Mustafa Özcan

İsrail yıkılmak için kuruldu

Özellikle hicri 1444 yılı Ramazan ayında ve öncesindeki olaylar İsrail'in geleceği olmadığı tezini iyice güçlendirmiştir. İsrail çözülme aşamasına girmiştir. Demokrasi ile diktatörlük, laiklikle dincilik arasında yalpalayıp duruyor. İsrail daha kurulmadan bunu dini zeminden görenler olmuş ve uyarmışlar lakin kurucu kadroya dinletememişlerdir. Bunun sonucunda Beni İsrail çıkmaz sokakta debelenip duruyor. Dünya sürgünlerini uzatmışlardır. İsrail dini yol yerine çağın karakteri olan ideolojik yoldan yürümeyi tercih etmiştir. Bu yolun içinde doğrular ile eğriler birbirine karışmıştır. Kaderi planda ideolojik olarak böyle bir devlet kurulacaktı; lakin dini meşruiyet olarak böyle bir devletin kurulmaması gerekiyordu. İşte Neturei Karta isimli dini grup bunu savunuyor. Bu Ortodoks dini grup Yahudilerin veya İsrail halkının kıyamete kadar diaspora statüsünde yaşayacağını ortaya dökmüş, öngörmüş ve kurulmasının dinen doğru olmadığını vazetmiştir. Lakin modern Samiri olan Theodor Herzl Yahudilerin dünyadan 'atalar yurduna' dönüşlerini saptırmıştır. Mesih yerine onları toprağa bağlamıştır. Sema ile arzı birbirine karıştırmıştır.

Samiri'nin yaptığı gibi Theodor Herzl de Siyonizm ideolojisi ile Yahudilerin ekserisini peşine takmıştır.

Bu ilk yanlış, sonraki yanlışlar kümesini doğurmuştur. İsrail'in kurulması yanlışlar kümesinin ilkidir veya yanlışları doğuran yanlıştır. Bugün türev yanlışlarla uğraşıyoruz. İsrail, 20'inci yüzyılın temel yanlışıdır. İki dünya savaşı pahasına var olabilmiştir. Beşeriyete ve özellikle Müslümanlara ağır bir bedel ödetmiştir. Yahudi yükünden kurtulmak isteyen Batı Şarkın kamburu üzerine bu kamburu da ilave etmiştir.

İsrail'in kuruluşu diğer yanlışlar zincirinin ve kümesinin ilk halkasıdır. Bunu takiben Süleyman Tapınağı'nın inşa edilmesi ve bunun için de Mescid-i Aksa'nın yıkılması gündeme gelmiştir. Şimdi Tapınak çılgını fanatik Yahudiler bu hatta oynaşıyorlar. Oysa ki Kur'an enbiyalar sonrasında Yahudilerin teşkil edecekleri yapılar için meşruiyet öngörmez. İsrail geleneği de öyledir. Bunun için kendilerini Mesih'le geri dönecekleri yönünde şartlandırıyor ve avutuyorlardı. Süreç ise tersine işlemiştir. Şimdi istim arkadan gelir yaklaşımıyla hareket ediyorlar. Kurdukları yapılar dini algı ile beslenmiş olsa da haddizatında ideolojik mahiyette teşekkül eden profan yapılar olmaktan öteye geçmemektedir. Neturei Karta bunu iyi bilmektedir.

İsra Suresinin 104'üncü ayeti de Yahudilerin geri toplanacaklarını öngörür. Bu ayet tarih mucizesidir. İlgili ayette geçen arz yeryüzünü ifade etmektedir. Daha doğrusu Yahudilerin dağınık vaziyette diaspora olarak yaşayacaklarını ortaya koyar. Öteki veya son vade geldiğinde ise gruplar halinde geri toplanacaklarını haber verir. Nitekim öyle de olmuştur. Ayette geçen 'arzda oturun' emri ve ifadesiyle Yahudilerin diaspora halinde dağıldıkları bütün yeryüzü kastedilmektedir. Ayetin devamı, parça parça toplandıkları yere yani Filistin'e işaret ediyor.

Neturai Karta cemaati 1935 senesinde İsrail'in yıkılmak için kurulacağını öngörüyor ( https://www.youtube.com/watch?v=cVtsWI1OfLc&t=10s ). Peki buna dair öngörü ya da parantez ne zaman doluyor? İsra-İsrail suresinin 104'üncü ayetinde beyan edilen Yahudilerin Arz-ı Mev'ud'a toplanmalarının yıkımla sonuçlanacağı yine İsra Suresinin ilk ayetlerinde beyan edilmektedir. İlgili ayetlerde taş üstünde taş kalmayacağı da ifade ediliyor( liyütebbiru ma alev tetbira/İsra 7).Yıkılmak için kurulan bu yapı ne zaman sona erecek ve zail olacak? Bessam Nihad Cerrar 2022 yılına işaret etmişti. Lakin bu yıl kimi Yahudilerce de alay konusu olduğunu gibi teğet geçmiştir. Şeyh Ahmet Yasin ise İsrail'in yıkılma sürecinin 1987 yani İlk İntifada süreci ile başladığını ve sürecin 40 yıl içinde tamamlanacağını öngörmektedir. Bu tespite göre parantez 2027 yılında kapanacaktır.

2000 yılında İsrail başbakanı olan Ehud Barak ise İsrail'in 80 yılını doldurmadan tarih olacağına hükmetmektedir. Ona göre İsrail'in geleceği geçmişinde gizlidir. Geçmişinde sadece tek bir Yahudi devleti kısa süreliğine de olsa 80 yılı aşabilmiştir. Netanyahu da kurucu ülke olarak İngiltere'de 2017 tarihinde yaptığı bir açıklamada bu defa İsrail'in ömrünün belki 100 yılını bulabileceğini öngörmektedir. Belki de İsrail devleti onun döneminde sona erer, kim bilir? Şeyh Ahmet Yasin Tih neslini baz alarak İsrail'in üç dönemlik bir ömrü olacağını varsaymıştır. Fikir ve mayalanma dönemi olarak 40 yıl ve ardından 1948 yılından itibaren kırk yıllık iki dönem. İlk kırk yıl 1987 ve 1988 yılına tekabül ediyor. İkinci kırk yıllık dönem ise 2027 veya 2028 döneminde sona eriyor.

Camp David'in mimarlarından Menahem Begin de Beyrut kuşatması ve işgali sırasında 'Tevrat'a göre bundan böyle İsrail 40 yıl esenlik içinde yaşayacaktır' demiştir. Arap Baharı ile birlikte Arap ülkeleri İsrail'e vekaleten onun potansiyel düşmanlarını tasfiye etmiştir. Firavun, Beni İsrail'in çocuklarını elimine etse de Musa'nın zuhuruna engel olamamıştır. Düzlüğü çıkıldığı sanıldığında ibre tersine dönmüştür. Ayette ifade edildiği gibidir. Dünya hayatı gökten indirdiğimiz bir su misalidir ki, insanların ve hayvanların yediği yer bitkileri o su sayesinde gürleşip birbirine girer. Yeryüzü bu güzelliğe kavuşup süslendiğinde ve sahipleri bu güzellikleri kendi güçlerine bağladıklarında oraya, bir gece vakti yahut güpegündüz emrimiz ulaşır da onu -sanki dün de yokmuş gibi- kökünden biçilmiş hale getiririz.

Tarihin sonu falan derken habersizce kendi sonlarını getirdiler. Fasıklar topluluğu namına üzülmeğe değmez.

Babil Sürgününden dönüşten itibaren Yahudiler için ilahi karakterli dönem bitmiştir. Zira Hazreti İsa'yı reddetmişlerdir. Mesih geldiği halde farklı karakter de dünyevi karakterde bir Mesih arayışına girmişlerdir. Şimdi de arayışlarını manevi değil ideolojik karakter taçlandırmakta ve belirlemektedir. Bu açıdan nübüvvet dönemleri dolayısıyla ilahi karakterli dönemleri aşmışlardır. Kur'an bunu veciz ifadelerle ortaya koyar. Dolayısıyla Mısır ve Babil sürgününden sonra Doğu veya Batı Yahudileri ya da küresel anlamda diaspora Yahudileri Filistin'e ancak beşer yardımıyla laik karakterde dönebilmişlerdir. Arz-ı Mev'ud'a dönmelerinde ve bekalarında 'hablum minallahi/Allah'ın ipi' değil, 'hablum minassas' sırrı ve ifadesi geçerlidir. Allah, onları bu dünya sürgününde pusulasız bir biçimde kendi hallerine terk etmiştir. Atalar yurduna geldiklerini farz etseler bile artık sema ile ilişkileri kesiktir, kopuktur. Bu dini dönemlerden veya peygamberlik dönemlerinden sonra ancak başkalarının himayesinde var olacakları anlamına gelmektedir. Ortaçağda Avrupa'dan bir çok kez Yahudi katliamları ve tehcirleri yaşanmıştır. 19'uncu yüzyılda ise Rusya da benzeri pogromlar yaşanmıştır. Bir devletten diğer devlete sığınmışlardır. Sonunda da İngiltere'nin yardımıyla Filistin'e yerleşmişlerdir.

Neturei Karta mensuplarının ve Şeyh Raid Salah'ın dediği gibi Ortadoğu'da beklenen çözüm siyasi değil, dinidir. Dini anlamda İsrail anakronik bir yapı arz etmektedir. İsrail ideolojiler çağının çocuğudur. Raid Salah da bölgeye ve dünyaya kurtuluşun dini zeminden geleceğini söylemektedir. Sağlaması basit. Hangi Arap rejimi Filistin meselesi için elini taşın altına koyabilir? Aksine koyacakları tasfiye ediyor. Tih'ten çıkış Sykes-Picot cidarından kurtuluşla mümkün olacaktır. Arap rejimleri dini çözüme inanmamakta aksine mücadele ekseninin siyasi olduğunda hemfikir bulunmaktadır. Neturai Karta'nın karşı ağırlığı olarak Raid Salah azınlığın sözcüsü makamında da olsa çözümün dini eksende geleceğini öngörmektedir. Zira İsrail gibi Arap siyasi liderleri de dini çizgide değil siyasi ve ideolojik çizgide yürümektedirler. Onlar da Allah'ın ipinden uzaktır. Zafer kazansalar bile bu ümmetin beklediği zafer olmayacaktır. Şimdiki Arap rejimleriyle İsrail, birbirini tamamlayan mahiyette madalyonun sadece iki yüzüdür. Manevi kalkınma gerçek maddi kalkınmanın da dinamosudur.

İslam ümmeti 100 senenin en dibinde yaşıyor. İsrail de öyle. İkisinin de temel zaafı maneviyat ikliminden uzak olmaktır.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.