Yolculuk ahlâkı
Düzgün ve dürüst bir insan olarak dünya yolculuğunu tamamlamak, kazançların en güzelidir.
Derinlikli dostluklar, itimat meselesini halletmiş arkadaşlıklar, dünya hayatının ziynetleri arasındadır. Yoldaşlık işte buradan başlıyor.
Öte yandan, sadece yoldaşlarımız değil, yolun kendisi de bize emanettir. Yoldaki işaretlere, güzelliklere zarar veremeyiz. Onları hor kullanamayız. Şahsımıza aitmiş gibi göremeyiz. Yolu istikamete dönüştürenlerin aziz hatıralarını ve yüksek emeklerini incitemeyiz.
Yoldaş olarak bildiğiniz kimi insanların aslında öyle olmadığını öğrenmek, bunu tecrübe etmek, elbette can yakıcıdır. Belki şu: Keşke insanlar sadece bulundukları yeri değil, oraya nasıl, hangi yollarla ve kimlerin yardımıyla geldiklerini de hatırlamış olsalar. Vefa işte buradan başlıyor.
İçinde bulunduğumuz şu modern zamanlarda, bir insanı tanımak iyice güç hale geldi. Yıllardır birlikte olduğunuz, yan yana yürüdüğünüz yahut öyle sandığınız insanları bir anda karşınızda bulabiliyorsunuz. Ne olmuş olabilir? "Ben çok değiştim" diyemiyor da "o çok değişti" diyor.
***
Uzak bir örnek gibi gelebilir: Pencereden taş ustasını seyrediyorum. Zeminde küçük boşluklar oluşuyor. Bütün bir taşı alıp kırıyor. Parçalarını boşluklara sıkıştırıyor. Orada samimi insanları görüyorum. Onları kıran, parçalarını sağa sola dağıtan bir gidişatın içindeyiz. Buna 'istikamet' diyemeyiz.
Evet, istikamet. Doğru - yanlış olduğuna bakmadan, o an ne söylenmesi gerekiyorsa onu söyleyen insanlardan olamayız. Her yola giremeyiz. İşte o yollardan biri: Kötü niyet üzerine kurulan birçok şeyin fazla vakit geçmeden yıkıldığına şahitlik ettim. Menfaat için bir araya gelenler, yine aynı nedenden dolayı kısa süre içinde birbirlerine düşmüşlerdir.
Peyami Safa, bu cümleyi 1958 yılında kurmuş: "Ahlâk buhranı fertler arasındaki sosyal bağların çözülüşünden ve her insanın kendi çıkarını müşterek menfaate tercih etmesinden doğar." (Seçmeler, 1970, sayfa 103.) Bugün bunun neye karşılık geldiğini hem biliyor hem görüyoruz.
***
Kendini bilmek; yaptığımız işin, söylediğimiz sözün, attığımız adımın neye karşılık geldiğini anlamaktır. Şuur tam da buradadır.
Yolculuk ahlâkının bir diğer adı da arkadaşlık ahlâkıdır. Bu konuyu daha evvel yazmıştık.
İbrahim Tenekeci
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.