Halil İnalcık’ın ilimle dolu hayatı
Osmanlı tarihi üzerine yaptığı çalışmalarla dünyaca ünlü tarihçimiz Prof. Dr. Halil İnalcık, geçtiğimiz yıl 25 Temmuz’da 100 yaşında hayatını kaybetti. ‘Tarihçilerin kutbu’, ‘şeyhü’l müverrihin’ ve ‘hocaların hocası’ olarak anılan İnalcık, bir asırlık ömrü boyunca geride birçok değerli eser bıraktı. Ömrünün son anına kadar, araştırmaya ve yazmaya devam eden İnalcık, Osmanlı tarihini belgeleriyle ortaya çıkardı ve dünyaya tüm gerçekleriyle aktardı. Fikriyat olarak, ölümünün sene-i devriyesinde Halil İnalcık’ın hayatını ve tarih adına gerçekleştirdiği sohbetleri sizler için derledik.
Osmanlı tarihi ile ilgili yaptığı çalışmalarda ünü sınırları aşan Prof. Dr. Halil İnalcık, geçtiğimiz yıl bugün hayatını kaybetti. Cambridge Uluslararası Biyografi Merkezi tarafından dünyada sosyal bilimler alanında sayılı 2 bin bilim adamı arasında gösterilen Halil İnalcık, Türk, Amerikan, İngiliz, Sırp ve Arnavutluk akademilerine üye seçildi.
Osmanlı tarihini en doğru şekilde incelemeye tüm ömrünü adayan Prof. Dr. Halil İnalcık, tarihçiliğin belgesiz olmayacağını ısrarla vurgulayarak, 1980'li yılların ortalarında dönemin başbakanı merhum Turgut Özal'ı ikna ederek, Osmanlı arşivinin tasnifini hızlandırdı ve Osmanlı tarihçiliğinin önünü açtı.
Sosyal bilimler açısından dünyada ilim âlemine yön veren İnalcık, 1986'da 70 yaşındayken bir dergiye verdiği röportajda Allah'tan yarım eserlerini bitirmek için 10 yıl daha yaşamak istediğini söylemişti. İnalcık, 1941'de yazdığı ilk makalesinin ardından ömrünün son anına kadar 65 yıl boyunca araştırmayı ve yazmayı bırakmadı.
İLİMLE GEÇEN BİR HAYAT
1916'da İstanbul'da doğan Halil İnalcık, yükseköğrenimine 1935'te Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nde (AÜDTCF) başladı. 1940'ta mezun olan İnalcık, Timur üzerinde hazırladığı bir seminerle Fuad Köprülü'nün dikkatini çekti, onun takdir ve tavsiyesiyle, AÜDTCF Yeni Çağ Kürsüsü'ne ilmî yardımcı tayin edildi.
1942'de Türkiye'de sosyo-ekonomik tarih yazıcılığının ilk örneklerinden biri olan Tanzimat ve Bulgar Meselesi adlı teziyle doktor unvanını aldı. Aynı yıl, AÜDTCF Yeni Çağ Kürsüsü'ne asistan olarak atanan İnalcık, 1943'te Viyana'dan 'Büyük Ricat'e Osmanlı İmparatorluğu ve Kırım Hanlığı unvanlı teziyle doçentliğe atandı.
1945'te AÜDTCF Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü'nden Şevkiye Işıl hanımla evlendi. Araştırma sahasını doktora tezinden itibaren Osmanlı İmparatorluğu'nun sosyal ve ekonomik meselelerine yoğunlaştıran, İstanbul'da Osmanlı arşivlerinde ve Bursa şer'iyye sicilleri üzerinde araştırmalar yapan İnalcık, 1947'de Türk Tarih Kurumu üyeliğine seçildi.
1952'de, Viyana Bozgun Yıllarında Osmanlı-Kırım Hanlığı İşbirliği teziyle profesörlük pâyesi alan İnalcık, yaptığı çalışmalarla 1950'lerden itibaren, başta Amerika olmak üzere adını tüm dünyaya duyurmaya başladı.
70'Lİ YILLARDA DÜNYAYA AÇILDI
1972'de, 30 yıl çalıştığı AÜDTCF'den emekli olmasının ardından, Chicago Üniversitesi'nin imtiyazlı profesör davetini kabul eden Halil İnalcık, Tarih Bölümü'nde profesör olarak çalışmaya başladı. 1973'te İngiltere'de yayınladığı Osmanlı İmparatorluğu: Klasik Çağ 1300-1600 adlı eseri, yedi Balkan diline ve Arapça'ya tercüme edildi. Ardından dünyanın birçok yerinde ilgi çeken seminer ve dersleriyle uluslararası alanda tanınan bir profesör haline geldi.
1986'da yaklaşık 15 yıldan beri çalışmakta olduğu Chicago Üniversitesi'nden emekli oldu. Aynı yıl, Boğaziçi Üniversitesi Prof. İnalcık'a fahri doktora verdi. 1990–92 arasında Harvard ve Princeton üniversitelerinde misafir profesör olarak dersler veren İnalcık, 1991'de Türk tarih ve kültürüne yaptığı katkılardan dolayı Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı tarafından Yüksek Hizmet Madalya ve Diploması'na layık görüldü.
TARİHE YAPTIĞI KATKILAR
Halil İnalcık, 1992'de Bilkent Üniversitesi lisansüstü Tarih Bölümü'nü kurmak üzere davet edildi. Aynı yıl Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu'na üye, Türkiye Bilimler Akademisi'ne (TÜBA) şeref üyesi seçildi.
1994'te, İngilizce olarak yayınladığı Osmanlı İmparatorluğunun Ekonomik ve Sosyal Tarihi 1300–1600, isimli 2001'de Türkçe'ye çevrilen eseri, Osmanlı sosyal ve ekonomik tarihinin temel referans kitabı olarak dünya üniversitelerinde okutulmaya başlandı; Yunanca ve Arapça'ya tercüme edildi.
Uluslararası bir şöhrete sahip olan İnalcık'ın biyografisi Tarihçiler Ansiklopedisi ve Tarihsel Yazılar ve Thomas Naff'ın çıkardığı Ortadoğu adlı eserlerde yer aldı.
İnalcık, 1998'de 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in elinden İstanbul Üniversitesi Türkiyat Enstitüsü Ödülü'nü aldı. Kültür Bakanlığı'nın Osmanlı uygarlığı üzerinde bir eser hazırlamak üzere tertip ettiği komisyonun (Kültür Bakanlığı 700. Yıldönümü Yayın Komisyonu) başına getirildi. İnalcık'ın editörlüğünü yaptığı Osmanlı Uygarlığı adlı eseri, Dünya Kitap Fuarı'nda birincilik ödülüne layık görüldü.
Prof. S. Faroqhi ile birlikte E. J. Brill'in Osmanlı İmparatorluğu ve Mirası serisinin editörlüğünü üstlendi. 2005 yılına kadar yayınlanan 38 ciltlik Osmanlı tarihi serisi, Osmanlı'yı Batı dünyasına tanıtan belli başlı eserler arasında yer aldı.
Hayatı boyunca 25 kitap ve 310'dan fazla makale yazan Halil İnalcık, Osmanlı siyasi tarihi, iktisadi tarihi, edebi tarihi, Balkan tarihi, Kırım tarihi, teşkilat tarihi, tekstil tarihi, Fatih dönemi, Kanunî dönemi, Osmanlı sosyal tarihi, Osmanlı hukuk tarihi, Osmanlı diplomasisi, Osmanlı tarih yazıcılığı, Osmanlı ticaret ve vergi tarihi, İstanbul tarihi, Bursa tarihi, Tanzimat dönemi, Osmanlı'nın Avrupa'ya etkisi gibi birçok alanda eser yazdı. Osmanlı tarihçileri tarafından "Şeyhü'l Müverrihin" ve "Tarihçilerin Kutbu" olarak isimlendirildi.
GEÇTİĞİMİZ YIL VEFAT ETTİ
Halil İnalcık, 25 Temmuz 2016'da çoklu organ yetmezliği nedeniyle tedavi gördüğü Ankara'daki Güven Hastanesi'nde saat 19.10'da hayatını kaybetti. İstanbul'da, Osmanlı İmparatorluğu döneminde protokol mezarlığı olan Fatih Camii haziresinde, uzun araştırmalar sonucu hayatını aydınlattığı Fatih Sultan Mehmet'in yanına defnedildi.
"TARİHÇİLERİN KUTBU"NA ULEMA KABRİ
"Tarihçilerin kutbu" olarak anılan Osmanlı tarihçisi Prof. Dr. Halil İnalcık'ın mezarı geçtiğimiz günlerde tamamlandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla mermerden ve geleneksel tarzda 'ulema kabri' inşa edildi. Kabrin mezartaşı kitâbesinde, Halil İnalcık için "ebced hesabı" ile düşürülen ve son mısrası İnalcık'ın vefat tarihi olan hicrî 1437'yi veren tarih manzumesi, şöyle:
"Kutb-ı aktâb-ı müverrîhîn idi / Cümle âsârı buna muhkem delîl // Rıhletiyle artık öksüzdür ilim / Böyle emretti bunu nazm-ı celîl // Şimdi mutlak Fatih'in bağrındadır / Fethi ondan dinliyorken biz melîl // Hüzn içinde söyledim tarih-i tâm / Kalbi yıkdı hicr göçdü Mîr Halîl-1437"
Murat Bardakçı, manzumeyi şu şekilde günümüz diline uyarladı:
"O, tarihçilerin kutublarının kutbu, hepsinden yüksek mertebede idi ve yazdığı bütün eserler bunun böyle olduğunun delilidir. Vefatıyla ilim artık öksüz kalmıştır, herkesin günü geldiğinde öleceğinin bir emir olduğu da Kur'an'da zaten geçmektedir. Halil İnalcık, şimdi mutlaka Fatih Sultan Mehmed'in yanında, onun bağrındadır; İstanbul'un fethini bizzat ondan dinliyordur ama bizler burada üzgün ve boynu bükük haldeyiz. Böyle bir hüzün içerisinde tarih düşürdüm ve hicrî 1437'ye karşılık gelen 'Ayrılık kalbi yıktı, Halil Bey göçtü gitti' sözü vefatının tarihi oldu".
FİKRİYAT
Halil İnalcık'ın 'Tarih Sohbetleri' adlı videoların linklerine aşağıdan ulaşabilirsiniz.