Osmanlı'da ilk Kur'an ne zaman basıldı?
İnsanlığın kültür tarihinde, yazının keşfi kadar matbaanın icadı da dünyanın ilerlemesinde etkin rol oynadı. Osmanlı topraklarına 15. yüzyılda gelen matbaa bundan sonraki yıllarda daha da gelişti. Fakat matbaadaki eserler, belli kurallar dairesinde basılırdı. Peki, II. Abdülhamid’in çocukluk arkadaşı olan Osman Bey’in kurduğu matbaanın o yıllarda dini yayın basma hakkına sahip olan tek matbaa olduğunu biliyor muydunuz?
İnsanlığın, kültür tarihine bakıldığında, yazının keşfi kadar matbaanın icadı da dünya tarihinde etkin rol oynadı. Kâğıt, binlerce yıl önce Çinliler tarafından bulunsa da Rönesans devriminin en büyük teknolojik gelişmesi olarak görülen matbaa, 1450 yılında Alman Johannes Gutenberg tarafından geliştirilip icat edildi. Yazılı metinler, elle yazılarak çoğaltıldığı için bu işlem uzun bir zaman alıyor, sınırlı sayıda kitap çoğaltılmış oluyordu. Matbaanın bulunması ile bilimsel çalışmalar daha geniş kitlelere ulaşabildi ve bugün insanlığın gelişmiş teknolojiye erişmesine zemin sağladı. Manuel olarak kopyalama yapabilen bu icat sayesinde icadından 1500'lü yıllarda Gutenberg'in matbaa makineleri Batı Avrupa'ya 20 milyon kopya kitap bastı.
OSMANLI'YA MATBAA NE ZAMAN GELDİ?
Osmanlı topraklarına matbaanın ilk olarak 1493 ya da 1503 tarihlerinde geldi. Bu tarih ise İspanya'dan sürülüp Osmanlı'ya sığınan Yahudi David ve Samuel Nahmias kardeşlerin Sultan II. Beyazıt'tan aldıkları izinle İstanbul'da ilk matbaayı açtıkları tarihti. İstanbul'da üç tane, Selanik'te bir, Edirne'de ise bir tane olmak üzere beş matbaa açan kardeşler, imparatorluk sınırları içerisinde iki binden fazla kitap basımını gerçekleşmişlerdi.
İLK TÜRK MATBAASI
Mehmet Said Efendi, babası Yirmi Sekiz Mehmet Çelebi ile Paris'te bir ziyaret etmiş ve Osmanlı topraklarına döndüğünde bir matbaa açmayı tasarlamıştı. İbrahim Müteferrika, Mehmet Said Efendi ile yaptığı işbirliği sonucu, 1727 Temmuz'unun başlarında, dönemin hükümdarı Sultan III. Ahmet'in fermanı ve Şeyhülislam Yenişehirli Abdullah Efendi'nin fetvası ile ilk Türk matbaasını kurma izni aldı. İbrahim Müteferrika, bu matbaada 17 kitap ve birçok harita bastı.
KUR'AN BASMA İMTİYAZI OLAN İLK MATBAA
Osman Bey Matbaası, II. Abdülhamid dönemi matbaalarındandır. Matbaanın kurucusu Osman Bey, aynı zamanda II. Abdülhamid'in çocukluk arkadaşıdır.
19. yüzyıl imparatorluk için yeni tekniklerin, yeni üretim biçimlerinin geldiği bir yüzyıl oldu. Matbaa imparatorluk sınırlarında çok eski zamandan beri var olsa da bu yüzyılda çeşitli özel matbaaların da açılmasıyla yaygınlık kazanır.
MATBAANIN EN DİKKAT ÇEKİCİ ÖZELLİĞİ
Osman Bey, ismini verdiği matbaayı o devirde esen matbaacılık rüzgârıyla birlikte, Çembertaş'ta, bugünkü Darüşşafaka Hanı'nın bulunduğu yerde açar. Matbaa kullanıldığı tekniklerle büyük beğeni toplar. Tesiste hem tipo hem de lito baskı yapılır. Matbaanın en çok dikkat çeken özelliği ise tezhipli levhalar ve hat sanatının ince örneklerini basmasıdır. Ayıca kurum dini yayınların basımına izin verildiği ilk matbaa olarak da dikkat çeker. Bu özelliği sebebiyle Osman Bey, bir hayli kazanç sağlar.
KUR'AN BASMA İMTİYAZI NASIL VERİLDİ?
Döneminde, Kur'an'ı kasıtlı olarak yanlış basıp ülkeye sokan Avrupalı tacirlerin elinden kurtarmak amacıyla onu hatasız ve bol sayıda basabilecek Müslüman matbaacıya ihtiyaç oluştu. Bu yüzden de Abdülhamid tarafından sarayın Başmabeyinciliğine kadar yükselen Osman Efendi'ye Kur'an basma imtiyazını verdi.
İki katlı, dikdörtgen şeklinde bir binada faaliyet gösteren matbaada buharla çalışan 18 baskı makinesi vardı. Burada provası alınan formlar ilim adamlarınca basılıyordu. Hatta bu işin güzelce tamamlanabilmesi için bu defa Hafızlar Meclisi'nin kurulduğu söylenir.
ABDÜLHAMİD'İN KUR'AN İNCELİĞİ
Abdülhamid bu matbaanın kirli suyu için ayrı bir suyolu yaptırmıştı. Bunun nedeni ise Kur'an-ı Kerim basılan sayfaların tozunun diğer kirli sularla birlikte kanalizasyona karışmamasıydı.
BULUNDUĞU SEMTE ADINI VERDİ
Bu alanda ilk yıllarda tek olması, matbaada bastığı dini içerikli yayınların İstanbul'un haricinde imparatorluğun her tarafına gönderiliyor olması sebebiyle yoğun bir iş yüküne sahip oldu. Matbaacılıktan elde ettiği büyük gelirle Osman Bey günümüzde Nişantaşı civarında "Osman Bey Konağı" olarak anılan bir konak satın aldı. Bu konak ve sahibi sonraları bulunduğu semte adını verdi.
MATBAA NEDEN KAPATILDI?
Osman Bey Matbaası 1906 yılında Matbaa-i Âmire'nin kapatılmasıyla daha işlek bir konuma geldi. Matbaa-i Âmire'de basılması icap eden yayınlar Osmanlı Matbaası'nda basılmaya başladı. İlerleyen yıllarda Matbaacı Osman Bey'in vefatı üzerine kurum oğlu tarafından işletildi. Oğul Sim Bey'de bir süre sonra matbaayı Darüşşafaka'ya hibe etti. Sonraki yıllarda matbaanın bulunduğu bina yıkılarak yerine Darüşşafaka Hanı ve Çemberlitaş Sinemaları yapıldı. Günümüzde bu hanın içinde küçük ve kapısı kilitli bir matbaa sembolik olarak varlığını sürdürüyor.
OSMAN BEY KİMDİR?
1800'lü yıllarda yaşayan Osman Bey, saray çevresinde yetişti. Babası gibi hattat olan Osman Bey, zamanla Sultan Abdülmecid'in de Sultan II. Abdülhamid'in de yakın arkadaşı oldu. İlerleyen dönemlerde sarayın başmabeyinciliğine kadar yükselen Osman Bey'in kurduğu matbaa yıllarda dini yayın basma hakkına sahip tek matbaaydı.