Kutadgu Bilig: Türk edebiyatının mihenk taşı
Türk edebiyatının ilk siyasetnamesi olan Kutadgu Bilig, Türkçenin en temel ve Türk dili araştırmalarının en önemli kaynak eserlerindendir. Kültürümüzün mihenk taşlarını oluşturan eserlerden biri olan Kutadgu Bilig, hükümdar ve idarecilere verdiği öğütler itibariyle bir nasihatname, ülkenin yönetimi ile ilgili tespitleri açısından bir siyasetname kitabıdır.
Kutadgu Bilig, 11. yüzyıl Karahanlılar devri Türk-İslam kültür muhitinin ortak bir ürünü olup İslamî dönem Türk kültürünün ilk manzum siyasetnâmesidir. Kutadgu Bilig'de, kronolojik olarak kendisinden önce veya sonra yazılmış siyasetnâmelerden, gerek felsefi malumat gerekse de temsilî üslup bakımından, farklı ve özgün yönler vardır. Bu kıymetli eser, İslamî Türk edebiyatının ilk ürünlerinden biri olmakla birlikte yalnızca Türk edebiyatı tarihi bakımından değil, aynı zamanda Türk sosyolojisi, Türk kültür tarihi ve Türk devlet felsefesi açısından da ele alınıp incelenen bir kaynaktır.
Siyasetnâmelerin ekserisi İran-İslam coğrafyasında şekillenen Fars siyaset geleneği ile İslam prensiplerinin sentezlenmiş biçimleri olmasına karşın Kutadgu Bilig, büyük ölçüde Türk devlet ve siyaset geleneğini ihtiva eder. Bu yönden diğerlerinden farklı ve özgün bir eserdir. Kutadgu Bilig bize, binlerce yıllık Türk tarihinde, birçok coğrafya, iklim, din, kültür ve uygarlık değişikliklerine rağmen, ana çizgileri aşağı yukarı aynı kalan bir toplum ve devlet anlayışının sürdüğünü gösterir.
TveK'dan satın almak için tıklayın...
Kutadgu Bilig, bir idare ve siyaset kitabıdır. Yusuf Has Hacib bu eserde, çeşitli konu ve meseleler hakkında felsefi ve sosyolojik fikir ve düşünceler ileri sürüp öğütler verir. Bundan başka, toplumu oluşturan çeşitli sınıf ve zümrelerin yapısını ve değerini, onlara karşı hükümdar tarafından izlenmesi gereken davranış ve tutumları belirler. Böyle olmakla birlikte, Kutadgu Bilig'in, eski devirlerde doğuda benzerlerine sıkça rastlanan türden, devrin idarecilerine ve devlet adamlarına pratik tavsiyelerde bulunmak ve adaletli bir yönetim oluşturmalarını istemek amacıyla ahlaki telkinler veren, devlet içindeki sosyal gruplaşmaları göz önüne seren, tarihin tanınmış şahsiyetlerinin yaptıklarından örnekler sunan öğüt kitapları durumundaki siyasetnâme (nasîhâtü'lmülûk)lerden farklı ve özgün bir yapısı vardır.
Dünyada Kutadgu Bilig'e verilen isimler
Kutadgu Bilig'in kelime anlamı, mutlu olma bilgisidir. Şimdiye kadar eserin adı, Türkçeye ve Batı dillerine çoğunlukla "Mutluluk veren bilgi" şeklinde çevrildi. "İktidara ulaştıran bilgi" ya da "Devlet yönetme bilgisi" şeklinde çevirileri de mevcuttur.
Geçmişte Kutadgu Bilig'e Çinliler Edebü'l-mülûk "Hükümdarlığın Adabı", Mâçin hükümdarları (bilgeleri) Âyinü'lmemleke "Memleketin Aynası", Maşrıklılar, Zînetü'l-ümerâ "İdarecilerin Süsü", veya Pendnâme-i mülûk, "Hükümdarlara Öğütler" adını verdi.
Yusuf Has Hacip'in elimize geçen tek eseri Kutadgu Bilig'de üç bin civarında kelime bulunur. Bu eserle insan dünya ve ahirette kutlu olmak ve bunun için nasıl bir yol izleneceğini göstermesi ile yazar. Kutadgu Bilig'i yaşarken toplumun aksayan yönlerini, bilginin ve adalet ve doğru kanunun üstünlüklerini ortaya çıkararak insanları bu iki değere yöneltme yoluna gider.
İki dünyada da saadet
Kutadgu Bilig aslında sadece devletin başında bulunan idareci sınıfa değil bütün tebaaya hitap eden bir eserdir. Yusuf Has Hacip eserinin yazılış nedeninin "Ben, okuyanın elinden tutup kutlu kılması için, kitabun adını Kutadgu Bilig koydum. Okuyucunun eliyle iki dünyada da kutluluğa, saadete ermesi için söz söyledim ve kitap yazdım. Eğer insan, iki dünyayı da kut tutarsa saadete ermiş demektir, bu sözüm tamamen doğrudur, bunan inan." şeklinde açıklar.
Türk edebiyatında Divanü Lügati't Türk'te yazılı tarihleri belli olmayan aruz ölçüsüyle yazılmış şiirler hariç tutulursa aruz işe yazılan ilk eser budur. Geniş bilgisi ile aruzu Türkçeye başarıyla tatbik eder.
Aynı zamanda Kutadgu Bilig, Türk edebiyatının ilk mesnevisidir. 6645 beyitten oluşur. Siyasetname türünde yazılan eser ilk mesnevi, kaside, tevhit, naat, vasiyetname, yaşname, rüya tabiri, münazara, mektup türlerinin Türk edebiyatındaki ilk örneklerini verir.
Kutadgu Bilig'in bilinen üç nüshası vardır. Hammer tarafından Avusturya Devlet Kütüphanesi'ne götürülen Uygur harfleri ile yazılan Herat nüshası, Taşkent'teki, Zeki Veledi Togan tarafından bulunan Fergana nüshası, Mısır Hidiv Kütüphanesi'nde bulunan Mısır nüshası.
Kutadgu Bilig'in içeriği
Kutadgu Bilig, klasik tertibin Türk edebiyatında görülen ilk eseridir. Sırası ile Allah, Peygamber, dört halife devrin hükümdarının konu olarak işler. Sonra yedi gezegen ve on iki burç anlatılır. İnsan değerinin bilgi ve akılla olduğunu belirtip dilin faydaları ve zararları üzerinde durdu. Bundan sonra da kitabı niçin yazdığını anlatıp eserde yer verdiği dört temel şahsı anlatır. Aslında eser dört karakter üzerine kuruludur. Bundan sonra da hükümdar Kün Togdı'yı tanıtarak konuya girer.
Eserde yer alan hükümdar Kün Togdı, şöhreti dünyayı tutmuş, bahtı açık bir padişahtır. Dürüst, gözü tok, gözlü zengin, bilgili, akıllı ve uyanık bir beydir. Ancak hükümdar Kün Togdı'nın ehil bir yardımcıya ihtiyacı vardır.
Bu zamanda Ay Toldı memleketinden kalkıp gelir. Hükümdara hizmet için geldiğinin söyleyen Ay Toldı hükümdar tarafından beğenilerek onun hizmetine başar. Ay Toldı eserde devleti, saadeti, kutluluğu temsil eder.
Dört asıl şahıstan biri olan Ögdülmiş, Ay Toldı'nın oğludur. O eserde aklı temsil eder. Babasının ölümünden sonra ortaya çıkar. Hükümdarın yanında yetişir.
Diğer asıl şahıslardan olan Odgurmış, dünya ile ilgisini kesmiş ve inzivaya çekişmiş bir zahittir, İnsanlar arasına karışmaz. Odgurmuş, akıbeti, kanaati temsil eder.
Yusuf Has Hacip, Ay Toldı ile Ödgülmiş'i kendi şahsında toplar. Hükümdara söyleyeceklerini onların ağzından söyler.
Olaylar bu insanların aralarındaki ikili diyaloglarla, sorulu-cevaplı münazaralar şeklinde cereyan eder. Bu diyaloglar okuyucuyu sıkmayacak akıcılığa felsefi derinliğe sahip, edep ve üslüp olarak çok seviyeli konuşmalardır. Bu konuşmalarda bütün karakterler nasihate açık, emniyetten, kibirden, inat ve öfkeden uzak bir çizgi sergiler. Konuşmacı, fikrini daima delilleriyle birlikte izah eder ve bu diyaloglarda ideal bir toplumu meydana getiren parçaların hemen hepsi ele alınır.
İdeal hükümdar, vezir, elçi, hazinedar, aşçıbaşı ve zahidin nasıl olması gerektiği ortaya koyulur. Eser, baba-oğul, hükümdar-vezir, kardeş-kardeş ilişkilerini örneklerle izah eder; idarecilerin avam tabakaya, alimlere, Ehl-i Beyt'e, tüccar ve çiftçi sınıfına nasıl muamele etmesi gerektiğini ele alır.
Kutadgu Bilig'ten öğütler
Eserde hükümdarlık; "Halka baş olmak büyük ve ağır bir iştir; daima başa dert olur ve insana eziyet verir. Nereye baksan orada bir tehlike vardır; sevincini sorsan o daha azdır. Sevmeyeni çok, seveni nadirdir; didinmesi çok, rahatı azdır" şeklinde vasıflandırılır.
Kutadgu Bilig'e göre, dikkat edilmesi gereken hususlardan birisi de, idarecinin dünyayı düzeltmeye önce kendi nefsinden başlaması gerektiğidir:
"Bütün bulanıklıkları durultmak istersen kendi ruhunu tasfiye et; halk, ister istemez durulur. İnsan temiz olmayan şeyleri su ile yıkayıp temizler; eğer su kirlenirse, o ne ile ve nasıl temizlenir?"
Hükümdar bütün bunları yaparken de, şahsi menfaatlerini ikinci planda bırakmalıdır. "İnsanların iyisi, kendi menfaatini bırakıp, zahmet yüklenerek, başkalarının faydasını düşünen kimse demektir. İnsanlar ondan bir iyilik görmezlerse, onun yaşadığı nereden belli olur."
Saray entrikalarını önlemenin bir diğer yolu da, idarecinin etrafının menfaat grupları tarafından sarılmamasıdır:
"Beylerin etrafını kötüler çevirirse, memlekette tamamen kötüler hakim olur.Tanrı bir kimseyi yükseltmek isterse ona ehliyetli ve dürüst hizmetkarlar verir"
Kutadgu Bilig'de hükümdar, kendisinin dürüst hareket etmesinin önemini şöyle açıklar: "İşte bak, ben de doğruluk ve kanunum; kanunun vasıfları bunlardır, dikkat et. Bak bu üzerinde oturduğum tahtın üçayağı vardır, üçayak üzerinde olan hiçbir şey bir tarafa meyletmez; her üçü düz durdukça, taht sallanmaz. Eğer üç ayaktan biri yana yatarsa, diğer ikisi de kayar ve üzerinde oturan yuvarlanır. Üç ayaklı olan her şey doğru ve düz durur; eğer dört ayak olursa, biri eğri olabilir. Düz olan bir şeyin her tarafı iyidir; her iyinin, dikkat edersen, tavır ve hareketi düzgündür. Hangi şey yana yatarsa, eğri olur; her eğrilikte bir kötülüğün tohumu vardır. Düz olan yana yatarsa duramaz, düşer; hangi şey doğru ise, düşmez, yerinde durur. Bak, benim tabiatım doğrudur; eğer yana doğru eğilirse, kıyamet kopar."
Vezir Ay Toldı, hükümdara adının yüklendiği anlamı sorar. Hükümdarın cevabı adâlet ile güneş arasındaki ilişkiyi kapsar; "Güneşe bak, küçülmez, bütünlüğünü muhafaza eder; parlaklığı hep aynı şekilde kuvvetlidir ve güneş doğar, bu dünya güneş sayesinde aydınlanır; aydınlığını ise bütün halka eriştirir, kendinden hiç bir şey eksilmez ve doğduğunda yere sıcaklık gelir; binlerce rengârenk çiçekler açılır, güneşin burcu ise sâbittir. Güneşin burcu 'arslan'dır ve yerinden kımıldamaz"
Kutadgu Bilig'de idare edenin bir takım vasıfları üzerinde durulmakla beraber idare edileninde bir takım vasıfları üzerinde durulur. İdare eden nasılsa idare edilenin de öyle olacağı ifade edilir: "Halkın bütün uygunsuzluklarını beyler düzeltir; bey uygunsuzluk ederse, onu kim yola getirir. İnsan, temiz olmayan şeyleri su ile yıkayıp, temizler; eğer su kirlenirse, o ne ile ve nasıl temizlenir. İnsan hastalanırsa, tabip bunun ilacını verir; eğer tabip hastalanırsa, onu kim tedavi eder. Beyler, hareketlerini doğru ve temiz tutmalıdırlar, halk yolunu ve gidişini beyin yoluna uydurur. Beyler, örf ve kanuna nasıl riayet ederlerse, halk da aynı şekilde örf ve kanuna itaat eder"
Yusuf Has Hacib, Kut'un "mutluluğun" devam edebilmesi için gereken şartları da şu şekilde anlatır:
"Beni bulan kimse mütevazı tabiatlı, alçak gönüllü ve tatlı dilli olmalıdır"
"Kendisini gözetmeli, aşırılığa gitmemeli; kötü ve çirkin işlere yaklaşmamalıdır"
"Toplanmış olan malı yerine sarf etmeli; hayatını, işini, tavır ve hareketini düzenlemelidir"
"Kendinden büyüğe saygı göstermeli; kendinden küçüğe ise, rıfk ve şefkatle davranmalıdır"
"Kibir ve gurur ile başkalarını incitmemeli, kendisini küçüklerin eğlence ve tahakkümüne bırakmamalıdır"
"Boşu boşuna kendisini içkiye vermemeli; boş yere malını saçıp heba etmemelidir" (Beyit: 708). "Eli ve dili ile oyuna karışmamalı; tavır ve hareketlerinde dürüst olmalıdır"
Kutadgu Bilig'de hükümdarın gücünü sınırlamaya yol açan önemli bir diğer düşünce ise işin ehline verilmesidir. "İşi iş bilen kimselere ver; iş yapamayan insan onu beceremezse üzülür" düşüncesi Kutadgu Bilig'in özüdür.
"İnsanların en seçkini, akıllı ve tam bilgili olanını halka âmir tayin et"
"Ey bey, işi işin ehline, işe yarayana, hareketi doğru ve dürüst olana ver"
"Halk için beyin cesur ve kahraman olması iyidir; büyük işleri ancak bu meziyetler ile karşılamak mümkündür"
"Bu beyliğin temeli doğruluktur; beyler doğru olursa dünya huzura kavuşur"
"Eğer devamlı ve ebedî beylik istiyorsan adaletten ayrılma ve halk üzerinde zulmü kaldır"
"Bey; bilgili, akıllı ve âdil olmalı; şöhretinin yayılması içinde cesur ve tedbirli davranmalıdır"
"Bütün faziletlerde herkesten üstün olmalı; halka karşı davranmalıdır"
"Bey halka karşı iyi ve âdil olursa; onun faydası bütün halka dokunur ve halk saadete kavuşur"
TveK'dan satın almak için tıklayın...
Kutadgu Bilig'in kaynakları
Karahanlı kültür muhitine mensup Türk-İslam edebiyatının bir ürünündür.
Kutadgu Bilig'e tesir eden kültürler dikkate alındığında; öncelikle bu kıymetli eserin, müellifin yaşadığı çağın ve çevrenin genel kabul gören anonim düşüncelerini yansıtır. Kutadgu Bilig'de, Türk folkloruna, atasözlerine, siyaset ve medeniyetine ait kavramlara ve eski Türk büyüklerinin vecizelerine sıkça yer verilir.
Kutadgu Bilig'e, Türk ve İslam kültürünün mezc edildiği ilk kültür ürünüdür. Kitap, tamamen İslamî eser yazım geleneğine uygun kaleme alındı. Kitap önce, Tanrı'nın methi ve Peygamber (aleyhi's-selam)'in medhi ve Dört Halife'ye övgü gibi konu başlıkları yer alır. Bu durum eserin, İslamî bir gaye ile yazıldığını ortaya koyduğu gibi, Yusuf'un, İslamî devir kültürünü iyi bildiğini de ortaya koyar. Türk kültürünün yanı sıra İslam kültürü Kutadgu Bilig'in ikinci önemli kaynağıdır.
Kutadgu Bilig de ise siyaset sanatının yanı sıra devlet felsefesi ve bir siyasi anlayışta ortaya konur.
Yusuf Has Hacip kimdir?
Yazar hakkındaki tüm bilgileri hem Kutadgu Bilig'in ön sözünde kendi ağzı ile söyledikleri hem de eserin içerisinde kendinden bahsettiği bölümlerden biliriz. Asil bir aileye mensup Yusuf Has Hacip, Balasagun'da doğdu.
Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig'i Balasagun'da yazmaya başladı. 1068'de memleketinden ayrılıp Doğu Karahanlı devletinin başkenti olan Kaşgar'a gitti. 1069'da tamamladığı yapıtını Hakan Buğra Han'a sundu. Hakan da onu has hacib (mabeyinci) yaparak ödüllendirdi.
İlim ve erdemler sahibi olan Has Hacib Kutadgu Bilig'te eserinde okumak, yazmak, güzel yazı, sanat, belagat ve bütün diller ile alfabeleri bilmek, hesap ve hendese öğrenmek, astronomi ilmine vakıf olmak gibi konuları işlemesi onun bilgisinin ve görüş açısının genişliğini gösterir.
Eserini yazdığı sıralarda 50 yaşlarında ve hastalıklı bir kişi olan Yusuf Has Hacib'in ölüm yılı bilinmiyor. Mezarının yeri de belli değildir.
TveK'da satın almak için tıklayın...
Siyasetnâme nedir?
İslamî literatürde devrin idarecilerine ve devlet adamlarına pratik tavsiyelerde bulunmak ve adaletli bir yönetim oluşturmalarını istemek amacıyla yazılan siyasî ve ahlaki içerikli eserlere siyasetnâme denilir. Bu tür belirgin özelliklerine göre sınıflandırıldığında üç gruba ayrılır.
Birincisi Fârâbî'nin el-Medînetü'l-fâdıla'sı ile Füsûlü'l-medenî adlı eserlerinde olduğu gibi, siyaset ve devlet idaresini, felsefî ve idealist açıdan ele alan eserlerdir. İkincisi, siyaset ve devlet idaresi konusunu, nazarî olarak ele alıp, konu üzerinde İslam'ın görüşünün ne olabileceğini tespit etmeye yönelik eserlerdir. Buna örnek olarak da İbn Teymiyye'nin esSiyâsetü'ş-şer'iyye'si verilir. Üçüncüsü, dönemin sultan vezir ve devlet adamlarına siyaset sanatı konusunda pratik yol gösteren, idarî aksaklıkları gidermek için siyasî ve ahlakî nasihatlar veren eserlerdir. Bu geleneğin ilk örneklerini eski Hint ve İran kültür dünyasındaki pendname ve siyasetnâme türü eserlerde görürüz. Nizâmü'l-mülk'ün Siyasetnâme'si, Keykâvus'un Kâbusnâme'si ve Gazzâlî'nin Nasîhâtü'l-mülûk'u gibi eserler buna örnektir. Genel amaç, siyasî uygulamalarda ideal olan ve emredilenlerle, tatbik edilen politika arasında, ılımlı bir yol bulmadır.
Siyasetnâmeler, esas konu olarak devlet yönetimini ele alan eserler olduğundan, daha ziyade yönetim erkini elinde bulunduran hükümdarlar için yazılırlar. Siyasetnâmelerde, hükümdarlarda bulunması gereken özellikler ve saltanatın esasları belirtilir.
Siyasetnâmenin klasik kaynakları
Siyasetnâmelerin klasik kaynakları arasında, İran krallarının hayat hikâyelerini anlatan Hüdaynâme, Âyinnâme gibi eserlerle, Abbasilerin ilk devirlerinde idarecilik görevi yapan Bermekîler ve İbnü'l-Mukaffa gibi Fars kökenli devlet adamlarının eserleri ve tecrübeleri, Nuşirevan, Hüsrev Perviz, Behram Gur, Büzürgmihr gibi idarecilerin, siyasi ahlaka dair hikmetli sözleri yer alır.
Klasik kaynaklar arasında, Hint filozof ve krallarının siyasi ve ahlaki hikmetleri ile Sokrates, Eflatun ve Aristo gibi Yunan filozoflarının, Galen ve Hipokrat gibi tabiplerin ve başta Büyük İskender olmak üzere Rum krallarının ve devlet adamlarının siyasi tecrübelerini içeren bilgiler ve metinler de bulunur. Bununla birlikte Uzakdoğu Çin kültürüne mensup filozof ve kralların siyasete dair kuralları ve uygulamaları ile İslam öncesi Arap krallarının hikâyeleri ve siyasi tecrübeleri de siyasetnâmelerin klasik kaynakları arasında zikredilir.
Derlenmiştir.