Günümüzün Haşhaşiler'i olan Fetö'cüler, 15 Temmuz 2016'da Pensilvanya'daki Fetö lideri Fetullah Gülen'den aldıkları emirle seçilmiş iktidarı devirip, Türkiye'yi işgal etmek için harekete geçtiler.
TARİHİ DEĞİŞTİREN İHBAR
Menfaat çetesinin işgal hareketi gece planlanmıştı.
Ancak Binbaşı O.K.'nin 14.20'de MİT'e yaptığı ihbar her şeyi değiştirdi. MİT ve Genelkurmay'ın ne olup-bittiğini anlamaya yönelik çalışmaları darbecileri telaşlandırdı ve işgal teşebbüsü erkene alındı. Darbeci görünümlü işgalciler, saat 20'ye doğru faaliyete geçtiler. Saat 20'den sonra Emniyet mensuplarını telefonla arayan Fetö'cüler, yönetime el konulduğunu söylediler. Saat 21'e doğru Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Genelkurmay'da harekete geçen Haşhaşiler kendilerinden olmayan subayları derdest etmeye başladılar. Beylerbeyi civarında askeri hareketlilik gözlemlendi.
Saat 22 sularında Genelkurmay'dan silah sesleri duyuldu, jetler Ankara üzerinde alçak uçuş yapmaya başladılar. 15 Temmuz Şehitler (Boğaziçi) Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü araç geçişine kapatıldı.
İstanbul ve Ankara sokaklarında tanklar görülmeye başladı. Fetö mensubu darbeciler, genelkurmay başkanı ve üç kuvvet komutanı başta olmak üzere birçok vatansever subayı rehin almışlardı.
FETÖ'CÜ KALKIŞMA
İnsanlar, ne olup-bittiğini anlamaya çalışırken ilk olarak başbakanın sesi duyuldu.
Saat 23.05'te Başbakan Binali Yıldırım, NTV'ye bağlanarak "Doğrusu bir kalkışma ihtimali üzerinde duruyoruz... Bu kalkışmayı yapanlar, bu çılgınlığı yapanlar, en ağır şekilde bedelini ödeyecektir..." diye konuştu.
Saat 23.28'de Silahlı Kuvvetler'in e-postasıyla "yönetime el konulmuştur" açıklaması yapıldı. Bu açıklama üzerine Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "TSK"nın değil, ordu içindeki bir grubun kalkışmasıdır. Bu Fetullah Gülen'in emir komutasında yapılmış bir kalkışmadır!" şeklinde darbenin rengini net olarak belli eden bir konuşma yaptı.
Başbakan'ın konuştuğu saatlerde darbeciler TRT'yi işgal ediyorlardı. Günün son saatlerinde, 23.50'de TRT'yi işgal eden Fetö'cüler spikere zorla Yurtta Sulh Konseyi'nin bildirisini okuttular.
Genelkurmay Başkanlığı internet sitesinde de aynı paçavra yayınlandı.
Başbakan'ın açıklamasından kısa bir süre sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan'ı arayarak "Kalkışmanın kabul edilemez olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin yanında olduklarını" ifade etti.
Bu açıklama yalnızca iktidar partisinin değil meclisteki muhalefet partisinin de darbeye karşı direneceğini gösteren önemli bir siyasi mesajdı.
HALK MEYDANLARDA
Gece yarısından sonra camilerde salâlar okunmaya başladı. Salâların duyulmasıyla sokağa çıkan insan sayısı da artmaya başladı. 15 Temmuz Türkiye'yi işgal hareketinin dönüm noktası 16 Temmuz saat 00.26'da Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın CNN Türk televizyonunda Hande Fırat'a telefonla bağlanarak yaptığı görüntülü konuşma oldu.
Cumhurbaşkanımızın "..Milletime çağrı yapıyorum, meydanlara gelin ve meydanlardan bunlara gereken cevabı hep beraber verelim. Ben de Başkomutan olarak meydana geliyorum" şeklindeki çağrısı üzerine yüzbinlerce insan Türkiye'nin dört bir tarafında meydanlara çıkarak darbecilere karşı göğsünü siper etti. İstanbul ve Ankara'da halk ellerine Türk bayraklarını alıp, canını ve malını hiçe sayarak, darbecilerin gittiği her yerde (Emniyet müdürlükleri, TRT, havaalanları, Genelkurmay Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Boğaz Köprüsü, Çengelköy, İstanbul Büyükşehir Belediye binası, Acıbadem Türk Telekom binası vs.) silahların karşısına çıktı. Kimi yerde tankın önüne yattı, kimi yerde göğsünü kurşuna siper etti, kimi yerde araçlarını tankları engellemek için önlerine çekti.
Alçak ve hain asker görünümlü Fetö mensupları, kadın-erkek, çoluk-çocuk demeden ekmeğini yediği büyük Türk milletine ateş etmekten çekinmediler. Tankla, uçakla, helikopterle, makineli tüfekle kalabalıkların üzerine ateş açtılar. Buna rağmen Türk milleti geri adım atmadı, evlerine kaçmadı.
Şehit Erol Olçok gibi çocuklarıyla birlikte darbecilerin karşısına dikilip, birlikte vatan uğruna can verdiler.
İktidar ve muhalefet partilerine mensup milletvekilleri darbe teşebbüsü anlaşılınca Meclis'e gidip, milli iradeyi ayakta tutmak için saat 01.39'da Meclis'i açtılar. Meclis'in bu dik duruşu üzerine saat 02.42'de darbecilerin elindeki uçaklar Meclis'i bombaladı.
Halkın sokağa çıkıp, emniyet güçleri ve vatansever subaylarla birlikte darbecileri püskürtmeye başlaması üzerine Fetö'cüler uçak ve helikopterlerle MİT Kampüsü'nden Gölbaşı'ndaki Polis Özel Harekât Daire Başkanlığı'na kadar birçok yeri bombalayıp, makineli tüfeklerle kamu binalarının önünde bekleyen halka ateş ettiler. Ancak hiçbir şey kahraman Türk milletini yıldırmadı.
Şehit olan vatandaşlarımızın yerini yanındaki aldı.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'a doğru yola çıkmıştı.
Cumhurbaşkanımızı öldürmek üzere giden darbecilerin gecikmesi Türkiye'yi bir felaketten kurtardı.
Saat 03.20'de İstanbul Atatürk Havalimanı'na gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı havalimanında kamu görevlileri ve binlerce İstanbullu karşıladı. Halktan ve güvenlik güçlerinden ardı ardına aldıkları mağlubiyetlerle gözlerini iyice karartan darbeciler 06.23'te Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni bombaladılar.
MİLLETİN ZAFERİ
Kazan'daki Akıncı Ana Jet Üssü darbecilerin karargâhı idi. Bu üsten uçakların kalktığını gören Kazan halkı lastik ve ekinlerini yakarak darbecileri engellemeye çalıştılar.
Sabaha doğru üsse gelen emniyet güçleri darbecileri sindirerek, Akıncı'da esir tutulan genelkurmay başkanını kurtardılar. Sabahın ilk saatleriyle birlikte birkaç yer haricinde darbe çoğu yerde tamamen bastırılmıştı.
15 Temmuz darbe teşebbüsü halktan, emniyet güçlerimizden ve silahlı kuvvetlerimizden 250 kişinin şehit, 2190 fedakâr insanımızın da kollarını ve bacaklarını feda ederek gazi olmaları sayesinde önlendi.
Türk milleti, cumhurbaşkanıyla, iktidar ve muhalefet partileriyle, meclisiyle, basın mensuplarıyla, vatansever subaylarıyla, kahraman emniyet güçleriyle, cesur yargı mensuplarıyla, organize bir şekilde hareket ederek darbecilerin yollarını kesen belediyeleriyle, çok hızlı harekete geçip darbenin önce genişlemesini, ardından da bastırılmasını sağlayarak destan yazmıştır.
Erhan AFYONCU / Sabah