İsmail Güleç

Câh ile gelmez fazîlet câhile

Duyunca inanamadım. Şaka yapıyorsunuz, dedim. Dalga geçmeyin benimle, diye çıkıştım. Emin olmak için tekrar sordum, yemin ettirdim. Yine inanamadım. Böyle bir şey olamaz diye düşündüm. Anlatılanların mübalağa olduğunu düşündüm ve yöneltilen sorunun yer aldığı evrakı gören var mı, diye sordum. İnanmamak için o kadar çırpınmama rağmen doğruluğundan emin olunca ne diyeceğimi bilemedim ve şaşkınlıktan bir müddet kendime gelemedim.

Çok soruşturmaya şahit oldum, işittim, ama böylesini hiç görmedim. Bir üniversite idarecisinin böyle bir konuyu soruşturma mevzusu yapacağına hâlâ inanamıyorum, havsalam almıyor.

Şimdi siz de merak ettiniz, değil mi neye inanamadığımı? Hemen söyleyeyim.

Üniversitelerde rektör değişimlerinden sonra birimlerde de değişim olması teâmüldür. Özellikle rektör imzasıyla bir göreve atananlardan beklenen davranış, istifa etmektir. Rektör, istifayı kabul etmeyip birlikte çalışmaya devam edebilir, müstafinin görev süresinin bitmesini bekler veya istifayı kabul eder.

Kendisinden bahsettiğimiz kişi, yeni bir rektör atanınca görevinden istifa eder. Aradan dokuz ay geçtikten sonra hakkında bir soruşturma açılır. Kişiye yöneltilen ve ceza almasına dayanak gösterilen suçlamalardan biri, memurun odasında bulunan evrakın listesinin yer aldığı teslim-tesellüm tutanağını imzalamaktan imtina etmektir.

Herhangi bir idari görevde olanlar bilirler. İdari görevden ayrılırken demirbaşlar zimmetten düşürülür, varsa gizli evrak veya eşya tutanakla yeni gelene teslim edilir. Ben de başlangıçta kişinin başına geleni böyle bir şey sanmıştım. Fakat ısrarla sormamın sonucu öğrendiğim şey, ne zimmet ne de gizli evrak teslimi. Her birimde olan görevli sekreterin veya memurun odasında bulunan sıradan kurum yazışmalarının ve yönetim kurulu kararlarının bulunduğu klasörler için teslim-tesellüm belgesi düzenlememekmiş.

ÜNİVERSİTE TARİHİNDE BİR İLK

1996 yılında asistan oldum. 25 yıldan beri üniversitede çalışıyorum. Muhtelif idari görevlerde bulundum ve birçok idari görev değişikliğine şahit oldum. Üç farklı üniversitede çalıştım ve devir-teslimi esnasında sekreterin odasındaki evrak için tutanak düzenlendiğini ne duydum ne işittim.

Ben her şeyi görecek veya bilecek değilim ya. Hemen hem kendi üniversitemde hem de diğer üniversitelerde idarecilik yapan arkadaşlarıma sordum. Yetmedi, emekli hocalarıma sordum, halen görev yapan tanıdık-tanımadık öğretim üyelerine de sordum. Bunlar da yetmedi, fakülte ve enstitü sekreterliği yapan idari personelden arkadaşlara sordum. Şube müdürlüğü ve daire başkanlığı yapanlara da sordum. Hatta tanıdığım bir-iki genel sekretere bile sordum. Kişiye soruşturma açılmasına ve ceza verilmesine neden olan olayın ikinci bir örneği var mı? Türkiye'de herhangi bir üniversitede uygulanmış mı?

İlk başta sorumu anlamadılar tabi. Onlar da benim gösterdiğim tepkiyi gösterdiler önce. Konuyu anlamadığımı, karıştırdığımı veya dalga geçtiğimi düşündüler. Sorudan iyice emin olduktan sonra cevap verdiler. Yok, yok, yok. Böyle bir soruşturmanın ikinci bir örneğini duyan, işiten, gören yok.

NE MEVZUAT NE TEÂMUL

Söz konusu uygulama, yani görevden ayrılan idarecinin sekreterin veya memurun odasındaki evrak hakkında tutanak hazırlamasına dair mevzuatta hiçbir madde veya fıkra yok. Teâmüllerde de yeri olmayan bu uygulamayı biraz daha açayım. Açayım da ikincisi olmayan bu olay daha net anlaşılsın.

Soruşturmada sorulan soruyu tekrar edeyim:

Memurun odasındaki dolapta, içinde evrak bulunan klasörlerin sıralandığı ve memurun imzaladığı tutanağı sen neden imzalamadın?

Biraz daha netleştireyim. Klasörler yazışma evrakından oluşuyor ve içlerinde belki yüzlerce evrak var. Evrak memurun odasındaki dolapta ve memurun elinin altında. Müdür görevinden istifa ediyor. İstifa eden müdürden memurun odasındaki evrakın tutanakla memura teslim etmesi isteniyor.

Tabi, müdürlükten ayrılan kişi, görevine devam eden memurun odasında bulunan ve içinde sayfalar dolusu evrak olan klasörleri listeleyerek bir teslim-tesellüm belgesi tutanağı düzenlemenin, yönetmelikler ve teamüllerde yeri olmadığı gibi içinde ne olduğu bilinmeyen evrak dosyasının sadece adını yazmanın bir anlamının olmaması ve işe yaramayacağı bir yana illa imzalanacaksa bu gibi teslim-tesellüm tutanaklarının halef-selef arasında imzalanmasının gerektiği halde sabık müdür ile memur arasında imzalanmasının istenmesinin saçmalığı karşısında her akıllı ve ciddi adam gibi imzalamaz. Tutanağı, kişinin yerine atanan müdür, 'yerine' diyerek imzalar.

Düşünsenize, dekansınız veya müdürsünüz. Görevinizden ayrılıyorsunuz. Ayrılırken de sekreterinizin odasındaki dolapta bulunan klasörlerin listesini çıkarıyorsunuz, sonra oturup sekreter ve dekan arasında tutanak düzenleyip imzalıyorsunuz. Mesela "Bir koli sınav evrakı" yazacaksınız tutanağa ama içinde kaç sınavın olduğuna, nerede yapıldığına, kimlerin sınava girdiğine dair hiçbir bilgi yazmayacaksınız.

YÖNETİCİLERİN BAŞKA İŞİ YOK MU?

İçinde bulunduğumuz süreçte üniversiteler büyük bir dönüşümden geçiyor. Bir tarafta uzaktan eğitimi, mevcut sisteme entegre etmeye çalışan ve salgın sonrasında da uzaktan eğitimin imkanlarından yararlanmak isteyen üniversiteler,

Bir tarafta dünya ile rekabet edebilmek için kalite çalışmalarına ağırlık verip bölümleri ve kurumunu akredite etmeye çalışan idareciler,

Bir tarafta da dünyada ve Türkiye'de ikinci bir örneği olmayan, anlamsız ve gereksiz bir işi yapmadığı için soruşturma açarak yöneticilik yaptığını sanan zavallılar.

Hocalarımızı, uzay projesi, robotlar, savunma sanayi, bio-medical teknoloji, aşı ve ilaç, geleceğin teknolojisi projeleri gibi pek çok konu varken böyle saçma işlerle vakit geçirilmesi sadece soruşturma geçiren kişilerin değil o kurumda görev yapan tüm akademik ve idari personelin enerjisini alır ve motivasyonunu düşürür.

Keşke "Câh ile gelmez fazîlet câhile" diyen İbn Kemâl haksız çıksaydı da biz Rûhî-i Bağdadî'yi hatırlamasaydık:

Evc-i feleğe bastı kadem câh ile câhil
Erbâb-ı kemâlin yeri yok zîr-i felekte

İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helak etme Allah'ım!

İSMAİL GÜLEÇ

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.