Mustafa Özcan

Gönül bahçelerinde iyilik devşirmek

Ebu'l Hasan en Nedvî'nin tasavvuf ikliminden bahseden 'Rabbaniyetün La Rehbaniyye' adlı kitabını okurken bir ibare ile karşılaştım. "Naim el kalp", Kalp nimetleri anlamına geliyor. Veya başka bir ifadesiyle gönlün meyveleri. Gönle güzel hasletler ektiğinde, bakımını ve sulamasını yaptığında güzel meyveler verecektir. Gönül ile birlikte yumuşayan ve ruhun hizmetine giren beden tali olarak insanların da hizmetine koşacaktır.

Yeryüzünde iyilik perisi haline gelecektir. Düşmanlarını bile sevecektir. Ebu'l Hasan en Nedvî ibadet ve taat ile verimli hale gelen gönlün ikliminin meyvelerinden birisinin iyiliği sevmek olduğuna temas etmiştir. Gönül olgunlaşınca iyiliğe aşık olur. İyilik arzusu tuba dalları gibi bütün vücudu sarar. Kötülüğe set, çit, iyiliğe gölgelik olur. Bunun uç misallerinden birisi düşmanını bile sevmektir. Bunu ancak kibir ve bencillik sınırlarını aşan kimse başarabilir.

Bu yolla insan nefsinin payını unutur ve hizmette kendinden geçer. Allah'ın verdiği sekinet, huzur ve sevinç ikliminde bütün kin, düşmanlık ve husumetler erir gider. Geride gönlünde düşmanlıklar için yer kalmaz. Düşmanlar için sadece nasihat arzusu kalır. Düşmana karşı gösterilecek af, merhamet, ihsan, şefkat mali ve maddi fedakarlıklardan, tercihlerden çok daha yüce bir makama işaret etmektedir. Buna iyilikte diş kirası da diyebiliriz. Kur'an'da geçen 'afvu safh' ibaresi buna delalet eder.

Allah afuv yani bağışlayıcıdır kulundan da affedici olmasını ister. Nedvî'nin naklettiğine göre kalbin gözyaşlarıyla sulanan ve olgunlaşan bir sine, gönle sahip olan ve meyvelerini devşiren Hintli bir şair şunları terennüm etmektedir: "Dostluğumdan bunalan ve gönlü sıkışan ve benim de yardımında kusurlu olduğum kişinin bütün işlerinde Allah yar ve yardımcısı olsun. Keza kim bana düşmanlık gösteriyor ve eziyet veriyorsa Allah huzurunu bozmasın ve sefa hali daim olsun. Kendisine küçük dahi olsa bir kötülük değmesin. Yoluma kim diken döşüyor ve yollarımı daraltıyorsa Allah onun yolunu açık, pak etsin ve genişletsin. Başarı ve tevfik yaveri olsun..."

Kimileri için bu ifadeler ve dilekler mübalağalı gelebilir. Lakin hadisler söz gelimi Beyhaki'nin "Şuebü'l İman" kitabı gibi kitaplarda anılan hadisler bizlere bu türden incelikler öğretmektir. Buna göre, imanın en alt mertebesi insanlara eziyet veren çer çöp ve ezayı yoldan kaldırmak ve atmaktır. Ebu'l Hasan en Nedvî sufilerin sohbet bahçelerinde olgunlaşan gönüllerin hikmet bahçeleri haline geldiğini ifade eder. Bu hikmet bahçelerinden derlenen çiçek ve meyve buketleri insanlığın hizmetine amadedir.

Sakarya'da geçmişte sıcak havalarda gelen geçenin gölgelendiği "Şemsiyeli Park" adıyla maruf bir çay bahçesi vardı. Oturmuşluğum vardır. Çay bahçesinin gerisinde ise bir kütüphane yer alırdı. Kütüphanenin girişinde bir camekan vardı ve burada içerdeki kitaplar teşhir edilirdi. Orada gördüğüm bir kitap aklımdan hiç çıkmamıştır. Kitap, Sarı Abdullah Efendi'ye ait olup ya da kaleminden çıkan ve taşan 'Semeratu'l - fuad fi'l - mebde' ve'l – meâd' adını taşıyordu. Yakup Necef Zade tarafından sadeleştirilmiştir. Kitabın başlığı çok hoşuma gitmişti. Gönül meyveleri ne olabilirdi ki? Tevekkül şükür ve sabır gibi hasletler ve değerler insanın bedeninden dışarıya yansır. Davranış kalıbı olup çıkar. Melekesi olur. halden makama yükselir. Kalp insan davranışlarını düzenler, yönlendirir. Bu nedenle iki organ salah bulduğunda, bakımı yapıldığında bütün beden salah bulur denilmiştir. Bunlardan ilki kalp diğeri de dildir.

Gönlün meyveleri yerine sohbet, gönül bahçeleri başlığını tercih etmemdeki nedenlerden birisi de gerçekten de salik ve hakkı murat edenler sohbet ortamlarında olgunlaşırlar. Sohbet bahçeleri onlar için meyveye durma makamıdır. Bu bahçede kötü huy kırılır iyi huy ise yeşerir. Sarı Abdullah Efendi "Gönül Meyveleri"ni yazdığı gibi Abdulhakim Arvasi de "Er-Riyazü't-Tasavvufiye" eserini kaleme almıştır. Tasavvuf Bahçeleri demektir. Er-Riyâzü't-tasavvufiyye (İstanbul 1341). Tasavvuf, tasavvuf tarihi ve ıstılahları hakkında bilgi veren eseri, Medresetü'l-Mütehassisîn'de hocalık yaptığı sırada kaleme almıştır. Eser, Tasavvuf Bahçeleri (İstanbul 1983) adıyla Necip Fazıl Kısakürek tarafından sadeleştirilerek yayımlanmıştır (1).

Sohbet iklimi ve bu iklimde yetişen insanlar iyilik timsali olacaktır. Meyvesi her daim yeşerecektir. Her an meyve verecektir. Hazreti İsa'dan (AS) şu söz aktarılmıştır: Ağaç meyvesinden belli olur. Bizde de meyveli ağacı taşlarlar denmiştir.

Not: Okurlarımın bayramlarını tebrik ederim. Bayram (id) güzel günlerin devranı ve tekrarı demektir, inşallah hep güzele doğru deveran eder, akıp gider.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.