10 soruda Osmanlı’da matbaa ve İbrahim Müteferrika
Yaşadığımız coğrafyaya matbaanın gelmesini sağlayan İbrahim Müteferrika kaleme aldığı bir risalede, tarih boyunca bazı istilalar yüzünden yazma eserlerin yok olduğuna dikkat çekiyordu. Doğru düzgün yazı yazacak hattatlar kalmadığından, yazmaların birçoğunun yanlışlarla dolu olduğuna vurgu yapmış, üç asır önce tarihimizin ilk matbaasını kurmuştu. İlk olarak Vankulu Lügatı adlı eserin baskısını yapan Müteferrika, bu eserin dışında o dönem matbaada hangi eserleri basmıştı? Müteferrika'nın bastığı bu kitapları kimler aldı? Matbaa Osmanlı topraklarına neden geç geldi? Osmanlı'da matbaaya ve İbrahim Müteferrika'ya dair bilinmeyenleri sizler için derledik.
Giriş Tarihi: 09.03.2019
12:41
Güncelleme Tarihi: 09.03.2019
12:50
İLK MATBAA NE ZAMAN KURULDU?
Johann Gutenberg'in 1450'li yılların başında matbaayı icadından kısa bir süre sonra baskı makinesi Osmanlı topraklarına geldi. Takvimler 1493 yılını gösterdiğinde İstanbul'da ilk Yahudi matbaası kuruldu.
1567'de Ermeniler, 1627'de de Rumlar ilk matbaalarını açtılar ancak bir Türk tarafından kurulan ilk matbaa, 1727'de faaliyete başladı.
İlk Türk matbaasının kurucularından İbrahim Müteferrika, asıl matbaayı kurmadan önce 1718'de bir harita matbaası kurmak için izin almış ve burada birkaç tane harita basmıştı. 1719 tarihli Marmara Denizi haritası bunlardan biriydi.
Osmanlı topraklarında bir matbaa kurmak isteyen İbrahim Müteferrika'nın bunu başarabilecek maddi ve manevi gücü yoktu.
Babası Yirmi Sekiz Mehmet Çelebi ile Paris'e giden sadaret mektubu halifelerinden Mehmet Said Efendi Fransa'da bir matbaayı ziyaret etmiş ve Osmanlı topraklarına döndüğünde bir matbaa açmayı tasarlamıştı.
İbrahim Müteferrika, Mehmet Said Efendi ile yaptığı işbirliği sonucu, 1727 Temmuz'unun başlarında, dönemin hükümdarı Sultan III. Ahmet'in fermanı ve Şeyhülislam Yenişehirli Abdullah Efendi'nin fetvası ile ilk Türk matbaasını kurma izni aldı.
MATBAANIN GEREKLİLİĞİ İDARECİLERE NASIL İZAH EDİLDİ?
İbrahim Müteferrika, matbaanın önemi, gerekliliği ve faydası üzerine 1726'da Vesiletü't Tıbâa isimli bir risale kaleme almıştı.
Tarih boyunca bazı istilalar yüzünden yazma eserlerin nasıl yok olduğunu, daha sonraları doğru düzgün yazı yazacak hattatlar kalmadığından yazmaların birçoğunun yanlışlarla dolu olduğunu, hâlbuki matbaa sayesinde yazıların daha okunaklı ve hatasız basılacağını, fiyatlarının ucuzlayacağını, bu sayede de büyük kütüphaneler kurulacağını söylüyordu.
İLK MATBAADA HANGİ KİTAPLAR BASILDI?
İbrahim Müteferrika ve Yirmi Sekiz Çelebizâde Mehmet Said Efendi tarafından Müteferrika'nın Yavuz Sultan Selim semtindeki evinde kurulan matbaanın ilk kitabı, Vankulu Lugatı'dır. Basımı 1729 yılının ilk aylarında tamamlanan bu eser Sıhahü'l Cevherî 'nin tercümesidir.
1729'da ayrıca Kâtip Çelebi'nin Tuhfetü'l Kibâr fî Esfâri'l Bihâr'ı ile Tarih-i Seyyâh der Beyân-ı Zuhur-ı Ağvâniyân ve İnhidam-ı Devlet-i Safeviyan ; 1730'da Tarih-i Hind-i Garbi, Tarih-i Timur-i Gürkan, Tarih-i Mısri'l Cedid ve Tarih-i Mısri'l Kadim, Gülşen-i Hülefâ ile Grammaire Turque ; 1732'de İbrahim Müteferrika'nın Usulü'l Hikem fî Nizâmi'l Ümem'i ile Fuyuzât-ı Mıknatısiyye ; 1733'te Kâtip Çelebi'nin Takvimü't Tevarih'i ; 1734'te ilk vakanüvis Mustafa Naima'nın Tarih-i Naima 'sı; 1741'de Vakanüvis Mehmet Raşid'in Tarih-i Raşid 'i ve Vakanüvis Küçük Çelebizâde İsmail Âsım'ın Tarih 'i; 1742'de Ahvâl-i Gazavât-ı Diyâr-ı Bosna ve Ferheng-i Şu'uri basıldı.
Matbaanın bulunduğu yer ve donanımının bir kısmı her ne kadar şahsi mal olsa da, matbaanın asıl masraflarını ve burada çalışan işçilerin günlük yiyeceğine kadar tüm ihtiyaçlarını devlet karşıladı. Basılan kitapların fiyatları da devlet tarafından tespit edildi. Matbaanın kurulmasında ve daha sonraki yıllarda çalışmasında en büyük zorluk, kalifiye eleman eksikliğiydi.
İbrahim Müteferrika'nın Usûlü'l-hikem fî nizâmi'l-ümem adlı eserinin ilk sayfası.
MATBAA HANGİ ŞARTLAR ALTINDA, NE KADAR KİTAP BASTI?
Matbaanın tesisinde önemli bir rolü bulunan Yirmi Sekiz Çelebizâde Mehmet Said Efendi'nin bir süre sonra matbaacılıktan ayrılması ile birlikte iş tamamen İbrahim Müteferrika'ya kaldı. Müteferrika ölümüne kadar matbaada 17 kitap bastı. Matbaanın ilk iki kitabı bin adet, üçüncüsü bin 200 adet basıldı ancak sonrakilerde bu sayı 500'e indi. Baskı sayısının azalmasında kitapların satılmamasının da rolü vardı.
1735 yılına kadar 13 kitap basan Müteferrika, Osmanlı-Avusturya-Rus Savaşında üstlendiği görevler ve Lehistan elçiliği sebebiyle beş yıl kitap basamadı. 1740-1742 yıllarında dört kitap daha bastıysa da ömrünün son beş yılında yine devlet işleri sebebiyle matbaa yeni eserler vermedi. Bu yıllarda İbrahim Müteferrika Dağıstan'a gidip döndü ve Yalova'daki Kâğıt Fabrikası ile ilgilendi. Ayrıca bir yıl Divân-ı Hümâyûn tarihçiliği denilen görevde bulundu. Bütün bu meşguliyetleri ve yaşlılığı matbaanın faaliyetlerini engelledi.