Geçmişten günümüze insan boyu nasıl değişti?
Bilim insanları, yaptıkları araştırmalar sonucunda insan soyunun kısalmaya değil aksine uzamaya gittiğini tespit ettiler. Tarih boyunca beslenme, yaşam, çevre koşulları ve pek çok faktör boy üzerinde belirleyici görev üstleniyor. Erken Roma ve Osmanlı insanlarının arasındaki boy farkının bulunmaması şaşırtıcı bilgiler arasında bulunuyor.
Çevresini ve yaşadığı tüm mekanları sürekli olarak kendi boyutlarına uygun biçimde inşa etme ve değiştirme çabası içerisinde olan, bunun yanında kullandığı araç gereçleri ve kıyafetleri de kendi bedenine uygun şekilde tasarlayıp üreten insan için boy uzunluğunun önemi göz ardı edilemez. Bu denli önemli olan bir değişkenin zaman içerisinde gösterdiği değişimi ortaya koymak ve gelecekte ne tür eğilimlerin ortaya çıkacağını kestirmek konusuna antropologların ve ergonomistlerin ilgisiz kalacağı düşünülmemeli.
İSKELET KALINTILARI İLE AYDINLANAN BOY MESELESİ
İnsanlık tarihi boyunca boyda ve vücut oranlarında meydana gelen değişimleri öğrenmek için en güvenilir kaynak, günümüze kadar gelmiş iskelet kalıntılarıdır. Ancak tarih sahnesinin ilk zamanlarına gidilecek olursa buluntuların azlığı öğrenme için zorluk oluşturabilir.
McHenry'ye göre boy uzunluğunun düzgün bir çizgi boyunca sürekli artış eğilimi içerisinde değildir. İnsan ailesinin üyelerinde boy uzunluğunun gelişimi karmaşık bir örüntüye sahip. Örneğin günümüz insanı (Homo sapiens) boy uzunluğu açısından benzersiz bir tür sayılmaz. Yaklaşık 2 milyon yıl önce bizimle aynı boyda insanlar mevcuttu. Yaklaşık 1,7 milyon yıl öncesinde ise 180 cm'den daha uzun bireylerle karşılaşmak sürpriz değildi.
UZAMA EN FAZLA BACAK BOYUNDA GERÇEKLEŞTİ
Öte yandan, boy uzunluğundaki artışın vücudun tüm birimlerinde eşit oranlarda gerçekleşmediği bilinmekte. Yapılan çalışmalar boy uzunluğundaki artışın önemli oranda bacaklardaki uzamadan kaynaklandığını gösteriyor.
Boy uzunluğuyla birlikte ele alınabilecek diğer bir husus da cinsiyetler arasında gözlenen boyut farklılıklardır. Ön-insanlarda kadın ve erkek arasındaki boyut ve ağırlık farkı ileri düzeydedir. Boydaki cinsiyet farkı zaman içerisinde azalarak günümüzdeki konumuna gelmiştir.
150 YILDA DÜNYANIN GEÇİRDİĞİ BÜYÜK DEĞİŞİM
İnsanoğlu son 150 yılda büyük bir dönüşüm geçirdi. Dünya nüfusu bir milyardan yedi milyara fırladı. Gelişmiş ülkelerde ortalama ömür 1800'lerde 45 civarında iken bugün 80 yaşına kadar yükseldi. Fiziksel olarak da değiştik; bugün nüfusun büyük bir kısmı eskiye oranla çok daha uzun boylu.
Sanayileşmiş ülkelerde ortalama insan boyunda 10 cm'lik bir artış kaydedildi. En fazla uzayan ulus ise Hollandalılar oldu. Bugün bu ülkede ortalama boy erkeklerde 188, kadınlarda ise 170 santimetre. Yani 150 yıl öncesine göre 20 santimetrelik bir uzama söz konusu.
DİYET VE HASTALIKLAR BOYU ETKİLİYOR
Münih Üniversitesi'nden ekonomi tarihi profesörü John Komlos 1980'lerde tarihte insan boyu araştırmalarına öncülük etmişti. Nüfusun ortalama boyundaki iniş çıkışların ekonomik ve sosyal koşullarla bağlantısını araştırmak için Komlos askeri kayıtları inceledi.
Araştırmalar insan boyundaki iniş çıkışların diyet ve hastalıklarla bağlantılı olduğunu ortaya koydu. Bu iki faktör çocukluk döneminde etkili oluyordu. Çocuklar yeterli beslenemiyor veya örneğin ishal gibi hastalıklar yüzünden besinleri özümseyemiyorsa tam kapasite uzama şansları büyük ölçüde azalıyordu.
Northwestern Üniversitesi'nden antropoloji profesörü William Leonard, beslenme, sağlık ve genel yaşam koşullarındaki gelişmelerin insanın boyunu artırdığını belirtti.
Tarih, bu boy-sağlık ilişkisini kanıtlayan örneklerle dolu. Batı Avrupa'da Ortaçağ'ın sonlarına doğru veba salgını yüzünden nüfusun yüzde 60'ı yok olmuştu. Geride kalanlar ise besin bolluğu içinde ve aşırı kalabalıktan uzak bir yaşam sürmeye başlamış, böylece hastalıklar daha nadir ortaya çıkmıştı. Bunun sonucu olarak insanlar daha uzun boylu olmaya başlamıştı.
SAVAŞLARDAN SONRA YENİDEN DOĞUŞ
17'nci yüzyıl Avrupa'sında ortalama Fransız erkeğin boyu 162 santimetre civarındaydı. Küçük Buzul Çağı olarak anılan dönemde baş gösteren aşırı soğuklar yüzünden tarım ürünleri büyük hasar görmüştü. Bunun yanında her yerde savaşlar çıkmıştı. İngiliz İç Savaşı, Fransa'da XIV. Louis dönemindeki savaşlar, bugünkü Almanya içinde yer alan topraklarda 30 Yıl Savaşları gibi. Komlos'un ifadesiyle, "Avrupa 17'nci yüzyılda büyük bir sarsıntı geçirmişti."
18'inci yüzyılda Sanayi Devrimi, insanların hastalıklarla dolu kent varoşlarına toplanmasına ve nüfusun bodur kalmasına neden olmuştu.
19'uncu yüzyılın ikinci yarısında ise toplumsal ayaklanmalar meyve vermiş, tarımsal üretim artmış, kentlerde kanalizasyon sistemi ve musluk suyu kullanıma girmiş, ekonomik gelişme kendisini hissettirir hale gelmişti. Batı Avrupa'da boylar yeniden uzamaya başlamış ve bu eğilim artık süreklilik kazanmıştı.
Bu boy-sağlık ilişkisi bugün de bariz bir şekilde görülebiliyor. Kuzey ve Güney Kore örneklerini ele alalım. İnsan ömrü, gelir ve eğitim göstergelerinden biri olan Birleşmiş Milletler İnsan Kalkınma Endeksi'nde Kuzey 195 ülke içinde 188'inci sırada yer alıyor ve buradaki erkeklerin boyu Güney'dekilere oranla 3-8 santimetre daha kısa. Güney Kore'nin endeksteki yeri ise 15'inci sırada.
SANAYİLEŞMİŞ ÜLKELERDE UZAMA DURMUŞ GİBİ
Başta ABD olmak üzere sanayileşmiş ülkelerde ise 19'uncu yüzyıldan bu yana boy uzaması belli bir seviyede durmuş gibi. Daha önce Amerikalılar sanayileşmiş ülkeler içinde üst sıralarda yer alırken bugün ortalama erkek boyu 176 cm, kadın boyu ise 163 cm ile 45 yıl önceki seviyede seyrediyor.
Leonard'a göre, "ABD'deki ortalama boy bugün 70'lerden, hatta 60'lardan çok da farklı değil." Peki, nasıl oluyor da Kuzey Avrupalılar boy konusunda bu kadar açık fark yaratmış? Komlos bu farkı gelişkin Avrupa ülkelerinde sosyal hizmetlerin toplumsallaşmış olmasına bağlıyor. Oysa ABD'de beslenme ve sağlık hizmetleri konusunda büyük eşitsizlikler yaşanıyor.
Milyonlarca Amerikalının sağlık sigortası olmadığı için sağlık hizmetlerinden yararlanamıyor. ABD'de hamile kadınlar herhangi bir yardım almıyor. Oysa Hollanda'da hemşireler ücretsiz ev ziyaretleri yapıyor. Üstelik Amerikalıların üçte biri obezite sorunu çekiyor. Yüksek kalorili işlenmiş gıdalar gelişimsel ve metabolik sorunlara yol açarak insanların tam kapasite uzamasını engelleyebiliyor.
ÜLKEMİZDE İNSAN BOYU
M.S. 3-4. yüzyıldan günümüze kadar neredeyse her dönemden insan iskeleti incelendiğinde çok iri bir insan yapısına rastlanmadığı bilgisi ortaya çıktı.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İzzet Duyar, "Son 100-200 yıl içinde insan boyu, uzama gösteriyor. Bu durumun beslenme, yaşam, çevre koşulları ve pek çok faktörle ilişkisi var. Savaşlar, kıtlıklar bir şekilde insan yapısına yansıyor. Bunları göz önünde bulundurarak incelediğimiz iskeletlerde Roma dönemi iskeletleriyle geç Osmanlı dönemi iskeletlerinde boy farkı olmadığını gördük." açıklamasında bulundu.
Ayrıca Duyar, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait iskeletlerden iri bir insan yapısının bulunmadığını ifade etti. Hatta Roma ve Osmanlı insanları günümüzdeki insanlardan daha kısa. Eskiden 3-5 metre boyunda, bir adım attığında kaç metre ilerleyen insanlar olduğu bir söylentiden ibaret. Belki de bu söylenti ataları yüceltmek için ortaya çıkarıldı.
KİREÇLEME VE EKLEM BOZULMALARI AZALMIŞ
5-6'ıncı yüzyıl erken Roma dönemi ile 18 – 19'uncu yüzyıl geç Osmanlı dönemine kadar aradaki 200 yıllık zaman diliminde, zorlanmayla ortaya çıkan, aşırı yüklenme, yük taşıma, çok fazla hareket etme ve periyodik, zorlu işler yapma sonucunda dizlerde, kalçada, dirsekte ve omuzda oluşan değişimlerin azaldığı görüldü. Yani zamanla insanın üzerine yüklenen yükün azalmasıyla dönem insanlarında artrit ve eklem bozulmalarının azaldığı görüldü.
(Derlenmiştir.)