Mısır ne yapmak istiyor?
Mısır'da olup bitenleri görüp fark ettiğimizde hep geç kalmışızdır.
Her şeyden önce...
"Osmanlı'nın dağılışı Mısır üzerinden başladı" desek, yanlış olmaz.
Hatta şöyle söylemek gerekir:
Osmanlı'yı sarsıp yıkmaya (Yunan isyanlarıyla birlikte) Mısır'dan başladılar.
Anlayacağınız...
Batı'nın egemenleri Mısır'ı belli bir yöne doğru itmeye başladılar mı, durup çok dikkatetmelidir.
Ama şu son günlerde Sisi Mısır'ına yeterince dikkatle bakıyor muyuz, emin değilim.
Bu ülkenin silahlanma hızını ve özellikle Yunanistan'la, Güney Kıbrıs'la kurduğu ilişkilerimercek altına almayı ihmal ediyor gibiyiz.
***
Son yıllarda Doğu Akdeniz'de iki ülke askeri güç ve silahlanma konusunda ciddi bir gelişme gösterdi.
Birincisi, Türkiye.
Bizim bu alandaki üstünlüğümüz yerli ve milli savunma sanayiine verdiğimiz ağırlıktan ve hızımızdan kaynaklanıyor.
Diğer ülke, Mısır.
Mısır, elbette "milli" bir yol izlemiyor.
Nasıl izlesin? Sisi ve ülkesi (tıpkı 1800'lerdeki gibi) dışarıdan kurgulanıyor.
Ancak oradan buradan kelepir fiyatlara son teknoloji gemiler ve uçaklar alarak; topraklarının her yanını askeri üslerle donatarak dört yıl gibi kısa bir sürede şaşılacak bir yol kaydettiklerini vurgulamak zorundayız.
Sina yarımadasının neredeyse toplamı bir hava üssüne dönüştürüldü.
İskenderiye'deki Muhammed Naguib Üssü genişletiliyor ve bittiğinde Doğu Akdeniz'in en büyük deniz üssü olacağı söyleniyor.
***
Sisi'nin destekçisi İsrail bile tedirgin.
Mısır'ın askeri büyümesi yarın öbür gün bize karşı döner mi, diye şüpheleniyorlar, medyalarında art arda bu konuda analizler yayımlanıyor.
Fakat esas olaya ciddi sorularla yaklaşması gereken ülke Türkiye'dir.
Sonuçta şu sorular ortada duruyor...
Mısır'ın son üç aydaki ortak tatbikatlarda yeni satın aldığı gemilerle sürekli bir takım hayali "ada"lara çıkartma yapmasının anlamı nedir? (En gözde ortakları da Fransa ve Yunanistan.) Kızıldeniz'de mi, Kıbrıs'ta mı, Libya'da mı kullanılacak o amfibik birlikler?
Mısır'ın hızla ve anormal biçimde silahlanması Türkiye için de bir tehdit oluşturuyor mu?
Haşmet Babaoğlu - Sabah
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Altını çizdiğim satırlar-57 (06.01.2019)
- Zaman gelip geçerken: Tatil yoksa hayat da yok mu? (05.01.2019)
- Ekmeklerine yağ sürüyoruz (04.01.2019)
- Ne oldu var mı bir değişiklik? (01.01.2019)
- “Kendimiz için savaşmayacağız” demedi ki! (31.12.2018)
- Altını çizdiğim satırlar - 56 (30.12.2018)
- Zaman gelip geçerken: “O tarafın manzarası...” (29.12.2018)
- Derin takvim! (28.12.2018)