Mustafa Özcan

Amman’da buluşan hatıralar

44 yıl önce. Yıl, 1979. Yer, Amman. Birkaç ay farkla olmalı Halepli Züheyr Salim Bey ile bendeniz farkına varmadan Amman'a inmişiz. Onun aklında kalan en önemli ayrıntı Suriye sınırından yüreği ağzında bir biçimde geçtikten sonra Amman'da Hüseyniye Meydanında bir lokantaya gitmesi. Lokantanın ismi sonra kafasında yer etmiş. Onda tefeül yani iyimserlik duyguları uyandırmış. Tehlikeyi savuşturduktan sonra Mat'amu selam/ Selamet lokantasına iniyor. 44 yıl önce Suriye'yi terk ettikten sonra hicretle birlikte ilk uğrak yeri Amman oluyor. Amman'da selamete eriyor. Selamet Lokantası da bunun remzi oluyor! Birçok Suriyeli de aynı yolu takip ederek ülkelerinden firar ediyorlardı. Bilahare hayatının safahatı kendisini Londra'ya çekiyor, atıyor. Ara safahatlara girmiyor. Hangi durakları geçerek Londra'ya geçtiğini anlatmıyor. Ara safahatı ise başka değinilerinde yazmış olmalı.

Zannederim 1978 yılında Suriye üzerinden hacca gitmek için ilk hamlemi yaptım. Şam'da hac için müracaat ettim. Çağrılı değilmişiz. İstenilen evrakı tamamlayamadım. 1978'de Almanya'ya gittim ve Köln'de kendimle birlikte birçok kişinin de hac vizesini aldım. Doğu Berlin üzerinden olmalı uçakla Şam'a indim. Birkaç gün taksi-dolmuş bulmak için oyalandım. Müşterileri kendilerine bağlamak için 'şimdi, birazdan kalkıyoruz' diyorlardı. Dolmamış taksi dolmuşlarını dolmuş gösteriyorlardı. Ben de başka bir yazıhanelere bakıyordum. O da aynı oyunu oynuyordu. Üç beş kişilik taksi dolmuşların müşterilerini tamamlamalarını bekliyordum. Bu da bana vakit kaybettirdi. Taksi dolmuş ile birlikte yola revan olduğumuzda eğlenmeden Amman –Maan-Tebük yolu üzerinden Medine'ye doğru revan olduk. Ali Tantavi gibi hatırat yazarlarının hac günlüklerinde değindikleri gibi (Min Nefahati'l Harem/Harem Esintileri) dolmuşumuz hasırdan mamül seyyar lokanta ve çayhanelerde mola veriyordu. Çayla ilgili müfredat Türklerden kalma idi.

Çay içmek isteyen çay içiyor, yemek isteyen de et balak ve aklımda kaldığı kadarıyla pilav türü yiyecekler tüketiyordu. İsra'mız ya da bu gece yolculuğu bende derin izler bıraktı. Bu yolculuktan pek hoşlanmıştım. Şimdi olsa bu tür yolculuklara takat getiremezdim. Bende romantık çağrışımlar uyandırıyordu. Gündüz vakti Medine-yi Münevvere'ye vardık. Bana çok tanıdık ve munis ve sevecen geldi. Taksici bizi Mescid-i Nebevi'nin kenarındaki umumi yolda bıraktı. Adresimize gelmiştik. Peygamber Mescidi etrafında henüz genişletme çalışmaları yapılmamıştı. O nedenle Peygamber Mescidi bütün sadeliği ile karşımızda duruyordu. Galiba vardıktan sonra bir süre sonra ramazan başladı ve bahçesinde ve içerisinde birçok defa oruç açtık. Etrafında çepeçevre kitapçılar vardı. Ali Ulvi Kurucu, Mustafa Necati Erzurumi gibi Osmanlı yadigarı şahıslar ya da şahıslarında Cumhuriyetin ilk devirleriyle Osmanlı'yı buluşturan isimler (muhadramun) Medine'de ikamet ediyorlardı. Türkler arasında yabancılaşma yoktu onların bulundukları mekanlar kaynaşma mekanları idi.

Dostumuz Mihr Ali Süleyman'la birlikte Mescid-i Nebeviye yakın Karabaş Medresesinde kalmaya başladık. Bir süre sonra hac mevsimi başladı ve orada tanıştığımız Tebliğ Cemaatinin Türkiye sorumlusu Ahmet Saruhan Bey ve onun çevresindeki zevata birlikte Mekke faslını icra etmeye başladık. Biz hac kafilelerinden ayrı kendi başımıza yani bağımsız hareket ediyorduk. Tebliğ Cemaatinin karargahının terasında kalıyorduk. Bazen Ahmet Saruhan da hacılara Urduca konuşmalar yapıyordu. Bazen Ahmet Saruhan Beyle ilim mi önce tebliğ mi önce gelir kabilinden teorik/nazari tartışmalar yapıyorduk.

Hac mevsiminin bitiminde Cidde'ye giderek oradan Hindistan'a gitme imkanı arıyordum. Akşamları Cidde'de Tebliğ Cemaatinin merkezi olan camide kalıyordum. Pasaportumu Hindistan Konsolosluğuna vermiştim. Bu arada Kabe baskını olmuş ama kendi uğraşlarımız dolayısıyla pek de farkına varamamıştım. Bulunduğumuz camiye ve kaldığımız mekana istihbarat elemanı oldukları belli olan kimseler damlıyor ve bizden kimlik soruyorlardı. Benim pasaportum ise Hindistan elçiliğinde idi. Lakin bana buna dair bir belge vermişlerdi. Ben de gelen istihbarat elemanlarına bunu gösteriyordum. Bereket bir sıkıntı çıkmadı. Lakin ben de artık karar vermek zorundaydım ve Medine'ye geri dönme kararı aldım.

Yine Cidde-Medine arası dolmuşlara binerek Medine-i Münevvere'ye vasıl oldum. Geri döndüm. Şam'ı gözden çıkarmıştım ve Amman üzerinden Kahire'ye gitme kararı aldım. Amman'a dönerken adeta Medine'de kimse kalmamıştı son hacılar da ülkelerine dönmüşlerdi. Amman'a giden bir dolmuş buldum lakin benden başka müşterisi yoktu. Aracın şoförü ve sahibi çok hoş bir insandı. Dertleşerek Amman'a kadar geldik. Bu meslek nedeniyle ailesinden uzak kalmasından yakınıyordu. Belli ki şefkatli bir aile babasıydı.

Tebuk-Maan-Amman güzergahıyla Amman'a geldik. Kendimi Filistin Oteli'nde buldum. Elimde de Siyon Liderlerinin Protokolleri kitabı vardı. Onu okuyordum. Kendi kendime bu tevafuka hayret ettim. Filistin Oteli'nde Siyon Liderlerin Protokollerini okumak! Züheyr Salim Beyin Mat'amu'l selamı bende Filistin Oteli'ne dönüşmüştü. Hacca giderken Ürdün-Suudi Arabistan sınırında bende bir başka kitap tezahür etmişti. Ferit Kam Beyin Dini ve Felsefi Sohbetler kitabı. Çantaları teftiş eden gümrük yetkilisi kitabı görünce irkildi ve 'hacda felsefe kitabıyla ne işin var?' diye çıkıştı. Şimdi olsa herhalde bu yüzden bana ödül verirlerdi! Anlamadıkları bir başka şey de Ferit Kam'ın ilgili kitabının felsefe kitabı değil tefekkür hazinesi olduğu gerçeği idi.

Bana çok pahalı gelen Amman'da birkaç gün eğlendikten sonra Kahire'ye uçtum.

Geçmiş günlerini elerken, değerlendirirken Züheyir Salim Bey hayat arkadaşına, hicret ve yol arkadaşına Halep günlerini hatırlatmış. Hanımı şöyle karşılık vermiş: Hatıramız çok ama 44 yıl sonra Halep'te tek bir tanıdığımız bile kalmadı. Hepsi öteye göçtü. Bunun üzerine Karşılıklı ağlaşmışlar. Zaman geçmişi, tanıkları ve tanıdıkları böyle eliyor!

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.