Prof. Dr. Mehmet Emin Ay

Babalar kulak versin, oğullar konuşuyor…

Kısa adı UGED olan Uluslararası Genç Derneği, öncesinde altı kez bir araya geldikleri buluşmaların yedincisini yeni yılın ilk günlerinde gerçekleştirdiler.

"Ebedî Gençlik" gibi derin anlamlar yüklü muhteşem bir kavramı zihin dünyamıza hediye eden bir anlayışla, gençler için, onların sorunlarına, beklentilerine, dertlerine ve çözümlerine dair çok farklı alanlarda muhtelif çalışmalar gerçekleştiren derneğin 15 yıllık geçmişine bakıldığında binlerce gence el uzatarak onların önce kendilerini, sonra insanı ve ardından dünyayı tanıyabilmelerine imkan sağlayacak pek çok konferanslar, eğitim programları, kamplar, şölenler ve paneller düzenlediği; projeler yaptığı ve yurt dışı seyahatleri organize ettiği görülüyor…

"İlham Veren Buluşmalar-7" başlığıyla 6 Ocak 2021 Çarşamba günü, ülkemizin farklı üniversitelerinde okuyan, lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyindeki "Genç Gönüllüler" bir araya gelerek "babalar ve oğullar" konusunu ele aldılar. Geçtiğimiz günlerde, aynı zamanda Genç Dergisi editörlüğünü de yapmakta olan Süleyman Ragıp Yazıcılar tarafından, dernek yönetim kurulu başkanı imzasıyla, kamuoyuyla paylaşılan metinden, gençlerimizin babalarıyla iletişim ve ilişkilerine dair duygularını öğrenebilme imkanı bulduk. Bugünkü yazımızda, adı geçen buluşmada masaya yatırılan "oğullarının gözünden babalarının nasıl göründüğü" konusunu ele almak istiyoruz. Çünkü artık herkes tarafından bilindiği üzere, "modern zamanlar" olarak nitelenen süreçte, "anne-babalık" kavramlarında da; bir "kutsal görev" olarak kabul ettiğimizde bu görevin tanımı ve tatbikinde de ciddi aşınma ve kayıplar yaşadığımız, acı bir gerçek… İşte böylesine önem taşıyan bir konuda düşünen, okuyan ve bizatihi anlattıklarını "yaşayan" gençlerimizin duygu ve fikirlerinin, en güncel ve en taze bulgular olduğunu ve bu önemli bilgi birikiminden faydalanmak gerektiğini düşünüyoruz. Bundan sonraki satırlarda, bahsini ettiğimiz metinde başlıklar halinde verilen bilgileri birer birer ele alacağız.

BABA OLMANIN KÜLTÜRÜMÜZDEKİ KARŞILIĞI NEDİR?

Her toplumda ebeveyn olmak önemlidir. Önem derecesi farklı olsa da insanoğlu için annesi ve babası her dönemde onun için bir "değer" taşımıştır. Özellikle "din" anne-babalık hakkını, sorumluluk ve yükümlülüğünü belirleyen en önemli unsurdur. Kadim zamanlardan bugüne Müslüman toplumlarda, ana-baba hakkının mukaddes bir değer olarak saygı gördüğü söylenebilir. Acaba bu iki değerli varlıktan biri olan "baba" özellikle ne ifade ediyor bizim için?..

İlgili raporda, Baba Olmak Bizde Neye Karşılık Gelir? başlığı altında ele alınan bilgiler ilgi çekici… Kısa bir aktarımla, gençlerin tespitleri doğrultusunda konuya devam etmek istiyoruz…

Gençler şöyle bir kanaate sahipler: Baba, kadim kültürümüzde ata, rol model, disiplin sahibi ve eve ekmek getiren kimse olarak görülmektedir. Ataerkil bir toplum olduğumuz gerçeği anneyi şefkat ve merhametle tanımlarken, babayı daha otoriter bir figür haline sokmuştur. Baba ile devlet, anne ile de vatan kavramları birbirine yakıştırılmaktadır…

Peki, ataerkil toplumlarda durum böyle iken Batı kültüründe de durum nasıldır/nasıldı?.. Doğrusu, modernite denilen insanoğlunu köklerinden koparıp onu ciddi problemler girdabına çeken anlayışın ortaya çıktığı yıllar öncesinde de sonrasında da Batıda anne-baba ve özellikle babanın rolüne bakış, Doğu toplumlarından pek de farklı değildi. Sözgelimi, görüşleri yıllarca Batı kültürünün teşekkülünde etkili olan bir filozof olan ve öne sürdüğü fikirleriyle pedagoji tarihinde önemli izler bırakan J.J. Rousseau, çocuğun eğitimi hususunda şöyle demekteydi: "Doğar doğmaz, onu zabt u rabt (disiplin) alınız ve adam oluncaya kadar bırakmayınız. Böyle yapmazsanız muvaffak olamazsınız. Gerçek mürebbi (terbiye verecek olan) babadır. Anne ile baba sistemleri hususunda birbirleriyle anlaşsınlar. Çocuk birinin elinden ötekinin eline geçsin. Makul ve mahdut zihinli bir baba tarafından terbiye edilmek, dünyanın en mahir hocası tarafından yetiştirilmekten daha iyidir."

Rousseau'nun "makul ve mahdut zihinli bir babanın vereceği terbiyeyi, dünyanın en mahir hocasına tercih etmesi" son derece önemlidir. Çünkü uzmanlar, annesini kokusundan tanıyan bebeğin, babasının gözlerindeki parıltıyı da ayırt edebilecek bir yeteneğe sahip bulunduğunu ve ikili arasındaki iletişimin, sadece "onlara özel" ilahi bir armağan olduğunu ifade etmektedirler. Öte yandan, 1976 yılında "Çocuk Yaşken Eğilir" adıyla dilimize çevrilen eserinden tanıdığımız eğitimci Fitzhugh Dodson, son derece dikkat çeken görüşler ihtiva eden diğer eserinde babanın, çocuk eğitimindeki rolüne vurgu yapmaktaydı. "Baba Gibi Yar Olmaz" adıyla dilimize kazandırılan bu eserde, kız olsun erkek olsun, çocuk için babanın ne denli önemli bir figür olduğuna değinilmekte ve görevini başarıyla yerine getiren bir babanın çocuğun eğitimi ve geleceği için ne kadar değerli bir unsur olabileceğine değinmekteydi.

Şüphesiz, İslam dünyasından, Doğu kültüründen konuya dair pek çok örnekler vermek mümkün. Ancak bu bilinen pek çok şeyin tekrarı anlamına geleceği için sütunumuzun sınırları çerçevesinde kalması gereken yazımızı şu ifadelerle tamamlamak istiyoruz.

Maalesef, günümüzde -sosyologların endişe ve uyarı dolu ifadelerle dikkat çektiği üzere- aile kurumu içinde "baba olmak" anlayışında ciddi kayıplar yaşanmaktadır. Silikleştirilen, zayıflatılan baba anlayışının mevcut olduğu ailelerde ve boşanma ya da vefat gibi sebeplerle babanın varlığından mahrum kalınan ortamlarda yetişen çocuklar; özellikle erkek çocuk, ruh dünyasında ciddi bir eksiklik duygusuyla beraber büyümeye çalışmaktadır. Onun yaşadığı bu eksiklik duygusunun bir başkası tarafından doldurulması pek mümkün olmamaktadır vesselâm…

Konuya devam edeceğiz, sağlık ve esenlik dileklerimle.

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.