Sibel Eraslan için...
İlk gençlik yıllarımdan bu yana birçok önemli isimle temasım oldu. Kiminin derinliğini sonradan kavradım. Kimi de ciddi bir hayal kırıklığına dönüştü. Üzüntü eşliğinde geri çekildim, çekildik.
Uzaktan güzel görünen, temiz sanılan birçok kişi ve kurumun aslında öyle olmadığına yakından şahitlik ettik. "Meğer hepsi yalanmış" sözünü ne çok söyledik.
Aslında insanlar kendini belli ediyor. Görmek, kabul etmek istemiyoruz sadece.
Tanıştığıma memnun olduğum, memnuniyet duyduğum, gerçekten de sevindiğim isimlerin başında Sibel Eraslan geliyor. Nasıl tanıdıysam daima öyle kaldı.
Burası dünyadır. İnsan sözünü tutamamış olandır. Yapmam diyen yapar, söylemem diyen söyler, gitmem diyen gider. Kalanlara selam olsun.
***
Hayatın zorlukları ve insanın yıkıcılığı karşısında Allah'a sığınır, dost bildiklerimizde ise teselli ararız.
Dostlukta sebat edenler, kardeşliğe sadakat gösterenler, dürüst ve düzgün olanlar, vefa bahsini önemseyenler, dünya yolculuğu sırasında hiçbir zaman kendilerini yalnız hissetmezler. Yolun sonunda, mükâfat olarak 'iki cihan kardeşliği' vardır.
Buna karşılık bazı kimselerin adeta yüksek irtifa çölüne döndüklerini görüyoruz. Yukarıda ama yapayalnız yaşıyor.
İnsan, derdi olandır. Bazen derdimizi paylaşma ihtiyacı hissederiz. Ancak itimat ettiklerimize içimizi dökeriz. Anlattıklarımız, muhatabımıza emanettir. Peki, emanet nedir?
Yeri gelmişken şunu da belirtmek isterim: Hak etmeden, emek vermeden, marifet sergilemeden; ilişkilerle yahut himaye eşliğinde bir yerlere gelenlerin fenalığı daha fazla ve nedensiz olabiliyor. Böyle kimselerin ortak özelliği, kendilerine yapılan iyilikleri çok çabuk unutmalarıdır.
***
Sibel Hanım'ın Nişanlı başlıklı ilk hikâyesini Kırklar dergisinde yayınlamıştık. (Ocak 2004) Son hikâyesini yayınlamak da yine bize nasip oldu. (Muhit, Ocak 2020)
On altı yıllık bu zaman diliminde; bazen bir hastane odasında, bazen bir çay bahçesinde, kimi zaman bir derginin yazıhanesinde sohbet ettik. Bir hayli aziz hatıra birikti. Hep ablalığını ve iyiliğini gördüm.
Hikâyemizin ve sözün geldiği yer şurasıdır: Sen iyiliği savunmasız sanırsın. Onun koruyucusu Allah'tır.
İbrahim Tenekeci
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.