Şiir ve şuur
Ahmet Hamdi Tanpınar, 1944 yılının aralık ayında yayınlanan şiirinde, "her şey yerli yerinde" diyordu. (Bütün Şiirleri, Dergâh Yayınları, sayfa 40.)
Dokunaklı çabasına kıymet verdiğim şairlerden biri olan A. Kadir, 1945 yılında, Tanpınar'ın beş şehrinden biri olan Konya ilinde sürgün hayatı yaşarken şöyle sesleniyor: "İşte, her şey yerli yerinde / İşte, her şey tamam." (Mutlu Olmak Varken, Aralık 1968, Ustaya Mektuplar, sayfa 117.)
Sürgün, mahrumiyet demektir. A. Kadir'in Tanpınar'ın kısa bir süre önce Ülkü dergisinde yayınlanan şiirinden haberdar olduğunu sanmıyorum.
Cahit Zarifoğlu da yirmi küsur yıl sonra "her şey kendi yerinde" diye yazıyor. (İşaret Çocukları, Beyan Yayınları, Ocak 2013, sayfa 43.) Bu ikisi arasındaki fark ne olabilir? Yerli yerinde ile kendi yerinde anlam bakımından aynı şey midir? Kendi adıma, tercihimi ikinci şıktan yana kullanıyorum.
Bunları bana hatırlatan şey, Mehmet Akif'in durduğu yer olmuştur. O, nereye giderse gitsin, daima 'kendi yerinde' kalmıştır. Kendi yerini terk etmeyenlerin muarızları çok olur. Yer bahsini de biraz açalım. Burada toprak parçasından değil, duruştan, istikametten bahsediyoruz. Mehmet Akif bazı tatsız nedenlerden dolayı Mısır ülkesine göç etmek zorunda kalmış, fakat orada bile yeni rejimin aleyhine cümle kurmamıştır.
Kendi yerinde olmak, durduğu yeri ömür boyu korumak, ancak şuurla olabilecek bir maharettir. Akif, şiir ile şuurun buluştuğu nadir örneklerden biridir.
Şiir, gül bitkisinin çiçeğini konu edinir. O çiçeğin güzelliği, kokusu, ne ifade ettiği, bülbülün ona aşkı vs. Şuur ise o bitkiyi yetiştirmek, ona bakmak, budamak, sulamak gibidir.
Muarız demiştik. Biraz açalım.
Mehmet Akif, Millî Mücadele'ye destek olmak için çırpınırken, vatanın selameti adına mücadele ederken, her anlamda (bedeni, kalemi, dergisi, hatipliği) ön cephede bulunurken, maddiyata dönüp bakmazken; birileri onun şiiriyle alay ediyor, sanatıyla uğraşıyordu. Mehmet Akif burada, günümüzde, gönlümüzdedir. Peki, onun şiirini ve sanatını küçümseyenler nerededir? Büyük kısmı unutulmuş, millî hafızadan silinip gitmiştir.
Bu tesirli örnek, belki birilerine bir şey anlatıyordur.
İbrahim Tenekeci
🔹"#Şiir, gül bitkisinin çiçeğini konu edinir. O çiçeğin güzelliği, kokusu, ne ifade ettiği, bülbülün ona aşkı vs.
— Fikriyat (@fikriyatcom) February 21, 2021
🔹#Şuur ise o bitkiyi yetiştirmek, ona bakmak, budamak, sulamak gibidir."@ibrahimtenekeci'nin kaleminden... ✍️
"Şiir ve şuur"https://t.co/53bHGtcjKj
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.