Eğitimi
1894 yılında Üsküdar'a taşınan aile ile İstanbul hayatı başladı. Üsküdar Mülki İdaresini başarıyla tamamladı. Gönülsüz bir şekilde girdiği tıbbiye sınavlarını kazanmasıyla tıbba yöneldi. 1908 yılında Berlin ve Münih'e giderek nöroloji ve psikoloji dallarında uzmanlık eğitimi aldı.
Vefatı
31 Ağustos 1951’de Ortaköy Şifa Yurdu’nda vefat etti ve Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.
Kariyeri
Hekimliğe başlamasıyla birlikte kısa zamanda alanındaki uzmanlığıyla dikkat çekti. 1914'te Haseki'deki "Akıl Hastalıkları Müşahedehanesi"nin başhekimi ve müdürü oldu. Deliliğin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu halka gazeteler ve konferanslar ile anlatmaya çabaladı. Onlarca öğrenci yetiştirerek Türk psikiyatrisine oldukça önemli katkıları oldu.
İlk modern akıl hastanesi
Toptaşı Bimarhanesi’nde çağdaş bilgilere dayalı seroloji, nöropatoloji ve deneysel psikoloji laboratuvarlarını kurdu. Böylece Toptaşı Bimarhanesi’ni Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi adıyla modern bir akıl hastanesine dönüştürdü.
Psikiyatride gösterdiği üstün başarılar üzerine ordinaryüs profesörlüğe getirildi.
Yeşilay Derneği
Hem çok yönlü hem de renkli kişiliğiyle halk arasında iyiden iyiye popülerleşen Mazhar Osman, Yeşilay Derneği'nin kurulmasına da öncülük etti.
Cüzzam hastanesinin kurulması
Mazhar Osman, cüzzam hastaları için ayrı bir hastane kurulmasını sağladı. Mısır, Suriye ve Filistin’e giderek bu hastalıkla mücadele için bilgi edindi. Öğrendiği bilgileri uygulamaya koyup bir buçuk yıl içinde yirmi kadar cüzzamlı tedavi edilip sağlıklarına kavuşturuldu.
Tıbbî toplantıları
Mazhar Osman, her ayın ilk cuma günü Fransız Lape Hastahanesi’nde tıbbî toplantılar düzenlerdi. Bu toplantılara Abdülhak Hâmid Tarhan, Cenab Şahabeddin, Süleyman Nazif, Rıza Tevfik Bölükbaşı, Ali Ekrem Bolayır, Hüseyin Rahmi Gürpınar gibi dönemin önemli kalemleri de katılıyordu. Bu yazarla kurulan ilişki sayesinde akıl ve sinir hastalıkları halk tarafından daha anlaşılır hale geldi. Pek çok kişi psikiyatriye yöneldi.
Dostluğu
Mazhar Osman, yaşadığı dönemde hem bilim insanı hem de entelektüel olarak dikkat çekmekteydi. Zamanının meşhur olan isimleri ile de yakın arkadaşlıkları vardı. Bunlardan birisi Neyzen Tevfik'ti. Mazhar Osman'ın Toptaşı Bimarhanesinin başhekimi olduğu dönemlerde Namık Kemal'in oğlu Ali Ekrem (Bolayır), Neyzen Tevfik'i Mazhar Osman'a muayene olmaya ikna ettiğini anlatır.
Mahlası
Vefatından yıllar sonra, hem akrabası hem de şair ve doktor olan Muhiddin Celâl Duru'nun aktardığına göre "Figani" mahlasıyla şiirler kaleme aldı.
Şiiri
"Medid bir gecenin nısf-ı pür-sükûnunda
Soğuk soğuk esiyordu nesim-i fasl-ı şifa
***
On sekiz yıldır bu mihnethânede güldüm mü ben
Kırdı sarsar yâl ü bâlim bir nihâl-ı ter iken
Kalbim ağlar kısmetim hep dilyeden efgaaneden
Ağlasın kabrinde varsa Mazhar-ı zâr'ı seven
Ben doğarken ağladım mevtimde yaran ağlasın
Can verirken gözlerimden eşk-i şadî çağlasın."