Küçük Prens’ten hayat dersi
Fransız yazar, şair ve pilot de Saint-Exupéry 1943 yılında yazdığı, dünyanın en çok satan kitapları arasında yer alan ve çocukluğumuzda en sevdiğimiz kitaplardan olan Küçük Prens 250’den fazla dile çevrilmiş durumda. Yazara ya da varislerine ait olan telif hakkı korumasının 2015’te dolması ile Küçük Prens Türkiye’de birçok yayınevinden farklı çevirmenler aracılığı ile çevrilerek baskısı yapıldı.İşte Küçük Prens’ten ders niteliğinde önemli alıntılar...
"Hiç kimsenin kitabımı özensizce okumasını istemem doğrusu. Bu anılarımı yazarken çok üzüntülü anlar yaşadım. Arkadaşım koyunu ile birlikte beni bırakıp gideli tam 6 yıl oldu. Onu burada anlatmaya çabalıyorsam, bu biraz da onu unutmamak için. Arkadaşı unutmak çok üzücü bir şey. Herkesin arkadaşı olmamıştır. Arkadaşımı unutursam, kendimi o sayılardan başka bir şeye değer vermeyen büyükler gibi hissederim sonra…" Saint-Exupéry
"En iyi yüreğiyle görebilir insan. Gözler asıl görülmesi gerekeni göremez."
"İnsanların hiçbir şey öğrenecek vakitleri yok artık. Her şeyi satıcılardan hazır alıyorlar. Ama dost satan bir satıcı olmadığından, insanların dostları da yok artık."
Kendini yargılamak başkalarını yargılamaktan daha güçtür. Kendini yargılamayı başarabilirsen gerçek bir bilgesin demektir.
"Bir yıldızda yaşayan çiçeği seversen, geceleri gökyüzüne bakmak güzel gelir. Bütün yıldızlar çiçeğe durur."
Senin gülünün diğerlerinden daha önemli olmasını sağlayan şey, ona ayırdığın vakittir.
"Sadece evcilleştirdiğin kişiyi anlayabilirsin" dedi tilki. "İnsanlarınsa hiçbir şeyi anlayacak vakitleri yoktur. Her şeyi dükkandan hazır alırlar. Ve arkadaşlar dükkanlarda satılmadığı için de insanların arkadaşları yok artık. Eğer bir arkadaşın olsun istiyorsan, evcilleştir beni!"
Büyükler sayılardan hoşlanır. Onlara yeni bir dostunuzdan söz açtınız mı, hiçbir zaman size önemli şeyler sormazlar. Hiçbir zaman: " Sesi nasıl? Hangi oyunu sever? Kelebek toplar mı?" diye sormazlar. "Kaç yaşındadır? Kaç kardeşi var? Kaç kilodur? Babası kaç para kazanır?" diye sorarlar. Ancak o zaman tanıdıklarını sanırlar onu. Büyüklere: "Pembe kiremitten bir ev gördüm, pencerelerinden sardunyalar, damında güvercinler vardı" derseniz, o evi bir türlü gözlerinin önüne getiremezler. Onlara: "Yüz bin franklık bir ev gördüm" demeniz gerek. O zaman: "Aman ne güzel!" diye bağırırlar.
"Örneğin öğleden sonra saat dörtte gelirsen, ben saat üçte kendimi mutlu hissetmeye başlarım."
"Eğer milyarlarca yıldızdan yalnız birinde tek bir örneği olan bir çiçeği seviyorsan, yıldızlara bakmak bile mutlu hissettirir insana kendini. 'Çiçeğim oralarda bir yerde.' dersin kendine. Ama koyun çiçeği yedi mi, tüm yıldızlar söner."
"Peki insanlar nerde?" dedi küçük prens. " İnsan kendisini çölde çok yalnız hissediyor."
"İnsanların içinde de öyle hissedersin." dedi yılan. "Arada pek fark yoktur."
İzdiham