Süt anneye dikkat
Anne sütünün diğer gıdalara sayılamayacak kadar üstünlükleri olduğunu biliyoruz. Her zaman hazır oluşu, kolayca sunuluşu, bebeğin ihtiyaçlarını eşsiz beslenme içeriği ile tam karşılayışı, bedeni ve psikolojik hastalıklara karşı direnç kazandırması, anne-çocuk iletişimini hakkıyla sağlaması gibi...
Bu yüzden, annesinin sütüyle beslenmesine engel olan hallerde bebeği bir başka kadının yani sütannesinin emzirmesi tavsiye edilir. Çünkü anne sütünün bilinenlerin yanında zaman içinde bilinmeyen faydaları da ortaya çıkmaktadır ve bugün tıp henüz kimyasal yapısını ve biyolojisini de tam çözebilmiş değildir. Söz gelimi, anne sütünde 20'den fazla enzimin mevcudiyeti gösterilmiş ise de, ancak birkaç tanesinin etkileri ve özellikleri incelenebilmiştir. Bu yüzden, anne sütü ile çocuğa ruhsal ve karakter özelliklerin geçmesi mümkündür.
Ayrıca, çocuğu emziren kadının zeki olması halinde ona daha çok ilgi ve sevgi göstereceğini, ayrıca daha çok entelektüel uyarı ve duygusal destek sağlayacağını da biliyoruz.
Yapılan bir araştırmanın sonucu da bu yönde oldu. Bu araştırmada iki grup çocuk alındı, bu bebekler benzer ortamda idiler. Sadece emziren annelerin zekâ seviyeleri farklıydı.
Sonuçta, emziren annelerin IQ'sunun, çocukların IQ'sunda en belirleyici faktör olduğu anlaşıldı. Daha yüksek zekâ seviyesine sahip sütannelerin emzirdiği çocuklar, daha zeki olmaktadır.
Şimdi de yeni bir çalışma(*) anne sütünün canlı hücreler içerdiği ve bu şekilde anneden bebeğe canlı hücrelerin geçtiği anlaşılmıştır. Anneden yavruya geçen hücreler çeşitli doku ve organlara dönüşebildiği gibi beyne geçip nörona (sinir hücresi) diferansiye olup işlevsel hale gelmektedir. Yani emzirme yolu ile geçen kök hücreler beyne yerleşip nöron ve glial hücre olarak fonksiyon göstermektedir.
Bu canlı hücreler annenin insanlık tarihi boyunca edindiği bilgileri yeni nesile aktarmaktadır. DNA'nın 2,5 milyar terabayt bilgi depolama kapasitesi düşünüldüğünde; insanlık tarihi boyunca edinilen bilgilerin yeni nesle aktarılması hiç de zor olmasa gerek. Göçen hücreler de anne vücuduna geçerek insanlık tarihi boyunca edinilen bilgileri kaynağından öğrenme fırsatı buluyorlar. Muhacir hücreler daha sonra meme dokusuna geçerek emzirme yolu ile yeniden öğrendikleri bilgilerle bebeğe geri dönüyorlar. 2 yol ile bilgilerin yeni nesile aktarılması bu sayede garanti altına alınmış oluyor.
Bu araştırma sonucuyla beraber düşünüldüğünde, anne sütünün olmadığı hallerde bebeğe yine başka bir annenin sütü verilmelidir. İşte sütanne seçiminde şu hususlara dikkat etmek yerinde olur:
*Bebeği annesinin sütüyle büyütmek ve bunu en az 6 ay, uygunsa 2 yaşını tamamlayıncaya kadar sürdürmek gereklidir. Ancak buna bir engel varsa inek sütü veya mama ile beslemek yerine süt annesi olması en güzelidir.
*Çocuğun şefkat ve ilgiye çok ihtiyacı olduğundan ve emziren kişi ile duygusal olarak bütünleştiğinden, sütannesi müşfik ve anlayışlı olmalıdır.
*Yine bu sebepten sütannesi güzel ahlaklı olmalı, çocuğa sevgi ile yaklaşmalıdır.
*Bebek beslenmesinde anne sütü büyük öneme haiz bulunduğundan, sütannesi temiz bünyeli, yediğine ve davranışlarına özen gösteren, temiz asıllı kişilerden seçilmelidir.
*Çocuk sütannesine bağlandığında ve değişmesi durumunda huzursuzluğa ve güvensizliğe kapılacağından aynı kalmalıdır.
Bu ve benzeri faktörler göz önüne alındığında Peygamber Efendimizin (sav) şu sözü bugünkü gelişmelere ışık tutmaktadır(**):
"Ahmak kadınlar, çocuklarınızı emzirmesin! Çünkü süt, etki eder. Sütle benzeme meydana gelir."
(*) https://www.nature.com/articles/s41598-018-32715-5#article-info
(**) İhya, 3-72, İmam-ı Gazali
Ebu Davud, Merasil, 207-181
Taberani, El-Mucemus-Sağir, 131,1-79
İbn Adiyy, el Kâmil, 90-180,6-262, 263
Prof. Dr. Sefa Saygılı
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.