Putin’siz Kilise!
Ukrayna devleti, Rusya'dan sonra Rusya Ortodoks Kilisesi ile de yollarını ayırarak siyasi bağımsızlığını manevi veya dini bağımsızlıkla taçlandırıyor. Bu süreç epey zaman aldı ve birçok aşamadan geçti. Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko Ukrayna'nın özerk/bağımsız bir Ortodoks kiliseye kavuşmasını 27 yıl öncesinde 1990/1991 yılında ülkenin bir referandumla Moskova'dan ayrılmasının taçlandırılması olarak görüyor. Rusya makamları ise bunu 1054 yılında gerçekleşen Katolik Kilisesi ile Ortodokslar arasındaki Büyük Ayrılığa benzetiyor veya ikisini mukayese ediyorlar. Esasında bu ayrılığın temel nedeni Moskova'nın Ukrayna'ya siyasi ve askeri müdahaleleri ve bu ülkeyi imparatorluk boyunduruğu ve kabzası altında tutma hevesidir. Bu böyle olmakla birlikte Ukrayna'nın manevi ayrılığı veya kendi yolunu çizmesi veya kendi yolundan yürümesi Rusya'yı kızdırdı. Hem Putin hem de Rus Ortodoks Patriği Kirill bu ayrılık kararını, tepki artı tehditle karşıladılar. Zira Rusya Ortodoks Patrikhanesi eski SSCB topraklarındaki Ortodoksları 'yasal sınırları içinde(the canonical territory) sayıyor! Dini ağılı içinde görüyor. Moskova Patrikhanesi bölgesi içinde sayıyor. Putin 'the tomos of autocephaly' olarak anılan özerklik veya bağımsızlık kararnamesi veya fermanını geçersiz saydığı gibi kanlı sonuçlar doğuracak bir adım olarak da görüyor. Moskova Patriği Kirill de bu ayrılık kararının çok yönlü ve katmanlı vahim sonuçlar doğuracağını (Large-scale persecutions) ileri sürüyor. Bunlar Ukrayna yönetimine aba altından sopa göstermek olarak da algılanabilir. Ama bu tehditler Ukraynalıları yollarından döndürmeye yetmiyor! Belki azimlerini biliyor! Poroşenko tekrar aday olduğu Mart seçimleri (2019) arifesinde ülkesinin manevi bağımsızlığını da konsolide ediyor. Bu yeniden seçilme şansını da artıracaktır.
Meselenin geçmişi 1686 yılına kadar geriye gidiyor. O tarihlerde Kiev Kilisesi Rusya'nın boyunduruğu veya kontrolü altına girmişti. Rusya'nın 2014 yılında Kırım'ı ilhak etmesi ve ülkenin doğusundaki (Donbass Bölgesi) isyancı ve ayrılıkçı Rus unsurları desteklemesi bardağı taşıran son damla ve tarihi bağların koparılması için kuvvetli bir itici güç ve motivasyon oldu. Poroşenko bu attıkları adımı şöyle anlamlandırıyor: Bizi Rus emperyalizmine bağlayan zincirleri kırıyoruz.
19'uncu yüzyıl Ukrayna milli şairi Taras Shevchenko da Rus etkisinden kurtulmayı şöyle tasvir etmiştir: "Daha fazla Rus kupasından Rus zehri içmeyeceğiz."
Kiev Ortodoks Kilisesi 17'inci yüzyılda Moskova Kilisesine ilhak edilmişti. Şimdi, 300 yıllık mazisi olan bu beraberlik 6 Ocak 2019 tarihli Fener Rum Patrikhanesinin fermanı veya kararnamesiyle birlikte sona eriyor. Böylece 300 milyonluk Ortodoks kitle arasında büyük bir ayrılık baş göstermiş oldu. Bilindiği gibi 44 milyonluk Ukrayna halkının yüzde 70'i Ortodoks kitleden geri kalanı da Katoliklerden oluşuyor. Sovyetlerin dağılmasından sonra Ukrayna veya Kiev Kilisesinin statüsü belirsizliğini korumuştur. Kiev Patrikhanesi bağımsızlık sonrası 1992 yılında kurulmuş veya temelleri atılmıştır. Esasında Ukrayna Otosefali Kilisesinin geçmişi 1920'li yıllara dayanıyor. Kilise'nin gücünü kırmak isteyen Bolşevik yönetiminin bu suretle Moskova Patrikhanesi etrafındaki ağırlık çemberini dağıtmak istemiş olması muhtemeldir. Ancak gerçek anlamda iki kilisenin birbirinden ayrılması süreci, Sovyet sonrası Ukrayna'nın bağımsızlığını kazandığı 1990 yılını bekleyecektir.
6 OCAK DÖNÜM NOKTASI
Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko, yeni kurulan bağımsız Ukrayna Ortodoks Kilisesi'ne "otosefali" (Ortodokslukta kendilerine ait bir baş tarafından yönetilen Ortodoks kiliselerine verilen ad) kazandıran Patrik kararnamesini Fener Rum Patrikhanesi'nden Türkiye'ye gelerek 6 Ocak 2019 günü teslim aldı.
Poroşenko, Fener Rum Patrikhanesi'nin 11 Ekim'de Ukrayna Ortodoks Kilisesi'nin Moskova'daki Rus Ortodoks Kilisesi'nden ayrılma yolundaki talebinin kabulüne karar verilmesi sonrası "Tomos" adı verilen Patrik kararnamesini aldı. Böylece bu ayrılık Moskova'daki siyasi dini otoriteler tarafından kabul edilmese de resmiyet kazanmış oldu. Ukrayna'nın başkenti Kiev'deki Azize Sofya Katedrali'nde 15 Aralık'ta, Kiev Patrikhanesi'ne bağlı Ortodoks Kilisesi, Ukrayna Bağımsız Ortodoks Kilisesi ve Moskova Patrikhanesi'ne bağlı Ortodoks Kilisesi'nden temsilcilerinin katıldığı toplantıyla Ukrayna'da yeni birleşik bağımsız Ortodoks Kilisesi kurulmuştu.
Poroşenko, yeni kurulan bağımsız Ukrayna Ortodoks Kilisesi'ni resmen tanıyan "Tomos" için Ukrayna Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Epifaniy ile birlikte İstanbul'daki Fener Rum Patrikhanesi'ni ziyaret etti. Bu ziyaret, Ukrayna'daki Ortodoksların 7 Ocak'ta kutladığı Noel öncesi yapıldı. Bu vesile ile İstanbul'dan o topraklara giden Hristiyanlığın bu ayrılığı yine İstanbul üzerinden tescillenmiş oldu.
Böylece dini takvimde yeni bir süreç başlamış oldu. Bu sürece katkısından dolayı Petro Poroşenko dostu olarak nitelendirdiği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a da şükranlarını bildirmiştir. Bu sonuçta iki kişinin katkısı vardır. Bunlardan birisi Cumhurbaşkanı Erdoğan diğeri de Fener Rum Patriği Bartholomeos.
İstanbul'daki merasimle de birlikte Ortodoks dünya için tarihin mecrası ve akışı değişmiş oldu.
KUTSAL GÜN VE SONRASI
Poroşenko manevi ayrılık gününü bağımsızlık günü veya Rusların boyunduruğundan kurtulma günü ilan etmiştir. Siyasi ayrılığı geçici ayrılık, dini ayrılığı ebedi ayrılık olarak değerlendirmiştir. 6 Ocak fermanıyla birlikte Ruslara ebedi olarak veda etmiş oldular. Kiev Kilisesinin bağımsızlığı ve bunun için İstanbul'dan ferman (tomos) alınması Ukrayna ulusu için yeni bir başlangıcı ve doğum gününü simgeliyor. Bunun ne anlama geldiğini Poroşenko şu sözleriyle tasvir etmektedir: "Ukrayna Özerk veya Bağımsız Kilisesi kurulması ne anlama geliyor? Bu Putin'siz kilise demektir. Putin'in elinin kalkması ve kilise üzerinden gölgesinin çekilmesidir. Bu nasıl bir kilise sorusunun bir başka cevabı da şudur: Patrik Kiril'siz bir kilise! Bu tekraren nasıl bir kilise sorusunun bir başka cevabı da şudur: Rus gücünü perestiş etmeyen ve Rus askeri güçleri için dua etmeyen bir kilisedir. Zira Rus gücü ve Rusya güçleri Ukraynalıları öldürmektedir…" Yeni Kilisenin ne olmadığını anlattıktan sonra Poroşenko ne olduğunu da şu sözleriyle özetlemiştir: Bu Allah'ın kilisesidir. Bu Ukrayna halkının kilisesidir!
Bu aynı zamanda stratejik bir karardır. Doğu yerine Rusya yerine siyasi yönünü Batı'ya dönmesidir. Jeopolitik bir sıçramadır. Bu kararla birlikte Ukrayna nihai tercihini yaparak; yönünü Moskova yerine hem İstanbul hem de Batı'ya dönmüş oldu. Poroşenko'ya göre bu milli güvenliklerinin bir gereği ve iktizasıdır. Devlet olma özelliği ve keyfiyetidir. Ukrayna'nın dünyadaki yerini belirleme, tayin etme arayışı ve meselesidir,
Neden Rus Patriği Kiril hakkında bu kadar ağır ve nahoş ithamlarda bulunmakta ve sözler sarf etmektedir? Zira Kirill dini kisvede Rus imparatorluk kabzasının ve yayılmasının araçlarından birisidir. Nitekim Moskova Patriği Kiril 2012 yılında Putin liderliğini 'Allah'ın mucizesi' olarak tanımlamıştır. Kirill aynı zamanda Şam despotu Beşşar Esat'a destek ziyaretinde bulunmuştur. Lübnan Maruni Patriği Bişare gibilerle birlikte Moskova Patriği Kirill, Beşşar Esat' Suriye'de Hristiyanların kurtarıcısı olarak görmektedir. Esat sadece İran eksenini değil aynı zamanda Rus eksenini ve ötesinde İsrail-Yahudi eksenini de temsil etmekte ve onlara hizmet etmekte kusur etmemektedir. Çok yönlü bir araçtır. Bu itibarla Kirill'in İslami literatürdeki karşılığı Iraklı sosyolog Ali Elverdi'nin deyimiyle saltanat vaizi ve ya patriğidir!
Bugüne kadar Rus emperiyası bazen Panslavlık üzerinden bazen komünizm üzerinden bazen de birleşik Ortodoksluk üzerinden komşularına sarkmakta ve onları domine etmekte idi. Şimdi Rusya'nın elindeki bu güç zaafa dönüşmüş oldu ve Ukrayna halkı yeni Kabil olarak tanımladıkları Putin'in ve onun dini aracı Kirill'in gölgesinden kurtulmaya çalışmaktadır. Onların elinden dinlerini öğrenmek ve yaşamak istememektedir. Bu nedenle de ortodoksluk içten parçalanıyor. Belki de son yıllarda Fener Patrikhanesinin en olumlu adımlarından birisi bu ayrılığı onaylamak olmuştur. Din kasların aracı değil ruhun gıdasıdır.
Mustafa Özcan
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- İran kampından Arap kampına (04.01.2019)
- Mengenenin pençeleri arasında (31.12.2018)
- Körfez ülkeleri Esat’a geri döndü (28.12.2018)
- Çekilmenin perde arkası! (25.12.2018)
- Beşir’i Beşşar mı çarptı? (21.12.2018)
- Esat tartışmaları! (17.12.2018)
- Irak’ı kim yönetiyor? (14.12.2018)
- Irak’ta İran’ın taht oyunları (10.12.2018)