Meşrepten ayrılıp, haktan ayrılmayanlar
Merhum Mısırlı Muhammed Gazali'nin şahsında rabbani bir alimin portresini görmekteyiz. Neden Muhammed Gazali olarak isimlendirilmiştir? Babası İmam Muhammed Gazali'yi çok sevdiğinden oğluna da hem tefeül hem de teberrük makamında terkip halinde onun adını vermiştir. Rabbani alimin bir başka ifadesi de müteşerri alimdir. Bu tanımların ortak anlamı haktan ayrılmayan alim demektir. Bazen insanlar tali dairelerden ayrılabilirler. Mensubiyet içinde oldukları yapı ile ters düşebilir ve çatışabilirler ve o çatı altında barınamazlar ve ayrılırlar. Bu tabiidir. Bunu yapanlar kınanamaz. Bazları da yıkarak ve köprüleri atarak ayrılır. Bu sorunlu bir kopuştur. Bazıları da çaresizlikten çar naçar bir vaziyette ayrılır ve köprüleri atarlar. Kendi başlarına değer olanların ayrılmaları da genelde selis dairede yağdan kıl çeker gibi gelişmekte ve müspet dairede şekillenmektedir. Yetersizlerin ayrılması ise yıkıcı bir çığıra dönüşebilmektedir. Olgun bir biçimde ayrılanlar daha sonra ana yapı ile ilişkilerini-boşanan sanatçıların alışıldık cümlesiyle- seviyeli bir biçimde sürdürmektedirler. Bunlardan birisi Muhammed Gazali'dir. İhvan'ın hoca kısmındandır ve tabir caizse saffı evvellerden öncü kuşaktan biridir. Hasan el Benna döneminde genç bir İhvan üyesidir. Lakin zamanla yolları ayrılmıştır. Zira radikal değil ama keskin görüşleri vardır. Bu da yapı içinde tutulmasını zorlaştırmıştır. Kopuşu gürültülü olmamıştır. Zira hakperesttir. Bununla birlikte bilahare İhvan'dan çok sayıda ayrılan olmuştur bu ayrılanlar geride büyük vaveyla koparmışlardır. Bazıları siyasi makamlara da gelmiştir. Hasan Bakuri gibi. Nasır'ın vakıflar bakanı olmuştur. Muhammed Gazali zamanla çok velut bir yazar olmuş ve fikirleri İhvan dairesini aşarak ümmete mal olmuştur. İhvan dairesinde kalmış olsaydı belki de fikirleri ve kitapları muayyen bir kesime hitap edecek, mal olacaktı. Sınırlı bir istifadeye medar olacaktı. İhvan çeperini aşarak fikirleri ümmete mal olmuştur. Zaman zaman keskin çıkışları, eleştirileri olsa da hakperestlikten ayrılmamıştır. Tartışmalı bir alan olan Tasavvuf ile ilgili değerlendirmeleri de böyledir. Ebu'l Hasan el Şazeli ve Şazeliye tarikatı ile ilgili müthiş değerlendirmelerde bulunmuş ve müteşerri tasavvufun İslamın inceliklerine ve hazinelerine malik olduğunu söylemiştir. Tasavvuf ile ilim bir araya geldiğinde bu derinliğe tekabül etmektedir. Tasavvuf alimin eline düşerse hikmete cahillerin eline düşerse hurafeye dönüşmektedir .
Muhammed Gazali, Yusuf Kardavi'nin yanında farklı bir meşrebi temsil etse de Muhammed Mütevelli Şaravi ümmet nezdinde saygın şahsiyetlerden biri olmuştur. Gazali'nin İhvan'dan ayrılması adeta hayırhah bir gelişme olmuş ve bütün her kesime mal olmasına kapı aralamıştır.Meşrep ukdesini aşmıştır. Dolayısıyla meşrepten ayrılmış ama haktan sapmamıştır.
Bir benzeri alim düşünür ise Kuveytli Abdullah Fehd Nefisi'dir. Aynen Gazali gibi Müslüman Kardeşler çatısından ayrılmış ama hak çatısından ayrılmamıştır. İhvan hakkında fikri muhasebe ve değerlendirmeler yapmıştır. Süreçte eski cemaatinin düştüğü yanlışlara parmak basmıştır. Lakin onun hakperest yaklaşımları veya değerlendirmeleri kimseyi rahatsız etmemiştir. Zira bunu umumun maslahatı ve İslam adına yapmıştır. Nefsi dürtülerden uzak kalmıştır. Daha iyiye gitmenin yollarını aramıştır. Genellikle iç eleştiri yapmıştır. Bu eserlerinden birisinin adı şudur: El Hareke el İslamiye Segarat fi't Tarik/ İslami Hareketler, Yoldaki Gedikler. Bu alandaki bir başka kitabı ise El Hareke el İslamiyye Rüyetu'n Mustakbeliyye/ İslami Hareket ve Gelecek Vizyonu adını taşımaktadır. Abdullah Fehd Nefisi'nin bir başka özelliği de 1970'li yıllardan yani Şah döneminden beri İran'ı tarassut etmesi ve izlemesidir. Bu hususta da Muhammed Surur Zeynelabidin, Said Havva ile birlikte öncü olmuş ve herkesten evvel uyarıcı görevler ifa etmiştir.
Hamas dolayısıyla İhvan hareketlerinden birinden ayrılan önemli isimlerden bir diğeri de Bessam Nihad Cerrar'dır. Bazıları, onun Kur'an-ı Kerim'den geleceğe dair haberler devşirmek için başvurduğu cümle hesabı yöntemine itiraz etse de herkes samimiyetinde hemfikirdir. Kur'an-ı Kerime dair cümle ilmiyle İsrail'in zevalinin 2022 yılında gerçekleşeceğini öngörmektedir. Dr. İyad Kınnini gibiler bu meseleye ihtiyatla yaklaşmakta ve katılmadıklarını beyan etmektedirler. Bazıları da aynı yılın belki de Filistin meselesinin tasfiyesiyle sonuçlanacağını öngörmektedirler. Neyse ki 2022 yılına önümüzde çok az bir zaman kaldı. Hanya ile Konya'yı göreceğiz! O zamana kadar yaşarsak merakımız zail olacak.
Merci'z Zuhur sürgünleri arasında olan Cerrar çevresinde ve İslami hareketler tarafından sevilen ve sayılan bir kişiliği temsil etmektedir. Kendisi İhvan çizgisinden ayrılarak müstakil bir çizgi tutturmuştur. Bu yeni yolunda İhvan'ın sevgisini kaybetmemiş bilakis herkesin sevgisini kazanmıştır. Çünkü şahsi hesabına hareket etmemektedir kimse de onun samimiyetinden niyetinden şüphe duymamaktadır. Sonuç itibarıyla, meşrepler hakka delalet eder ama kimse hakkı ihtikar edemez, tekeline alamaz. İslamiyeti tekeli altına aldığını düşünen hareket sapma noktasına gelmiş çatmış demektir.
Bu saydığımız isimler meşrepten ayrılan ama haktan ayrılmayanlar zümresini teşkil eder. Bir de haktan ayrıldığı halde meşrepten ayrılmayanlar vardır.
Bu zümre konumuz ve ilgimiz dışındadır.
Mustafa Özcan
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Mısırlı ‘Şaban’ın ardından… (04.12.2019)
- ‘Kürsüdeki şeytan’ (28.11.2019)
- Yavuz’un gıyabında hasımlarının yükselişi (25.11.2019)
- Halef-selef arasında siyasi kaymalar (20.11.2019)
- Şii-Şii kavgası mı? (18.11.2019)
- Meçhule giden ajanlar (15.11.2019)
- Şarani’den Şaravi’ye… (13.11.2019)
- 1440-1441 farkı (08.11.2019)