Hayat gelip geçerken: Çarşılarda akşam...
Sabahın erken saatinde Küçüksu parkında yürüyorum...
Yağış yok ama Boğaz'dan içerilere doğru buz gibi bir rüzgâr esiyor. Hızlı yürüyüşçüler, hafif koşucular, bisikletliler art arda yanımdan gelip geçiyorlar.
Hepsi kulaklıklarını takmış, müzik dinleyerek kendilerini dışarıya kapatmışlar.
Kalabalık bir otobüsün veya metronun sıkıntısından kulaklıkları yoluyla uzaklaşan öğrencileri falan anlıyorum da, bunu anlayamıyorum işte! Oysa şehrin sesi belki sadece sabahları güzel! Boğazdan geçen şu şilebin makinelerinin homurtusuna bayılıyorum mesela...
Martıları işitmesek, olur mu?
Hem koşarken dinlenen müzik, müzik mi?
***
Günümüz insanı: Yerinde duramıyor ama bir "yer"e gittiği de yok. Anlamsızlıktan şikâyetçi ama aradığı bir "anlam" yok. Sonuç: Bitkin ve mutsuz hiperaktif.
***
Kadıköy ve Üsküdar çarşıları... Ya başlarına bir şey gelir de ortadan silinirlerse diye korktuğum güzellikler...
Kadıköy çarşısını içine doğru sokulan lokantalar tehdit ediyor.
Üsküdar çarşısı meydan ve yol düzenlemesiyle küçüleli çok oldu. Geçen hafta akşam vakti oralardaydım. Renkleri, sesleri, kokuları çok başka!
Üsküdar Hacı Şerif'te dondurmalı irmik helvası yiyerek;
Kadıköy'de ise Özcan Turşu'da turşu suyu içerek soluklandım.
***
İlk 1980'de tanıştım Fatma Tülin Öztürk'ün resimleriyle...
O gün bugün takipteyim.
MSGSÜ Tophane-i Amire'deki retrospektif sergisi harika.
Bugün son gün. Meraklısı kaçırmasın.
***
Tamam! Bir toplumsal gelişmeye bakarken komplo teorilerine başvurmak, olayları komplolardan şüphelenerek izlemek bir tür konformizm... Düşünüyormuş gibi yapan düşünce tembelliği...
Her şeyi biliyormuş gibi yapan bilgisizlik... Esas suçluları, ihmalleri, hataları gözden kaçırtan patırtı... Hepsi tamam!
Doğru! Bunlar madalyonun bir yüzü. Fakat madalyonun bir de öteki yüzü var. Oradaki "belirsizliğin karanlığı"nda komplo kurgucuları ellerini ovuşturuyor.
Biliyorum, uzun konu.
Karmaşık. Ama şuradan başlayabiliriz...
Mesela FETÖ.
Varlığı komplo. Böyle örgütlenmiş ve bunu hedeflemiş bir yapı. Şimdi ona bakarken zihnimizden şüpheleri kovarsak feci bir yanlışa sapmış olmaz mıyız? Sizi "komplo teorisi"üretmekle suçlayıp dalga geçenlere iyi bakın!
Göreceksiniz ki, çoğu "temiz" değil; bazıları komplo kuranların yanında işe alınmış...
Haşmet Babaoğlu-Sabah
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Nüfus korkusu... Yalanlar, şüpheler... (14.12.2018)
- Hepsi yalan, bir Mars mı gerçek? (11.12.2018)
- Sahnenin arkasında ne oluyor? (10.12.2018)
- Altını çizdiğim satırlar-54 (09.12.2018)
- Hayat gelip geçerken: Aç camı, dinle! (08.12.2018)
- Merhamet ve adalet duygusu her şeye yeter! (07.12.2018)
- Rüzgâra kapılmayın... Bi sakin! (06.12.2018)
- 2019 nasıl bir yıl olacak? (04.12.2018)