Osmanlının köklerine götüren fotoğraflar
Hem fotoğrafa, hem de Türklerin kökenlerine büyük merak duyan Sultan Abdülhamid’in Yörükleri fotoğraflattığı kareler gün yüzüne çıkıyor. Sultan Abdülhamid’in emriyle, 1886 yılında Osmanlının kurulduğu topraklarda çekilen fotoğraflar, Abdülhamid'in köklerine olan ilgisinin bir yansıması.
Karakeçili Yörükleri için "Bunlar benim öz hemşehrilerimdir" diyen Sultan Abdülhamid'in, Türklüğe dair araştırmaları, ilk defa ortaya çıkan fotoğraf kareleriyle gözler önüne seriliyor. Sultan Abdülhamid'in emriyle, 1886 yılında Osmanlının kurulduğu topraklarda çekilen ve Yörükleri merkezine alan fotoğraflar bir sergiyle gün yüzüne çıkıyor.
Almanya şansölyesi Otto von Bismarck'a hediye edilen ve daha sonra Ömer Koç Koleksiyonu'na dâhil olan bu karelerden ve resimlerden meydana gelen 3 ciltlik albüm, "Tarihin Merkezine Seyahat: Fotoğraf ve Osmanlı Tarihinin Yeniden Keşfi (1886)" adlı sergiyle sanatseverlerle buluşuyor. Sergi, yarın Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezinde (ANAMED) kapılarını ziyaretçilere açıyor.
132 YILLIK ALBÜMLER
Sultan Abdülhamid Han'ın Türklüğe duyduğu alaka sergideki fotoğraf karelerine yansıyor. Türkiye Gazetesi'nin haberine göre, Osmanlının kurucu kolu Kayılarla yakın akraba olan Karakeçili Yörüklerinin saf kültürleri, 132 yıllık resim ve enstantanelerde görülebiliyor. Üç albümün, Ahmed Emin liderliğindeki fotoğrafçıların yanı sıra meşhur ressam Hoca Ali Rıza'nın emekleriyle meydana geldiğini söyleyen serginin küratörlerinden Ahmet Ersoy "Sultan'ın emriyle, Bursa, İznik ve Söğüt gibi Osmanlının kurulduğu topraklara bir keşif seyahati yapıldı. Bu seyahatte 15 albümlük bir koleksiyon meydana geldi. Albümlerden üçü Bismarck'a hediye edildi, diğerleri Yıldız Sarayı'nda kaldı" ifadelerini kullanıyor.
Fotoğrafların metinlerinde enteresan bilgilerin yer aldığını kaydeden Ersoy "Bu, Anadolu'daki göçerlere ait o zamana kadar yapılmış en büyük çalışma. Karelerde yeni iskân edilmiş Yörükler görülüyor; kabilelerinin, hayat tarzlarına dair enteresan bilgiler yer alıyor" diyor.
KARAKEÇİLİLERİN İZLERİ SÜRÜLMÜŞ
"Bu fotoğraflar aslında Sultan Abdülhamid'in, Osmanlının köklerine olan merakının neticeleri" diyen Ahmet Ersoy sözlerine şöyle devam ediyor: "O yıllarda hem imparatorluğun ortaya çıktığı topraklar, hem de Türklerin kökenine dair bir araştırma yapılmış. 'Halis Türk' tipini merak eden Sultan, fotoğraflar yoluyla Karakeçilileri keşfetmek istemiş. Sultan Abdülhamid'in, Kızılderili fotoğrafları topladığı da biliniyor."
KARAKEÇİLİLERİN OLUŞTURDUĞU SÖĞÜT ALAYI
Osmanlı hanedanının mensup olduğu, Karakeçili aşiretinden Türkmenler'in oluşturduğu "Söğüt Alayı", Yıldız Sarayı'ndaki muhafızların içinde en ilgi çekicilerinden olan birlikti. Söğüt Alayı, 200 kişiden oluşan bir süvari birliğiydi.
Sultan Abdülhamid, Söğüt Alayı'na alınacak muhafızların, Ertuğrul Gazi ile Söğüt'e gelmiş ailelere mensup, çok iyi ata binen, güzel ahlaklı, beş vakit namazını kılan, kendi işi ile uğraşan, mazbut, yakışıklı ve boylu poslu kimseler olmasını emretmişti.
Askerler sakallı veya sakalsız olabilirlerdi. Sakallıların sakalı kesilmez fakat bakımlı tutmalarına dikkat edilirdi. Aşiret mensupları İkinci Abdülhamid'in özel muhafızlığını yapacaklarından, hizmetleri sürekli olacak ve memleketleri ile ilişkileri kesilecekti. Bu yüzden muhafız olacakların kendi arzu ve istekleriyle gelmesi önemliydi.
Seçilen muhafızlar, emirlere son nefeslerine kadar mutlak itaat edip, padişaha sadakatle hizmet edeceklerine dair Ertuğrul Gazi'nin Türbesi'nde yemin ederlerdi.
ABDÜLHAMİD'İN FOTOĞRAF MERAKI
Sultan II. Abdülhamid, dünyayı yakından takip eder, bilimsel ve teknolojik gelişmelere büyük ilgi gösterirdi. Fotoğraf ise, Osmanlı İmparatorluğu'nun en zor zamanlarında tahtta kalan Abdülhamid'in ilgi alanlarından biriydi.
Her şeyden haberdar olmak isteyen Sultan Abdülhamid, bir kısmını ordu bünyesindeki subaylar arasından yetiştirdiği fotoğrafçıları aracılığıyla, hem Osmanlı İmparatorluğu'nda, hem de dünyanın farklı coğrafyalarında olup bitenleri izlemişti.
DÜNYANIN EN BÜYÜK FOTOĞRAF ARŞİVİ: YILDIZ ALBÜMLERİ
"Yıldız Albümleri" ya da "Abdülhamid Albümleri" olarak bilinen ve dünyanın en büyük fotoğraf arşivi olarak kabul edilen 35 bin parçalık albümler, Abdülhamid'in bu ilgisi ve merakının ürünü. Bu değerli koleksiyon, başta İstanbul olmak üzere, tüm Osmanlı coğrafyası ve dünya ülkeleri için bir belge niteliği taşıyor.
Albümlerdeki fotoğrafların bir kısmı, dönemin önde gelen fotoğrafçılarına saray tarafından sipariş edilerek çekildi; bir kısmı ise, Abdülhamid'in fotoğrafa olan ilgisini bilen farklı ülkelerdeki profesyonellerden hediye olarak gönderildi. Abdülhamid'e fotoğraf gönderen sanatçılar, aynı zamanda fotoğraf sanatı tarihinin ilkleri olarak tanınıyor.