu başkanlığındaki uzmanlar ve bilim adamlarından oluşan sekiz kişilik bir kurul tarafından 30 Temmuz 1996'da açılır.

BİZE ULAŞIN