Türk halıları ve Avrupalı ressamlar
Tüccarlar ve seyyahlar, tıpkı çiçekler arasında bal için uğraşan arı gibidirler. Gezen, gezdiği yerleri yazan, ticaretle uğraşan, memleketinden binlerce kilometre ötede satın aldığı ürünleri yaşadığı şehre getirip yeniden satan insanlar.
İşte bu insanlar ki onlar medeniyetler arasında barışçıl amaçlarla mekik dokuyan medeniyet arılarıdırlar. Bal yaparlar, lezzetinden sadece damaklar değil gönüller de hoş olur.
Marco Polo'nun meşhur seyahati de bal arılarının gayretlerine benziyor. Onun seyahati neticesinde Batı'ya ulaşan Doğu'nun halıları da Avrupalı ressamların ellerinde yeniden yorumlandı ve muhteşem güzellikteki Doğu halıları Batı'da gelişme imkânı buldu. Doğu'nun güzelliklerinin Batı'ya ulaşmasının küçük hikâyesi, satırlarımızı daha da heyecanlı hâle getirecektir. Şimdi halının Avrupa'ya olan yolculuğuna birlikte göz atalım.
Türk halısı, Marco Polo'nun seyahati sonrasında Batı'da ilgiyle karşılanmış, zenginlik ve ihtişamın bir sembolü olmuştu. Avrupalı ressamlar kumaşı, renk ve emekle bir sanat eseri hâline getiren bu halıyı eserlerinde işlediler.
DOĞU VE BATI ARASINDA
Batı'nın Doğu'ya doğru başlattığı ancak barışçıl olmayan bir hareket, tanışmanın ilk halkasını oluşturuyor. Haçlı Seferlerinden bahsediyoruz. Kutsal topraklara ulaşan Haçlılar, işgal ettikleri Doğu şehirlerini yağmalayıp bu büyük serveti Venedik ve Ceneviz kadırgalarıyla Avrupa'ya taşıdılar. Avrupalılar Doğu'dan gelen bu savaş ganimetleri arasında halıyı da gördüler. Kumaş, ilmek sanatı, renk cümbüşü ve emeğin bir araya gelerek oluşturduğu halılar, Avrupalıları heyecanlandırdı. Seferlere katılan Avrupalı asiller, mülkleri olan kale, şato ve müstahkem konutlarda halıları şeref hollerinin en yüksek noktalarına koydular.
Ettore Forti'nin 'Halı satıcısı' adlı resmi.
İlerleyen yıllarda halı bir ticaret ürünü olarak Akdeniz'in doğu limanlarından batı limanlarına taşınan pahalı bir eşya olarak öne çıktı. Artık halı Avrupa'da Doğu'yu temsil eden maddi bir kültürel öge olarak günlük hayatta, pahalı ve şatafatlı meskenlerin vazgeçilmez bir eşyası olmuştu. 1300'lü yıllara gelindiğinde Doğu, fetih ve ele geçirme arzusuyla Batı'ya doğru harekete geçmişti. 1453 yılında Konstantinopolis'in kudretli Osmanlı padişahı Sultan İkinci Mehmet tarafından fethedilmesi, Batı ve Doğu arasında yeni bir ilişki döneminin başlamasına vesile oldu. Sultan Mehmet, ön adına "Fatih" unvanını da ekleyerek kendini Doğu ve Batı medeniyetlerinin mirasçısı olarak ilan etmişti. Avrupalı sanatkârlar artık Doğu'yu daha fazla hissediyor hatta Türk sultanının sarayında bizzat onun portresini yapma şerefine nail oluyorlardı. Hiç şüphe yok ki İstanbul'un fethedilmesiyle Doğu, Batı'ya daha da yaklaşmıştır.
Hans Holbein ve Lorenzo Lotto'nun, resimlerinde yer alan bu halılar, kendi isimleriyle özdeşti ve o dönem, 'Holbein halıları' ve 'Lotto halıları' olarak anıldılar.
Avrupalı sanatçılar, Rönesans'tan sonra Türkler ve Türkiye ile ilgili konulara fantezi noktasında ilgi duymuşlardır. Bellini'nin Türk sarayında Sultan Fatih'in portresini çizmesi ondan sonra gelen pek çok Avrupalı ressamı Doğu medeniyetine has olan ögelere yönlendirmiş ve böylece halının Avrupa resim sanatındaki asıl macerası başlamıştır.
Gentile Bellini'nin Türk sarayında Sultan Fatih portresi.
Avrupalı ressamların eserlerindeki halı çizimleri, Batı'nın Doğu'ya ait güzelliklere imrenişinin bir başka ispatıdır.
Türk halısı, Doğu medeniyetinin maddi kültürel değerlerinden biri olmanın yanında sanatsal unsurlar da taşır.
HALILAR VE RESSAMLAR
Türk halılarındaki hayvan, bitki ve geometrik biçimler Avrupalı sanatçıları cezbetmişti. Zenginliğin ve ihtişamın bir sembolü hâline gelen Türk halıları, yüzyıllar boyunca Avrupa'da resmedildi. Floransalı ressamlar, 15. yüzyıldan önce eserlerindeki halı motiflerinde ejder ve zümrüdüanka figürlerini kullanıyorlardı. 1470 tarihinde Bartolomeo degli Erri'ye ait olan bir resimde pencere kenarından sarkan küçük halı tasvirinde bu figürleri görebiliriz. Ancak Avrupalı ressamlar, 15. yüzyılın sonlarına doğru Türk halılarındaki figürleri eserlerinde resmetmeye başlamışlardı.
Johannes Vermeer'in Müzik Dersi isimli eserinde, Uşak halılarının motifleri görülür.
1451'den başlayarak önce İtalyan ressamların tablolarında görülen sonra Hollandalı ve Alman ressamların tablolarında 16. yüzyılın sonlarına kadar tasvir edilen pek çok Türk halısı, isimlerini onları resmeden sanatçılardan almıştı. Ressamların eserlerindeki halılar, eseri çizen kişinin namıyla bilinir olmuştu. Bu şekilde Avrupa'da halı ticaretinde "Holbein halıları" denen halılar ortaya çıkmıştı. Oysaki Holbein sadece bir ressamdı ve eserlerinde orijinal Türk halı motiflerini kullanmıştı. Anadolu'ya ait olan halı motifleri de Avrupalı ressamların dikkatini çekmiştir. Beyaz zeminli meşhur Uşak halıları, İtalyan ve Fransız ressamların eserlerinde kullanılmıştır.
Rusya'nın St. Petersburg şehrindeki Hermitage Müzesinde sergilenen 1625 tarihli Alessandro Varotari tarafından yapılmış tabloda Uşak halılarının motifleri tasvir edilmiştir. Ayrıca Johannes Vermeer'in Müzik Dersi isimli 1662 ile 1664 tarihleri arasında çizdiği tahmin edilen eserinde yine Uşak halılarının motifleri görülür. Vermeer'in eserindeki halının masa üzerinde yer alması, halının Avrupalı muhayyilesinde ne derecede saygı ve itibara mazhar olduğunu göstermeye yeter. Rembrandt van Rjn tarafından çizilen bir başka resimde de halı yine masa üzerinde yer alıyor. Kumaş Locası Heyeti tablosunda halı işinin Avrupalı erbabı, Türk halısını titizlikle bir masa üzerinde inceliyor, inceliklerini keşfetmeye çalışıyorlar. 1553'te Hans Holbein tarafından yapılan Framy Elçileri tablosu sadece halıya değil Doğu'ya ait olan diğer eşyalara olan ilginin de bir yansıması. Tablodaki usturlap ve ud, Holbein'in muhayyilesindeki Doğu'ya karşı olan alakayı gözler önüne seriyor.
Hans Holbein tarafından yapılan Framy Elçileri tablosu sadece halıya değil Doğu'ya ait olan diğer eşyalara olan ilginin de bir yansıması.
Halının Avrupa resim sanatındaki macerası muhteşem güzellikteki tablolarda devam ediyor. Türk halısının incelik ve zarafeti, Avrupalı ressamların elinden çıkan tablolarla yeniden takdir edilmiştir. Sözü edilen muhteşem güzellikteki tablolar ise zarafetini, içlerinde saklı olan Türk halı motifleriyle elde etmiştir.
.tr dergisi