Sultan II. Abdülhamid, dönemin koşulları nedeniyle Yıldız Sarayı'ndan pek çıkmamasına rağmen dünyayı yakından takip eder, bilimsel ve teknolojik gelişmelere büyük ilgi gösterirdi.
Osmanlı İmparatorluğu'nun en zor zamanlarında tahtta kalan Abdülhamid'in ilgi alanlarından biri ise, fotoğrafa olan merakıydı.
Her şeyden haberdar olmak isteyen Sultan Abdülhamid, bir kısmını ordu bünyesindeki subaylar arasından yetiştirdiği fotoğrafçıları aracılığıyla, hem Osmanlı İmparatorluğu'nda, hem de dünyanın farklı coğrafyalarında olup bitenleri izlemişti.
"Yıldız Albümleri" ya da "Abdülhamid Albümleri" olarak bilinen ve dünyanın en büyük fotoğraf arşivi olarak kabul edilen 35 bin parçalık albümler, Abdülhamid'in bu ilgisi ve merakının ürünü. Bu değerli koleksiyon, başta İstanbul olmak üzere, tüm Osmanlı coğrafyası ve dünya ülkeleri için bir belge niteliği taşıyor.
Albümlerdeki fotoğrafların bir kısmı, dönemin önde gelen fotoğrafçılarına saray tarafından sipariş edilerek çekildi; bir kısmı ise, Abdülhamid'in fotoğrafa olan ilgisini bilen farklı ülkelerdeki profesyonellerden hediye olarak gönderildi. Abdülhamid'e fotoğraf gönderen sanatçılar, aynı zamanda fotoğraf sanatı tarihinin ilkleri olarak tanınıyor.
Abdülhamid'in albümlerinden, İslâm'ın en mukaddes toprakları olan Mekke ve Medine'nin 1870-1890 arası yıllara ait fotoğrafları:
Müslümanlar için en kutsal mekân olan Kâbe, Mekke (1870-1890)
Mekke'nin genel manzarası (1870-1890)
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (sav) şehri olarak adlandırılan Medine (1870-1890)
Hz. Muhammed'in (sav) aile üyeleri ve ashabının defnedildiği yer Cennet-ül Baki, Mekke (1870-1890)