Akdeniz'i kasıp kavuran Osmanlı reisi 'Ali Macar'
Akdeniz'i kasıp kavuran, Osmanlı korsan reislerinden Ali Macar Reis, savaşçılığının yanı sıra deniz bilimlerinde de üstün bilgilere sahipti. 16’ncı yüzyılda yaşamış ünlü Türk denizcisi Ali Macar Reis, yapmış olduğu haritalar ve denizcilik konusundaki çalışmaları ile tanındı. Osmanlı denizciliği ve kartoğrafyasının öncüsü olan Macar Reis’in dünyaca ünlü Atlası, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Hazine Kitaplığı’nda bulunur ve yedi haritadan, 18 sayfadan oluşur.
Eserlerini 1566 yılında tahta çıkan Sultan II. Selim'e sunan Macar Reis, İnebahtı Deniz Savaşı'na da katılmış, bu savaşta Türk Donanmasının merkez bölgesinde bulunan gemilerin birinde kaptan olarak görev yapmıştır. 1567'de yapılan Ali Macar Reis Atlası'na kaynak olacak birçok harita, İstanbul'daki müzelerde yer alır. Bu portolanlardan (limanları gösteren harita) ikisi, hem tarih hem de nitelik bakımından çok önemlidir. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi'ndeki, Tunuslu İbrahim Kâtibî'nin 1413 yılında yaptığı Akdeniz portolanı ile Deniz Müzesinde bulunan İbrahim Mürsel'in 1460'da yaptığı portolan, Akdeniz, Ege ve Karadeniz'i mükemmel bir doğrulukta göstermektedir.
OSMANLI DÖNEMİ HARİTACILIK
Osmanlılardaki haritacılık terminolojisi İslam literatüründen gelen levh, tersim, tasvir. sfiret. resm, resm-i harita, levhu'r-resm gibi tabirlere. Batı'dan doğrudan alınan harta, hartı, karti, karta, papamonta ( İtalyanca mappa mundi= dünya haritası) gibi yenilerinin eklenmesiyle teşekkül etti.
Harita kelimesinin Anadolu Türkçesi'nde harta, hartı şeklinde kullanımı muhtemelen Piri Reis ile gelişti ve zamanla anlamca karşılanmasına yönelik yeni fikirler de ortaya atıldı. Kâtib Çelebi, "resm-i harita"yı genelde yaptığı gibi "harta resmi" şeklinde Türkçeleştirdi; daha sonra harta ve resm kelimelerinin sık sık birbirinin yerine kullanıldığı görülür.
Osmanlı haritacılığında orijinal eserlerin ortaya konulduğu devir 14. yüzyılın ilk yarısıdır. Genelde bu asrın sonlarına kadar olan çalışmalara yön veren örnekler, Doğu ve Batı kaynaklarının karışımı ürünlerden meydana geliyordu. Bu tarihten sonra birçok ülkede görüldüğü gibi Hollanda menşeli ilerlemelerin etkisi ve yansıması söz konusudur. Osmanlı coğrafya eserleri arasında, Müslümanların Geç Antik Çağ'ın sonu ve Ortaçağ'ın başlarında Grek ve Hint haritacılığından etkilenerek geliştirdikleri Arapça çalışmalar, çevirileri ve yeni versiyonlarıyla yerlerini almışlardı. Osmanlılar için bu irtibat, Kaşgarlı Mahmud'un 1074'te tamamladığı Dîvânu Lugâti't-Türk'teki dünya haritasına kadar uzanır.
KARŞILAŞILAN NÜSHA FARKLARI
Osmanlı haritacılığı üzerinde inceleme yapan ilim adamlarının ortaklaşa dikkat çektikleri en önemli mesele, Osmanlı Devleti topraklarının genişliğine uygun bir malzeme ile karşılaşmayı sağlayabilecek kataloglama çalışmalarının yetersizliğidir. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi ve yurt dışındaki kütüphanelerde mevcut değerli görülen haritalara dair ayrıntılı araştırmalar bulunmasına rağmen henüz birçok kütüphanede ve arşivlerde bu konuya el atılmamış ve birçoğunun kataloglarında haritalara yer ayrılmamıştır.
Osmanlı coğrafya eserlerinin tenkidinde ve tasnifinde karşılaşılan nüsha farklarının büyüklüğü ve bazen ölçüsüzlüğü problemi haritalar için de geçerlidir. Birçok eserde haritaların ihmal edilmesi şeklinde yaygınlaşmış olan durum, nadiren eserin aslında bulunmayan haritaların ilavesi gibi bir değişiklik de gösterir. Matbaanın hayata geçirilmesi ve basma eserlerin yayılmasıyla birlikte haritaların yerinden çıkarılması, renklendirilmesi ve ilave yer adlarının konulması gibi kullanım alışkanlıklarının basmalara da geçtiği gözlenmektedir.
Ali Macar Reis Atlası'ndaki Karadeniz haritası...
DENİZ HARİTALARI
Daha çok 13. yüzyılın başlarından itibaren Cenovalılar tarafından ortaya çıkarılan portolanlar Katalan, Portekiz ve İtalyan gemicilerinin ellerinde gelişmişti. Gemiler için sığınabilecekleri limanların, kıyıların, adaların, ikmal ve durak yerlerinin belirtildiği portolanlar alışverişin daha yoğun olduğu Akdeniz'de Doğu ve Batı haritalarındaki ortak özelliklerin bir araya getirilmesiyle zenginleştirilmiştir. Uzakdoğu denizlerindeki ada gruplarına ulaşan Doğulu gemicilerin ve devamlı hareket içindeki Batılı gemicilerin çalışmalarıyla kuşaktan kuşağa gelişen portolanların yapımında hangi tarafın önde olduğunu belirlemek güçtür.
Portolanların ortak özellikleri arasında nem ve tuza karşı dayanıklı olabilmeleri için deriden yapılmaları, üzerlerinde rüzgârgülü ve mutlak bir ölçek göstergesi bulunması denizde kayalıkların siyah, sığ yerlerin kırmızı kıyıların yeşil ve mavi hatlarla çizilmesi başta gelir. Haritalar çoğunlukla birbirlerinden kopya edilerek ve benzeri kaynaklardan istifadeyle meydana getirildiğinden ortak bir haritacılık dili teşekkül etmiştir. Bilhassa Akdeniz'de haritaların elden ele dolaşması, aynı yoldaki denizciler gibi haritacıların da başka ülkelerde ürün vermiş olabileceklerini düşündürmektedir.
Ali Macar Reis'in İtalya ve çevresini gösteren haritası...
ALİ MACAR REİS'İN SAFER 975 TARİHLİ ATLASI
Deniz haritacılarından olup hassa reisIeri arasında adı geçen Ali Macar Reis'in Safer 975 (Ağustos-1567) tarihli Atlas'ı, üzerinde Karadeniz ve Marmara denizi, Doğu Akdeniz, Orta Akdeniz, Batı Akdeniz, Atlantik kıyıları ve İngiltere adaları, Ege ve Marmara deniziyle dünya haritalarının yer aldığı yedi parçadan meydana gelmektedir.
Ali Macar Reis'in imzasının yalnızca Batı Akdeniz haritasında bulunması, diğerlerinin daha sonra ilave edilmiş olabileceği ihtimalinin öne sürülmesine yol açmışsa da bu durum ancak dünya haritası için kabul edilebilir. Öte yandan Atlas'ın İtalyan ve Katalan portolan tekniği düzenine uyması dolayısıyla, İtalyan haritacılarınca hazırlanıp yer adları yazılmadan Osmanlılar'a ulaştığı ve bunları Ali Macar Reis'in tamamladığı düşünülse bile bu resimleme tekniğinin Osmanlı nakkaşhanesinin yabancısı olmadığı bir tarzı gösterdiği de açıktır.
Bu geleneğin diğer bir örneğini teşkil eden Atlas-ı Hümâyun T. D. Goodrich tarafından 1984'te ortaya çıkarıldı. Saray için nakkaşhanede hazırlandığı anlaşılan eser dokuz harita ihtiva etmektedir: Karadeniz ve Marmara; Doğu Akdeniz ve Ege denizi; Orta Akdeniz ve Adriyatik denizi; Batı Akdeniz ve İspanya; Batı Avrupa'nın Atlantik kıyıları, Adriyatik denizi, Britanya adaları; Ege denizi; Mora ve Güney İtalya; dünya; Avrupa ve Kuzey Afrika Ali Macar Reis'in Atlas'ı ile büyük bir benzerlik arzeden Atlas-ı Hümayun 1570'e tarihlenmektedir.
Üçüncü atlas, adını bulunduğu gaIeriden almış olan Walters Deniz Atlası'dır. Yine nakkaşhane ürünü olan atlas Karadeniz ve Marmara denizi, Ege ve Doğu Akdeniz, Orta Akdeniz ve Adriyatik denizi, Batı Akdeniz ve İspanya, Kuzeybatı Avrupa, Avrupa ve Kuzey Afrika, Güney Asya ve Hint Okyanusu, dünya haritalarının bulunduğu sekiz parçadan oluşmaktadır. Yine portolan tipi deniz haritalarına giren bu atlasın da diğerleri gibi saraya sunulmak amacıyla ve aynı tarihlerde hazırlandığı sanılmaktadır. Atlaslardaki haritaların bazılarında orijinal bilgiler bulunduğu yeni araştırmalarla ortaya konulmuştur.
Ali Macar Reis'in Dünya Haritası...
ALİ MACAR REİS'İN DÜNYACA ÜNLÜ ATLASI
Ali Macar Reis'in dünyaca ünlü Atlası, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Hazine Kitaplığı'nda bulunur ve yedi haritadan, 18 sayfadan oluşur. Bunlar: "Karadeniz", "Doğu Akdeniz ve Ege", "İtalya", "Batı Akdeniz ve İber Yarımadası", "İngiliz Adaları ve Avrupa'nın Atlantik kıyıları", "Ege Denizi, Batı Anadolu, Yunanistan" ve "Dünya" haritalarıdır.
Haritalar yedi çift sayfa üzerinde 31x43 santimlik alanı kaplar. Deri parşömen üzerine çizilmiştir. Atlasta yer alan ilk altı harita, XVI. Yüzyıl Osmanlı deniz haritalarının tipik örneğidir. Sonuncusu bir Dünya haritasıdır. Atlasta bulunan ilk altı harita, portolonların tipik özelliklerini taşır ve tamamında on yedi adet rüzgar gülü bulunur. Dünya haritası ve ikinci Ege Haritası dışında, önemli kentler ve kaleler, renkli basit minyatürlerle gösterilmiştir. Kentlerin adları siyahla yazılmış ve böylece portolonlarda önemli limanların kırmızı ile yazılması kuralının dışına çıkılmıştır. Haritaların tamamı kuzeye yönlendirilmiş ve siyasi sınırlarla ilgili hiç bir bilgi verilmemiştir.
Atlas, dönemine ait kahverengi bir cilde sahiptir. Ön ve arka kapakların ortasında, Osmanlı cilt sanatının süsleme öğesi şemse bulunmaktadır. Kapakların kenarı ayrıca altın yaldız ve cetvel ile çevrelenmiştir. Ön cilt kapağının iç yüzündeki ebrunun üst kenarında, "Bu harita Ali Macar'ındır, gaflet olunmaya" notu yer almaktadır. (TDV, İslamansiklopedisi, Fikret Sarıcaoğlu)