Hastaların şifası hekimlerin atası: Lokman Hekim
Kur'an-ı Kerim'de aynı isimli surede iki kez adı geçen ve anlatılara göre bir yandan hastalara şifa dağıtırken bir yandan da hikmetli sözleri ile nefisleri tedavi eden Lokman Hekim, tıp alanında hekimliğin atası olarak biliniyor.
Kur'an-ı Kerim'de aynı isimli surede iki kez adı geçen ve anlatılara göre bir yandan hastalara şifa dağıtırken bir yandan da hikmetli sözleri ile nefisleri tedavi eden Lokman Hekim, bugün de hem tıp alanında hekimliğin atası olarak nitelendiriliyor.
"Hekimliğin atası" olarak bilinen Lokman Hekim, her yıl 14 Ekim'de "Lokman Hekim'i Anma Günü"nde insanlık tarihine bıraktığı izlerle yeniden hatırlanıyor.
Lokman Hekim, Kur'an-ı Kerim'de kendisi ile ilgili bilgiler, aynı adı taşıyan surede iki defa isminin geçmesi ve oğluna verdiği bazı öğütlerle biliniyor.
Bazı İslami kaynaklarda da Lokman'a dair çeşitli rivayetler yer alıyor. Bu rivayetlerdeki bilgilerin aynı adı taşıyan veya benzer niteliklere sahip farklı kişilere ait olduğu ve bunların birbirine karıştırıldığı ifade ediliyor. Gerçekte biri Kur'an'da belirtilen ve kendisine hikmet verilmesi nedeniyle Lokmanü'l-hakim (Lokman Hekim) diye bilinen, diğeri ise Arap şiirinde Lokman bin Ad olarak geçen iki kişinin yanı sıra zaman içinde farklı kişilere ait çeşitli özellikler de bu isimle anılıyor.
İslamiyet'ten önce Araplar arasında uzun ömrü, bilgeliği ve atasözleriyle öne çıkan Lokman, cahiliye dönemi şiirlerinde Hz. Hud'un kavmine adını veren Ad'a nispetle Lokman b. Ad olarak geçti ancak İslami kaynaklarda bu kişinin Kur'an'da zikredilen Lokman olmadığı vurgulanıyor. Hz. Lokman'ın Kur'an'da örnek bir şahsiyet olarak sunulması, onun Arap toplumunca bilindiğini gösteriyor.
Rivayete göre Ad kavmi günahkarlıkları ve peygamberlerini dinlememeleri yüzünden kuraklıkla cezalandırılınca bu felaketten sadece Hud ve ona inananlarla yağmur duası için Mekke'ye giden, aralarında Lokman'ın da bulunduğu bir heyet kurtuldu.
İkinci Ad kavminin çekirdeğini oluşturan bu topluluk, yeni bir kuraklıktan korktuğu için başlarına geçen Lokman ile Sebe bölgesine göç etti ve Me'rib su seddi diye bilinen baraj Lokman tarafından inşa edildi.
"YEDİ KARTAL ÖMRÜ KADAR YAŞAMAYI İSTEDİ"
Lokman'ın ne kadar yaşadığı konusundaki rivayetlere göre, Lokman Allah'tan uzun ömür diledi ve tercih kendisine bırakıldığında da Arap kültüründe uzun ömrün simgesi olan kartaldan hareketle yedi kartal ömrü kadar yaşamayı istedi.
Lokman'ın 560, bin, 3 bin, 3 bin 500 veya 4 bin yıl yaşadığı yönünde bilgiler yer alıyor. Bu nedenle kendisine "Lokmanü'n-nüsur (kartallar kadar uzun yaşayan Lokman)" denildiği gibi "el-Muammer (uzun ömürlü)" lakabıyla da anılıyor.
Hadis alimi Ebu Hatim es-Sicistani, uzun ömürlüler arasında Lokman'ın Hızır'dan sonra ikinci sırada yer aldığı bilgisini paylaşıyor.
Lokman'ın vefat ettiğinde ise Ahkaf'ta Hud peygamberin kabrinin yakınına, Taberiye gölünün doğu tarafına veya Remle'ye ya da Yemen'e defnedildiği yönünde bilgiler bulunuyor.
HZ. MUHAMMED'İN LOKMAN'A İLTİFATI
Lokman hikmetli sözler söylemesiyle meşhur olduğundan Lokmanü'l-hakim diye de biliniyor. Hz. Muhammed'in Yemen'den gelen bir heyeti karşılarken onlara, "İman Yemenlidir, hikmet Yemenlidir" şeklindeki iltifatıyla Lokman'ın Yemen'deki Ad kavmine mensup olduğuna atıfta bulunduğu belirtiliyor.
Eski Arap kıssalarında Lokman, Ad kavmine mensup bir kişi olarak takdim edildiği gibi İslami kaynaklarda İsrailoğulları'ndan biri olarak da gösteriliyor. Buna göre Lokman'ın, Hz. Eyyub'un kız kardeşinin veya teyzesinin oğlu olarak ifade ediliyor. Lokman'ın, Hz. Davud'dan ilim öğrendiği ve Davud peygamber oluncaya kadar fetva verdiği, sonra da onun yardımcısı olduğu belirtiliyor.
Ayrıca Yunan filozofu Empedokles'in Lokman'dan ilim öğrendiği de aktarılıyor. Lokman'ın İsrailoğulları'nın kadılarından biri olduğu, Hz. Davud veya Hz. İsa ile Hz. Muhammed arasında yaşadığı da öne sürülüyor.
Öte yandan bir başka rivayete göre de Lokman'dan peygamberlik ya da hikmetten birini seçmesi isteniyor ve Lokman da hikmeti tercih ettiği için hilafet Davud'a veriliyor, Lokman ise ona vezir oluyor.
LOKMAN'A VERİLEN HİKMETLER
Kur'an-ı Kerim'in Mekke'de indirilen 31. suresi Lokman adını taşıyor. Fakat bu surede Lokman'ın kimliğine dair bilgi bulunmadığı gibi Ad kavminden ve onlara gönderilen Hud peygamberden bahseden diğer surelerde de onun adından söz edilmiyor.
Lokman'a verilen hikmetin ilim, üstün kavrama yeteneği, isabetli söz ve davranış, ilim-amel uygunluğu, din konusunda derin bilgi olduğu belirtiliyor. Hikmetlerinden bir kısmı hadislerde de naklediliyor.
Çok yönlü bir kişiliğe sahip olduğu için Lokman, Bel'am, Ahikar ve Ezop gibi tarihi şahsiyetlerle karşılaştırılıyor.
Ortaçağ boyunca çeşitli kıssaların kahramanı olarak dillerde dolaşan Lokman, bir bakıma Araplar'ın Ezop'u haline geliyor. Avrupa'da Ezop ile ilgili söylenenlerin büyük bir kısmı Lokman'a uyarlanıyor. İslami kaynaklarda onun kalın dudaklı, geniş ayaklı, Habeşistanlı veya Nübyeli bir köle olarak takdim edilmesi de Ezop'u hatırlatıyor.
HEKİMLİĞİN ATASI OLARAK TANINIYOR
Öte yandan Lokman, diğer özelliklerinin yanı sıra hekimliğin atası olarak da tanınıyor.
Lokman'ın bütün bitkilerin özünü bildiği, dertlere şifa olacak reçeteler yazdığı ve çeşitli formüller geliştirdiği belirtiliyor.
TÜRK EDEBİYATINDA LOKMAN
Türk edebiyatında da Lokman, Arap edebiyatında öne çıkan özelliklerinin yanı sıra hakim/filozof kimliğinden çok hekim olarak öne çıkıyor.
Bu sebeple Türk divan, tasavvuf ve halk edebiyatlarıyla Türk folklorunda "Lokman Hekim, Lokman-ı hazık, tabip Lokman, dert Lokman'ı, şifa Lokman'ı" gibi isim ve sıfatlarla anılıyor. Bu kapsamda Lokman, "Şifa-yı Lokman, deva-yı Lokman, yed-i Lokman, Lokman eli, ilac-ı Lokman, merhem-i Lokman, bab-ı Lokman, muhtac-ı Lokman, yara saran Lokman" gibi isimlerle yer alıyor.
Türk-İslam edebiyat ve kültüründe Lokman'ın tabip özelliği, "hakim" kelimesinin halk ağzında "hekime" dönüşmesi ve eski dönemde felsefenin tıp dahil olmak üzere devrin belli başlı ilimlerini de içine almasıyla öne çıkıyor.
Lokman'ın öğütleri 17. yüzyıldan itibaren Batı dünyasında da dikkati çekiyor.
Lokman Hekim'in tabip kimliği onun şifalı bitkiler hususunda uzman kabul edilmesini gerektirdiğinden bu alanda kaleme alınan kitaplarda, kitap adından başlayarak çeşitli hastalıklar için sunduğu reçetelere kadar pek çok konuda ismi kullanılıyor.