Kardeşliğe kucak açan külliye
Eskişehir'in Seyitgazi ilçesinde, Yavuz Sultan Selim döneminde Bali Bey'in oğlu Kasım Bey tarafından Anadolu'da yaşayan Türkmen şeyhlerinden Şeyh Sücaeddin Veli için 16. yüzyılın başında yaptırılan, 2015'te Türk Dünyası Kültür Vakfı tarafından restore ettirilen türbe, yılda ortalama 70 bin ziyaretçiyi ağırlıyor.
Anadolu'da 15. yüzyılın ilk yarısında dervişleriyle Bursa, Kütahya, Manisa ve Ankara civarında gezen ve Ehli Beyt soyundan gelen Türkmen şeyhlerinden Sücaeddin Veli, Seyitgazi ilçesinde yaşadı. Sücaeddin Veli'nin hayatını kaybetmesinin ardından türbesi, Yavuz Sultan Selim zamanında yaşayan komutanlardan Bali Bey'in oğlu Kasım Bey tarafından 1500'lü yılların başında Aslanbeyli Mahallesi'nde yaptırıldı.
Şeyh Sücaeddin Veli'nin türbesinin de yer aldığı külliyede, Osmanlı ordusu komutanlarından Timurtaş Paşa'nın oğlu Mürvet Ali Paşa'nın türbesi, II. Mahmut döneminde yaptırılan cami, Kırklar Meclisi, dervişler evi, aşhane, erzak evi, fırın ve buraya hizmet edenlerin mezarları bulunuyor.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan tarafından Eskişehir'in 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edilmesinin ardından dönemin Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, dönemin Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna ve Seyitgazi Belediye Başkanı Hasan Kalın'ın girişimleriyle öncelikli restorasyon yapılacak yerler arasına alınan Şeyh Sücaeddin Veli Külliyesi, 2015 yılında aslına uygun olarak 4,5 milyon lira maliyetle yenilenerek ibadete açıldı. Külliyenin 4 bin 800 metrekarelik kullanım alanı restorasyonun ardından genişletilerek 40 bin metrekareye çıkartıldı.
Peyzaj çalışmaları da gerçekleştirilen ve yılda ortalama 70 bin kişinin ziyaret ettiği külliye, misafirlerinin ibadetlerini rahatlıkla gerçekleştirebileceği bir alan olarak tasarlandı.
Alevi ve Sünni kardeşliği burada yaşanıyor
Seyitgazi Belediye Başkanı Hasan Kalın, Şeyh Sücaeddin Veli'nin Seyyid Battal Gazi gibi Horasan erenlerinden olduğunu söyledi.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın Eskişehir'i 2013 yılında Türk Dünyası Kültür Başkenti olarak ilan ettiğini anımsatan Kalın, şöyle konuştu:
"Seyitgazi olarak biz buna çok minnettarız. Şeyh Sücaeddin Veli Külliyesi'nin bulunduğu alan ve çevresi çok küçüktü. Yüzyıllardan beri bakım ve restorasyon bekleyen bir alandı. Türk Dünyası Kültür Vakfı tarafından Şeyh Sücaeddin Veli Külliyesi restore edildi. Külliye alanı genişletildi. Ziyaretçilere rahatlıkla ağırlayabileceğimiz sosyal tesisler inşa edildi. Misafirlerimizi buraya gelme amaçlarına uygun şekilde ağırlıyoruz. Burası Alevi Bektaşi kültürü için önemli bir alan. Külliye içinde bir cami de bulunuyor. Alevi ve Sünni kardeşliğinin burada yaşandığını görüyoruz. Farklılıklarımız zenginliğimizdir. Hacı Bektaşi Veli'nin 'Bir olalım, iri olalım, diri olalım.' düsturuyla hep birlikte kardeş olmayı önemsiyoruz. Yılda ortalama 70 bin kişinin ziyaret ettiği külliye için herkesi Seyitgazi'ye bekliyoruz."
"Balkanlar'dan 5 bin aile bu ocağa bağlı"
Şeyh Sücaeddin Veli Kültür ve Turizm Derneği Başkanı İbrahim Balcı da Sücaeddin Veli ocağının Anadolu'dan başlayıp, Balkanlar'a kadar yayılan çok geniş bir talip yapısı bulunduğunu belirterek, burasının Osmanlı dönemindeki Hacı Bektaşi Veli ocağı ve Abdal Musa ocağı gibi en büyük ocaklardan olduğunu vurguladı.
Balkanlar'da Şeyh Sücaeddin Veli ocağına bağlı yaşayan 5 bin ailenin bulunduğuna dikkati çeken Balcı, şöyle konuştu:
"Onların cem ve görgü hizmetlerini Şeyh Sücaeddin Veli ocağına bağlı dedeler yerine getiriyor. Her yıl bir ya da iki kez dedelerimiz oraya gider onların hizmetlerini görür. Balkanlar'daki aileleri de buraya getirmeye çalışıyoruz. Şeyh Sücaeddin Veli Külliyesi'nde türbenin yanı sıra Kırklar Meclisi, aşhane, dervişler evi, fırın evi bulunuyor. Aynı zamanda II. Mahmut döneminde 1820'li yıllarda yaptırılan bir cami de külliyede yer alıyor. Bu yüzden burası hem Aleviler hem de Sünniler için önemli mekândır. Eskişehir'in Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından 2013 yılında Türk Dünyası Kültür Başkenti ilan edilmesi bizim içinde büyük bir avantaj sağladı. Külliyenin restorasyonu gerçekleştirildi. 4 bin 800 metrekare olan kullanım alanı 40 bin metrekareye çıktı. Külliyeyi yılda ortalama 70 bin kişi ziyaret ediyor. "
Külliyenin bulunduğu Aslanbeyli Mahallesi muhtarı Mustafa Kemal Büyükaşçı ise restorasyonun ardından türbenin yurt içinden ve dışından yoğun ilgi gördüğünü söyledi.
Külliyenin türbedarı Kurban Akın da Alevilerin ve Sünnilerin ilgi gösterdiği türbenin bu özelliğiyle birlik ve beraberliğe ışık tuttuğunu anlattı.
Türbeyi ziyaret için İstanbul'dan gelen Gazi Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı Hıdır Karadaş ise Şeyh Sücaeddin Veli Külliyesi'nin yeşil alanları, temiz ve bakımlı yapısıyla önemli ibadet alanlarından olduğunu kaydetti.
Şeyh Sücaeddin Veli kimdir?
Şeyh Sücaeddin Veli, Velâyetnâme-i Sultan Şucâeddîn'e göre 15. yüzyılın ilk yarısında yaşayan, Çelebi Mehmed, II. Murad dönemlerini gören, Rum Abdalları zümresine mensup önemli bir alp-eren gazidir. Şeyh Şucâ Menkıbesi'nde anlatılanlara göre Bursa, Kütahya, Manisa dolaylarındaki zaviyelerde yaşayan şeyhlerin onunla çok iyi ve saygı temelli bir ilişkisi vardır. Buralar eski Germiyanoğulları ve Saruhanoğullarının bulunduğu yerler olup Babâî ayaklanmasının arkasından gizlenmek için denetimin daha az olduğu bu bölgelere yerleşmişlerdir. Şeyh Şucâ'nın Abdal Hakkı, Abdal Mecnun, Abdal Yakup ve Abdal Mehmed gibi muhtemelen Babâîlerin yaşayan şeyhleri ile ilişkisi vardır. Şeyh Şucâ'nın yörede yaşayanlar dışında daha sonra Balkanlardaki birçok faaliyetleri bilinen Otman Baba gibi derviş ve şeyhlerle de ilişkisi bulunur. Otman Baba'nın Balkanlara gitmeden buralarda dolaştığı ve Şeyh Şucâ'yı pîr olarak kabul ettiği menkıbesinde anlatılır.
Sultan Şucâ sadece şeyh ya da yerel halkla ilişkili değil, yüksek Osmanlı komutanları ile de ilişki içerisinde oldu, Timurtaş Oğlu Ali Bey onun müridiydi. Şucâ Baba müritleri ile birlikte Rumeli'de gazalara katılır.
O, aynı zamanda derviş bir gazidir. Faaliyet sahası Kuzey Bulgaristan yönünde bulunan Timurtaş Paşa'nın yanında Şeyh Şucâ ile birlikte Üryan Baba da bulunur. Bu bölge Sarı Saltuk'un Rumeli'ye ilk geçişinden beri Babâîlerin çok yoğun olarak bulunduğu bölgelerdir.
Şeyh Şucâ döneminde, Seyitgazi çevresindeki Babâîlerin buradaki faaliyetleri yeni bir canlılık getirir, yörede Babâîlik oldukça güçlenir. Rumeli'de Şucâeddîn'in müridlerinin "Üryan Şucâîler" olarak anıldığı bilinir. Üryan Şucâîler "Alp- Eren", "Gazi-Veli"lerin yanında bu savaşlarda oldukça önemli işlevlere sahiptir. Yine Velâyetnâme'ye göre, yanındaki abdalları 200- 300 arasında değişen ve içlerinde nüfuzlu babalar bulunan Sultan Şucâ, genellikle köyün içinde değil daha ziyade köyün civarında oturur.
Yazları bir yerden diğer yere giden Sucâeddin, kışları bir mağarada geçirmektedir. Ancak daha sonra Sultan Şucâeddin'in Seyitgazi'de bir tekke yaptırarak bu tekkede yerleştiği de anlaşılır. Sultan Şucaeddîn, bütün yaz durmadan dolaşan, kışın ise Seyitgazi'deki tekkesinde veya yakınlardaki bir mağarada yaşayan tipik bir Kalenderi şeyhidir. Sultan Şucâeddîn adının birçok Alevi-Bektaşi nefesinde hürmetle yâd edildiğine bakarak onun bu zümre tarafından da önemli evliyadan sayıldığı tarihî bir gerçektir.
Timurtaş Paşa, Şucâeddin Velî'nin mürididir. Daha sonra da Timurtaş Paşa'nın oğlu "Mürvet Ali Paşa", Şucâeddin Velî'nin müridi olur, 1517'de külliyeyi yaptırır. Mürvet Ali Paşa'nın türbesi Şucâeddin Velî Külliyesi'ndedir.
Külliye başlıca iki bölümden oluşur: İlk bölümde avlu ile çevrili iki türbe (Şucâeddin ve Demirtaş Paşa), havuz ve cami bulunur. Avludaki mezarlıkta olan bir kapıdan Külliye'nin ikinci kısmını oluşturan imaret binasının önündeki meydana geçilir. İmaret dört kubbeli mekândan oluşur. Zaviyenin yakınında bulunması gereken derviş ve misafir odalarından günümüze bir yapı ulaşmamıştır. Külliye, Seyitgazi'ye 10. km uzaklıktadır.