Kavşak noktasında İslam
Muhammed Esed'in Türkçeye kazandırılan eserlerinden birisi 'Yolların Ayrılış Noktasında İslam' adını taşımaktadır. Belli ki de başlık İslam'ın diğer din ve izmlerden ayrılan yönlerine temas etmektedir. Ağyarına mani halleri dile getirmektedir. Bir de efradına cami boyutu vardır. Şimdi ise İslam'ın bu boyutunu gündeme getirmek yerinde olur. Bu da buluşturma noktası ve eritme potası olmasıdır. Ya da İslam kavşak ve buluşma noktasını temsil etmesidir. Bu defa yolların buluşma noktasında İslam'dan bahsedebiliriz. Bu ayrıca İbrahimizm olarak takdim edilen İsrail projesinin panzehiridir. Esasen İslam müheymin sıfatıyla gelmiş geçmiş bütün vahiylerin özünü ve özetini barındırmakta ve temsil etmektedir. Mekke dönemiyle birlikte İslam tevhit aşısı yapmış, vurgusunda bulunmuş ve halis tevhit iklimini ve kimliğini ortaya koymuştur. İsra ve Miraç vakası ile birlikte ve sonrasında fiili olarak Hazreti Ömer döneminde Kudüs'ün fethiyle birlikte İslam açılım kazanmış ve atılım yapmış, farklı bir döneme girmiştir. Ruhundaki kucaklayıcılık vasfı öne çıkmıştır.
İslam millet sistemiyle milletleri veya dinleri bir araya getirmiştir, buluşturmuştur.
Ahir zamanda büyük buluşma döneminde ise sadece buluşturma değil kaynaştırma, bütünleştirme süreci de yaşanacaktır. Sair dinler dalga dalga İslam'a gireceklerdir. Peygamberimiz İsra (gece yolculuğu) sırasında Mescid-i Aksa'da eslafı olan peygamberlere imamette bulunmuştur. Bunun son faslında Mehdi de aynı yerde alem-i misalde olduğu gibi Mesih'e ve Mesihiyete imamette bulunacaktır. Bu, İslamiyetin "mukteda bih" olmasını ya da imametini göstermektedir. "El İslam ya'lu vela yu'la aleyh." İslam galiptir, mağlup edilemez.
Pavlos'un ölümü, Hazreti İsa'nın dirilişi yazımda temas ettiğim gibi ahirzamanda vakt-i merhun gelip çattığında görevli şahısların önderliğinde büyük buluşma, kavuşma yaşanacaktır. Vakti gelmeden önce yapılan bütün çalışmalar ya da çabalar peşrev kabilinde kalacak ya da muvaffak olamayacaktır. Büyük buluşma doğru zamanda ve doğru şahıslar tarafından yürütülmelidir. Sözgelimi Suriye eski Müftüsü Bedreddin Hassun ya da Muhammed Habaş gibilerin temsil ettiği çığırlar çıkmaz yoldur, sokaktır. Türkiye'de de emsali çığırlar yaşanmış lakin akim kalmıştır.
Önceki yazıda gözümden kaçan bir husus oldu. Kilise bahçesinde mevlit okuyan Mahmut Efendi'nin yanında hizalı yani ayakkabı giymiş bir bayan görünüyor. Bu kadın ve ayakkabı rüyada neyi temsil etmektedir? Peygamberimiz sabık kitaplarda sahibi kadip yani kılıç ve asa sahibi olarak tasvir edilmektedir. Mehdi ile ilgili bazı rüyalarda kendisine palto, ayakkabı ve asa verilmiş görülüyor. Palto görev, ayakkabı ise eş, asa ise güç anlamına geliyor. Mahmut Efendi'nin kilisenin dışında bahçesinde olması Hıristiyanlığın ıslahının dışarıdan yani Kilise'nin dışından olacağını gösteriyor. Burada ayakkabı giymiş bayan ayrıntısı ise İslam veya Müslümanlardan biriyle evli Hıristiyan bayan anlamına geliyor. Bu kareyi teyit eden bir rüyayı Rahmetli Nusret Özcan görmüştü. Daha önce buna değinmiştim. Rüya İsa Aleyhisselam'ın mahiyeti ve onu yanlış tanıyan İsevilerle alakalıydı. Kendisini bir caminin şadırvanında görüyor. O sırada ruhani ve manevi bir hava seziyor. Sonra şadırvandan merdivenle mescid kısmına iniyor. İndiğinde ellerinde Hıristiyan sembolleri ve hac taşıyan Hıristiyan bir heyet görüyor. Ellerindeki haçlar parıl parıl parıldıyor. İçlerinde bir de bayan bulunuyor. Bayan Nusret Özcan'ın gözlerine odaklanıyor. O da utanarak gözlerini yere doğru kaydırıyor. Hıristiyan heyeti Nusret Özcan'a hitaben şunları söylüyorlar: "Biz Mesih'i (kendi kaynaklarımızdan) yanlış tanımışız. Buraya doğrusunu öğrenmeye geldik!" Sonra gaipten ve hatıftan bir ses işitiliyor:
Hazreti İsa'nın ruhana el fatiha.
Tabircilerin dediği gibi rüya is'tinas verir ama ahkama medar olamaz. Üzerine ahkam bina edilemez. Kanaat verir ama bağlayıcı değildir. İnsanların azalan maneviyatını yükseltir. Zaman ve ahkam üstüdür. Emirler ihbari değil inşaidir.
Nusret'e gülümseyen bayan da Mahmut Efendinin yanında ayakkabı giymiş bayanı hatırlatıyor. Müslümanlara gönül vermeleri İslam'a ilgi duymalarını akla getiriyor.
Öyledir de.
Hadis kitaplarında rivayet edildiği gibi ahirzaman diliminde hilafet Kudüs'e indiğinde bir sabah namazında Mehdi imamette bulunurken Hazreti İsa gelir. Mehdi de imamete Hazreti İsa'yı geçirmek ister. Mehdi, Hz. İsa'yı öne geçirmek için arkaya çekilir. Hz. İsa onun omuzlarına elini koyar ve ona der ki, "Geç öne namazı kıldır. Zira kamet senin için getirilmiştir."
Burada Hazreti İsa'nın Mehdiye iktidası Hıristiyanlığın İslamiyete iktidasıdır. Daha doğrusu muharref Hıristiyanlığın İslamiyete teslim olması, çatısı altında yeniden dirilişi ve doğumudur.
Bunlar müjde vermekle birlikte nasıl olacağını ve nasıl gelişeceğini sadece Allah bilir.
Kısaca, İslam, kayıpların buluşma adresidir.
Mustafa Özcan
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Pavlos’un ölümü, Hazreti İsa’nın dirilişi (08.02.2024)
- Bilinen Hıristiyanlığın sonu (05.02.2024)
- Son ezan, son yazı (02.02.2024)
- Hz. Peygamberin mucizesinde Türkler (28.01.2024)
- İsrail'in yalancı peygamberleri (25.01.2024)
- Brutüs ya da sırtından hançerleme geleneği (21.01.2024)
- Ortak düşman Sünni eksen (19.01.2024)
- Ester kitabından sızan bal tuzakları (15.01.2024)