Uzmanlardan yapraklı sebzelerin bilinçli tüketimine ilişkin uyarı
Uzmanlar, yeşil yapraklı sebzelerin arasına karışabilecek yabancı otların zehirlenmelere yol açabileceğini vurgulayarak, bunun önüne geçilebilmesi için en önemli noktanın bilinçli tüketim olduğuna işaret ediyor.
Son günlerde İstanbul'un çeşitli ilçelerinde, ıspanak yedikten sonra ağız kuruluğu, bulantı, kusma, görme bulanıklığı gibi şikayetler yaşayan 149 vatandaş, hastanelere müracaat etti. Hastaların büyük bölümü tedavilerinin ardından taburcu edildi.
Hastalarda görülen ortak semptomlar sonucunda İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü'nün harekete geçmesiyle bitkiden numune alınarak analiz edildi.
Alınan numunelerde, 620 pestisit ve herbisit (zirai mücadele ilacı) ile ilgili analiz yapılırken, akut zehirlenme yapacak herhangi bir etken maddeye rastlanılmadığı aktarıldı.
nalizlerde, zehirlenmelere sebep olan bitkinin, ıspanak hasadı sırasında araya karışan güzelavrat otu ile adamotu olduğu belirlenirken hastalarda görülen semptomların bu otlarda bulunan "atropin" ve "scopalamin" etken maddelerinden kaynaklandığı açıklandı.
Bu kapsamda uzmanlar, özellikle yapraklı ürünlere yabani ot karışması halinde tespit etme imkanının daha yüksek olduğunu ve bu nedenle bu süreçte doğranmış ürünlerin tercih edilmemesi gerektiğini aktardı.
Vatandaşları bilinmeyen otun tüketilmemesi noktasında da uyaran uzmanlar, gıda güvenliği noktasında bilinçli tüketimin önemine işaret ediyor.
Uzmanlar, ıspanağın hasadından sofraya gelmesi sürecinde üretici ve tüketicinin yabani otları ayırt etme ve mutfakta yeşil bitkilerin temizlenmesi sırasında dikkat edilmesi gereken detayları, AA muhabirine anlattı.
"TOPRAĞIN 3 SANTİMETRE ALTINDAN KESİLMELİ"
Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu Üyesi Murat Kapıkıran, ıspanak zehirlenmelerinde adı geçen yabani ot türlerinde "atropin" ve "scopalamin" adlı etken maddeler bulunduğunu ve bu maddelerin fazla tüketilmesi durumunda bazı sorunların ortaya çıktığını söyledi.
Kapıkıran, İstanbul İl Tarım ve Orman Müdürlüğü'nün konuya ilişkin yaptığı açıklamayı hatırlatarak, yapılan analizler sonucunda zehirlenmelerin yabani otların ıspanakların içerisine karışması nedeniyle meydana geldiğini ve bu vakaların öldürücü olmadığını aktardı.
Vatandaşların yabani ot ile ıspanak arasındaki farkı ayırt edebilmeleri için dikkat etmeleri gereken noktalara işaret eden Kapıkıran, şunları kaydetti:
"Yabani otun yaprakları bazı ıspanak türlerinin yapraklarına çok benzer. Fakat şöyle ayırt etmek mümkün, ıspanak hasadı kural olarak kökünden 3 santimetre aşağıdan, toprak içinden bıçakla kesilmek suretiyle elde ediliyor. Batı'da bunlar makineyle söküldüğü için köküyle beraber sökülüp köküyle beraber tezgahlara dağıtılıyor. Bizde kesmeyle yapılıyor ama kesilmesine rağmen 6,7,8 dallı yapraklarıyla beraber bir köke bağlı halde bulunuyor. Bunun dışında eklenmiş olan yaprakların yabani ot olduğunu kabul etmek mümkün. Ancak yanlışlıkla kesilmiş yaprakların da bağ içine bağlanması bu yanılgıya neden olabiliyor. Çünkü kopmuş yaprak zannedilebiliyor ama hasatta dikkat edilmesi ve bunun denetlenmesi lazım. Toprağın 3 santimetre altından kesilmesinde ve pazarlara, marketlere öyle gönderilmesinde fayda var. Anlaşılması için gerekli şart bu aslında."
"YIKAMAYA RAĞMEN KABUĞUNU SOYMAKTA FAYDA VAR"
Kapıkıran, ıspanak gibi bitkiler ile meyvelerin tüketime hazır hale getirilmeden önce temizlenme aşamalarında da yapılması gerekenlere değinerek, şu bilgileri verdi:
"Sirkenin daha çok mikroorganizma kökenli bulaşıklar için ancak karbonatın daha çok kimyasallarla ilgili bazikleştirme anlamında etkili olduğu biliniyor. Bu ikisi de aslında sadece ıspanakla alakalı değil, diğer sebze ve meyve türlerinin tamamıyla alakalı. Bitkinin içine sirayet etmiş olan sistemik etkili tarım kimyasallarının çaresi değil. Bunlar sadece dıştan koruma amacıyla kullanılan kimyasalların çaresidir. Elle sert bir fırça yardımıyla bol soğuk suyla yıkayarak kimyasallardan büyük oranda kurtulmak söz konusu ama tamamıyla yok etme şansı yok. Bu nedenle de yıkama ve fırçalama yapmaya rağmen kabuğunu soymakta fayda var."
Maydanoz, tere, roka gibi diğer yeşil bitkilere de yabani ot karışıp karışamayacağına ilişkin Kapıkıran, şöyle devam etti:
"Aslında çok eskiden beri bütün hepsinde yabani ot bulaşıkları vardır ama burada talihsizlik atropa belladonna denilen bitkinin bu tür etkiler göstermesi. Maydanozda da rokada da terede de çeşitli yabani otlar olabilir ama tüketim sırasında bunlar yıkanırken yabani otlardan arındırılarak kullanıldığı için bu tür etkileri çok fazla yaşamıyoruz. Bazı yabani otlar da aslında tüketildiğinde insana zararı olmayan türler olduğu için de bu tür vakalar yaşamıyoruz."
Murat Kapıkıran, yeşil aksamlı ve destelenmiş bitkilerin üretim, hasat, nakliye aşamalarında kısmen yabani ot denetiminin yapılması gerektiğini ifade ederek, bulaşma ve karışmaların tarlada önlenebileceğini kaydetti.
Ispanak zehirlenmesine neden olduğu belirtilen güzelavrat otu ve adamotunun yalnızca ıspanak tarlalarında değil, Türkiye'nin birçok yerinde yetişme koşulları bulunduğunu aktaran Kapıkıran, "Ispanak 3 sezon yetiştirilebilir. Sonbahar ekimi türlerinde bahsi geçen yabani otların vejetasyon dönemleridir. O tarlalarda 3 türlü mücadele yapmak gerekiyor. Bir, elle çekerek mücadele. İki, dikim aralıklarına göre çapa makineleriyle yapılan mücadele. Üç de herbisit (zirai mücadele ilacı) kullanımıyla yapılan mücadele." diye konuştu.
"EN ÖNEMLİ NOKTA SEBZEYLE YABANİ OTUN KARIŞTIRILMAMASI"
Yeditepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Aydın da vatandaşlara bu süreçte özellikle marketlerde satılan doğranmış ürünleri almaması yönünde tavsiyede bulunarak, "En büyük korkum, özellikle ürünlerin ambalajlı, marketlerde doğranmış halde satılmasındaki tehlikedir. Çünkü doğranmış otun hangisi ıspanak hangisi yabani ot anlaşılmayabilir. O nedenle vatandaşımızın şu anda bir süre doğranmış ürünü tercih etmemesi ve bütün ıspanak tüketmesi gerektiğini düşünüyorum." diye konuştu.
Yabani ot zehirlenmelerinde en önemli noktanın sebzeyle yabani otun karıştırılmaması olduğuna işaret eden Aydın, şu bilgileri verdi:
"Bitkiyi karıştırınca ister güzelavrat otu olsun, ister şeytan elması olsun önemli değil. Çünkü bunlar küçük miktarlarıyla bile etkili olan maddeler. Şu anda zehirlenmiş insanların heden hayati tehlikesi yok? Çünkü bu maddelere çok küçük miktarlarda maruz kalıyorlar ama etkileniyorlar. Çarpıntı, gözlerin irileşmesi, bulantı, kusma, çarpıntı şikayetlerinin bu nedenlerle dikkate alınması gerekiyor. Bitkilerle yabani otlar karışabilir, mümkündür. Bütün halindeyken yabani otlar karıştığı üründen ayırt edilebilir. Aldığımız özellikle tere, roka, maydanoz, ıspanak gibi yapraklı ürünlerin tüketiminde yabani otlara karşı dikkatli olunması gerekiyor. Özellikle bu sebzelerin bütün olarak tüketilmesini öneriyor, kaynağı bilinmiyorsa doğranmış ürünlerden de uzak durulması gerektiğini düşünüyorum."
Prof. Dr. Aydın, sebze ve meyvelerin bol suyla yakınması sonucu birçok maddenin üründen uzaklaştırılabileceğini dile getirerek, özellikle ilaç kalıntılarının suda bekletme ve birden fazla yıkamayla giderilebileceğini sözlerine ekledi.