Ebussuud Efendi fetvaları
Ebussuud Efendi, Osmanlı tarihinin mühim simalarından biridir. Onun fetvalarından oluşan mecmua önce Ertuğrul Düzdağ tarafından yayınlandı. Daha sonra Pehlül Düzenli, fetvaları doktora tezi hazırladı. Son olarak ise M. Necati Demirtaş tarafından yayına hazırlandı ve Kubbealtı tarafından yayınlandı.
16. asır Osmanlılarını yakından tanımak için bakılacak kaynakların başlıcalarından biri Ebussud Efendi fetvalarıdır. Dönemin insanların dini yaşantılarının yanısıra, ne yapıp ettiğini, ne düşündüğünü, nasıl yaşadıklarını, birbirlerine nasıl davrandıklarını, nasıl alışveriş yaptıklarını öğrenmek için temel başvuru kaynaklarından biri.
Kubbealtı tarafından hazırlanan kitabın önemi, hazırlayanın emekli bir hakim olması. Dolayısıyla hem eskiyi hem yeniyi bilmesi. Diğerlerinde olmayan bir özelliği de fetvaları anlaşılır bir şekilde özetlemesi ve kendi kanaatini de belirtmesi. Yazarın, Ebussuud Efendi'yi haklı bulmadığı fetvalar da var ve bunları yeri geldikçe belirtiyor.
Karı-koca anlaşmazlıklarına dair
Örnek olması bakımından günümüzde örneklerini sık gördüğümüz eşler arasındaki tartışmaların o zamanki örneklerine bakalım. Kitabın üçüncü bölümü muamele başlığını taşıyor. Bu başlık altında eşlerin birbirine karşı muamelelerine dair şikayetler yer alıyor.
Soru: Zeyd'in, karısına eziyet ettiğini kadı öğrenirse ne yapmalı?
Cevap: Kadı, kocanın karısına eziyet etmemesi için ne gerekiyorsa yapmalı. Önce tembih etmeli, vaz geçmezse boşamalı.
Soru: Zeyd, karısının Beyoğlu'ndaki evinde oturuyor ve Eyüp'teki kendi mülkü olan eve taşınmak istiyor. Karısı gelmek istemese nafaka vermemeye hakkı olur.
Cevap: Olur ama nafaka vermemek için karısını taciz etmesi meşru değildir. Karısını bir şekilde rıza edip götürmesi gerekir. Zorla götüremez.
Soru: Zeyd, karısının evinde kayınvalidesi ile birlikte oturuyor fakat kayınvalidesi ile geçinemiyor. Bu durumda Zeyd, karısı ile birlikte bir başka mahalleye taşınmaya hakkı var mıdır?
Cevap: Zeyd içgüveysi olmak zorunda değildir. Ancak karısını, annesinin evinden uzağa taşımamalı, yakın mahalleye gitmelidir, uzaklara taşınamaz.
Soru: Zeyd, karısını evinden çıkarıp kira ile tuttuğu eve götürebilir mi?
Cevap: Daha iyi şartları sağlamak için ise olur.
Soru: Fakir olan annenin, sekiz yaşındaki kızını zorla kocaya verirse boşandığı kocası kızının alabilir mi?
Cevap: Alabilir.
Soru: Zeyd, karısının kardeşinin evine gidip altı ay kalmasına müsaade etmeli midir?
Cevap: Hayır.
Soru: Zeyd ile Hind'in evlenmesinde bir mani var mıdır?
Cevap: Denklik var ise olmaz. Nikahın geçerli olması eşler arasındaki denkliğe bağlıdır.
Bulunan eşyalarla ilgili hükümler
Kitapta yer alan konulardan biri da bulunan eşya. Birkaç örnek verelim.
Soru: Zeyd yolda değerli bir şey bulsa onu sahibine vermek için alabilir mi?
Cevap: Şahitler huzurunda alabilir. Şahit tutmazsa çalmış gibi olur.
Soru: Parasını kaybeden biri, parasını bulup getiren kimseye verdiği parayı daha sonra geri alabilir mi?
Cevap: Alamaz, çünkü kaybolan paranın bulunduğundan dolayı verilen bahşiştir, istenmez.
Soru: Bulunan şey çabuk bozulan bir şey ise bulanın yemesi caiz midir?
Cevap: Bulunan şey az bulan da fakir ise caizdir. Bulunan şey çok ise satıp parasını saklaması gerekir.
Soru: Mezarlıktaki kovandan bal almak caiz midir?
Cevap: Caizdir, herkese açıktır.
Hırsızlık
Her devirde olduğu gibi o devirde de hırsızlık olur. Hırsızlara verilen cezalarla ilgili birkaç fetva örneği aktaralım.
Soru: Zeyd, Amr'dan bir miktar para çalsa, Amr o parayı Bekir'e verse, Bekir de utancından veya korkusundan para kadar değerli bir hediyeyi Zeyd'e verse para Bekir'e helal olur mu?
Cevap: Olmaz.
Soru: Amr, Bekir ile birlikte çaldık demesine itibar edilir mi?
Cevap: Araştırılır, doğru ise gereği yapılır.
Soru: Geceleyin hırsızlık yapan biri yakalansa, sabah hakim karşısına çıkmadan yakınları tarafından kurtarılsa ne lazım gelir?
Cevap: Kurtaranlar şiddetli cezaya çarptırılır ve hırsız buldurulur.
Soru: Çalınmış kuşun ölüsü Zeyd'in tarlasında bulunsa Zeyd'e ne yapmak gerekir?
Cevap: Kendi çalmayınca bir şey yapılmaz.
Osmanlı adalet sisteminin mantığını anlamak için bu ve bunun gibi fetva kitapları okunmalı. Hele hazırlayan bir de hukukçu, üstelik hâkim ise mutlaka okumalı.
Ben Hukuk Fakültesi talebesi olsam fetva kitaplarını mutlaka okurdum. Hemen itiraz edecekler için söyleyeyim. Ben de biliyorum o günün yasalarının bugün geçerli olmadığını. Ama hukuk evrenseldir, kendine has bir düşünme biçimi vardır. Yasalar ne kadar değişirse değişsin ilkeler değişmez.
Değişmeyen bir şey daha var. O da insan. Bin sene önce ne yapıyorsa bugün de aynısını yapıyor. Gazeteler, üçüncü sayfalarına haber bulma konusunda hiçbir devirde sıkıntı çekmiyorlar.
İsmail Güleç
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- MYO hocalarının tez danışmanlığı meselesi (12.06.2021)
- Bir üniversitede böyle şeyler olmaz! (09.06.2021)
- Eskiden de hakaret edilirdi ama bedeli vardı (06.06.2021)
- Taksim meydanının süsü: Taksim Camii (02.06.2021)
- Fethin ilk şehitleri: Şuhedâ Kuyusu (29.05.2021)
- Kulak mollası yahut Google Mollası (26.05.2021)
- İyi, doğru ve güzel düşünmek sıradan eylem değildir (24.05.2021)
- Z ama kuşağı değil (21.05.2021)