İsmail Güleç

Bayramı nasıl kutlarız?

Teşrîfiyle müşerref olduğumuz ramazan-ı mağfiret-nişân, bana mı öyle geldi bilmiyorum, bu sene göz açıp yummuş gibi geçti ve şükürler olsun bayrama eriştik.

Hâneleri bayram telaşı sarmışken ve hazırlıklar had safhaya ulaşmışken dervişler ve aşıklar da kendilerince bir telaşa kapılır. Ancak onların telaşı bayrama hakkıyla erişmeyi murad etme telaşıdır. Onların bayramdan anladıkları, biz sıradan insanların anladıklarından biraz farklı. Farkı bir nutk-ı şerîf üzerinden göstermeye çalışayım.

Merhûm Muzaffer Ozak Efendi'nin Hakan Alvan tarafından bestelenen 'Bayram edelim' redifli müstesna güzellikte bir nutk-i şerîfi vardır. Bayram içinde bayramı anlatan bu ilâhinin hem sözlerinde hem bestesinde öyle bir coşku vardır ki dinleyenin hem ruhuna hem aklına hitap eder, sarar, sarmalar, adetâ çifte bayram sevincini yaşatır, mecâzını da hakikisini de hissettirir. Hazret, öyle güzel söylemiş ki dinleyenler cennet muştusu almış gibi sevinir. Üç günlük bayramı da ebedî bayramı da yaşatır, ruhu da bedeni de bayram sevinci ile donatır. Bu kadar etkili olmasında işittiklerini değil görüp yaşadıklarını anlatmasının büyük etkisi olduğu muhakkak.

Nutk-ı şerîf şu dörtlükle başlar:

Şarâb-ı aşkını nûş ettir yâ Rab
İçelim im
nla bayrâm edelim
İrci'î hitâbın gûş ettir yâ Rab
Göçelim îmânla bayrâm edelim

Ey Allah'ım! Aşk şarabını dikkatlice ve özenle içip bayram edelim. Bize "Rabbine dön" hitabını işittirerek sana hulûs-i kalp ile inanmış olarak bayram edelim.

Kişiye bayram ettirecek iki şey var: İm'ânla aşk şarabını içmek ve "İrciî" hitabını işitip imanla göçmek. İm'ân bir şeyi inceden inceye incelemek, çok dikkat etmek, derinliğine nüfuz etmek anlamına gelir. Aşk şarabını içmek, kalbi Allah sevgisi ile doldurmak, ömrü onun rızasını kazanmak için geçirmektir. İm'ânla içmek ise Allah'ın rızasına muvafık bir ömür sürme konusunda gösterilen hassasiyete işaret eder. "İrci'î ilâ rabbiki râdiyeten merdiyye(ten) O, senden, sen de O'ndan hoşnut olarak Rabbine dön!" (Fecr 28) ayetinin başı olan 'irci'î' yani 'dön' emri ise Hakk'ın yolunda kemâl-i dikkatle yürüyenlerin muhatap olacakları hitaptır. Bu mertebeye erişmek ise im'ân ile yaşayıp imân ile göçmekle mümkündür.

Muzaffer Ozak Efendi dörtlüğün sonunda imânla göçmekten bahsediyor. Göçmek bir yerden kalkıp bir yere gitmektir. Her yolcu yola çıkmadan önce azık ve arkadaş alır. Dünya yurdundan ahiret yurduna göç edecek olanların azığı da yoldaşı da imân ile dolu selîm bir kalptir. O yolculuk ancak böyle bir kalp ile tamamlanabilir.

Îmândan Kur'ân'dan ayırma bizi
İlâhî haramla doyurma bizi
Yolundan şaşarsak afv eyle bizi
Seçelim irfânla bayrâm edelim

Ey Allah'ım! Bizi imandan ve Kur'an'dan ayırma. Bizi haram yemekten koru. Olur ya yolundan şaşar çıkarsak veya durursak bizi bağışla. Onca yol arasında bizi sana kavuşturacak yolu seçmeyi nasip et. Biz de senin yolunu seçtiğimiz için bayram edelim.

Bu dörtlükte iman dolu selim bir kalp sahibi olmanın yolları gösteriliyor. İmân kalbimize, Kur'an bedenimize hitap eder. Şeriat ve hakikatten bizi ayrıma demenin farklı bir yoludur. Haramlar, müminler ve dervişler için farklıdır. Mümin için haram olan her şey derviş için de haramdır, ancak derviş için haram olan mümin için haram olmayabilir. Sıradan bir mümin olsak da bir derviş olsak da bizi senin yasaklarına karşı gelmekten koru diye dua edilmekte. Beşer şaşar, demişler. Bu da insan olmanın bir özelliği. Şaşmak ise hem yoldan çıkmak hem unutmak, ihmal etmek anlamına gelir. Ufak tefek kusurlarımızı bağışla. Hatta büyük günahlarımızı da bağışla. İrfan ile seçmek ise hakikatı hakkıyla bilmek, şaşmayan gözle bakmak demektir. Bayram bu şekilde bilmek ve görmekle mümkündür. Bizi ondan mahrum bırakma.

Rızâ-yı ilâhin olsun bendimiz
Kelâm-ı ilâhin olsun pendimiz
Sırât-ı müstakîm üzre kendimiz
Geçelim iz'ânla bayrâm edelim

Bendimiz, sınırımız, bağlandığımız şey senin rızanı kazanmaktır. Bunu kazanmak için ise dinleyeceğimiz sözler, öğütler senin ilâhî kelâmın olan Kur'an'dır. Dosdoğru yol üzere olmak ancak bu şekilde mümkündür. Sırat-ı müstakim üzere yani emrolunduğumuz gibi olmak ve yaşamak ise en zor iş. Bunun için de mutlak itaat ve dervişliğe layık olmak gerekir. Bizi layık olanlar eyle de bayram edelim.

Mahşerde ak eyle yüzlerimizi
Nûrunla nûrlandır gözlerimizi
Günâhdan arındır özlerimizi
Ölçelim mîzânla bayrâm edelim

Efendi Hazretleri, bu dörtlükte duayı belirginleştiriyor. Kıyamet sahnesini resmediyor adetâ. Yarın mahşer gününde yüzümüzü ak eyle, bizi mahcup etme. Senin rızana muvafık bir hayatın ardından suçsuz ve günahsız bir şekilde huzuruna çıkmayı bize nasip et. Gözlerimizi nurunla nurlandır ki dünyaya hakikat penceresinden bakalım, nefis gözümüz kapansın. Nefsimizi her türlü günah işleme arzusundan kurtar. Kıyamet günü terâzi kurulduğunda iyiliklerimiz daha ağır bassın ve biz de bayram edelim.

Kendine kul eyle Resûl'e ümmet
"Livâ-yı Hamd"inin altında cem' et
Açılsın bizlere ebvâb-ı cennet
Uçalım Rıdvân'la bayrâm edelim

Bir önceki dörtlükte mizandan bahsedilmişti. Mizanı geçen müminler, Hz. Peygamber'in kıyamet gününde cümle müminleri himayesi altına alacağı mânevî sancak olan Liva-yı Hamd'in altında toplanmayı bize nasip eyle. Böylece bize cennetin kapıları açılsın ve cennetin muhafızı Rıdvân ile cennetine girelim ve bayram edelim.

Cennet ü cemâlin lutf et görelim
O büyük ni'mete biz de erelim
Muhammed bağından güller derelim
Saçalım elvânla bayrâm edelim

Cennete girince cemalullahı görelim. Çünkü Allah'ın cennette müminlere en büyük ikramı cemali ile müşerref kılması olacak. Muhammed bağında güller dermek ise ikinci en büyük lütuf olan onun habib-i kibriyâsına komşu olmak, sohbetlerine erişmektir. Elvan saçmak ise sevinci izhar etmektir. Bir mümin için en büyük bayram budur.

Aşki'ye bezl eyle sen dîdârını
Lutfunla sevindir ben dildârını
Firdevs-i âşiyân eyle dârını
Açalım ihvânla bayrâm edelim

Allah'ım! Bir lütuf olan cemâlini, Aşkî kulundan esirgemeyerek meftunun ve aşığın olan kulunu sevindir. Onun yurdunu, ancak iman edip iyi davranışlarda bulunanların girecekleri, namazlarında huşû gösterip boş şeylerden yüz çeviren, zekâtlarını veren, iffetlerini koruyan, emanete ve verdikleri söze riayet edenlerle namazlarını sürekli kılanların hak edecekleri Firdevs cenneti yap ki aynı yolda yürüdüğüm kardeşlerimle birlikte oraya girip bayram edelim.

Her şeye gücü yeten Allah'tan bizlere Aşkî'nin anlattığı bayramları yaşatmasını nasip etmesi niyazıyla bayramınızı tebrik ediyorum.

İsmail Güleç

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.