Sanatın ortaya çıkış serüveni

Sanat kendini ilk olarak Avrupa’da Yüksek Paleolitik Çağ’da (M.Ö 40.000-10.000) insanların ortaya çıkmasıyla gösterdi. Bu dönemden kalma mağara resimlerindeki motiflerde ve küçük heykellerde hayvan dünyası esin kaynağı olmuş ve çoğunlukla ava yardımcı olması için büyü olarak kullanıldığı tahmin ediliyordu.

Yayınlanma Tarihi: 30.11.2017 00:00 Güncelleme Tarihi: 30.11.2017 18:53


Bulunan çok sayıdaki dişi doğurganlık objesi, üremenin metafiziksel fikirlerle olan paralelliğini destekler. İklim ve kültürdeki hızlı değişime Buz Çağı'nın sonu Avrupa'daki avcı- toplayıcı toplumun da sonunu getirdi.

Neolitik Çağ'ın başlamasıyla Ortadoğu bir odak oluşturdu. Fırat ve Dicle nehri havzalarında yaşayanlar yabani koyun ve keçilerin yanı sıra vahşi tahıllarla otları buldular. Bu yerleşik hale gelip çiftçi olduklarından yaşam tarzında dönüşüm yaratan bir keşifti.


Üst Paleolitik dönem mağara sanatı​

İLK ŞEHİRLER VE İBADETHANELER

M.Ö 4 bin 500 yılı civarında Güney Mezopotamya'da (bugünkü Irak) ilk şehirler ve ibadethaneler gelişti. Sümer Uygarlığı MÖ 3500 yıllarında oluşmaya başladı. Antik Mısır ve Antik Çin kültürlerinde olduğu gibi Fırat ve Dicle nehirleri arasında bulunan verimli bataklıklar da bol hasat veriyordu. Suyollarıyla kanalların yapısı ve tasarımı gelişen uygarlığın taşkınlardan korunması açısından önemliydi. Bu önlemlerin denetlenmesi için daha büyük devlet yapılarının köklerini oluşturan idari örgütlenmeler geliştirildi. Mezopotamya'daki tapınaklar şehrin dinsel, endüstriyel, politik ve kültürel merkezleri haline geldi. Sümerler çömlekçi çarkının, sabanın, tekerleğin, yük arabasının ve bizzat yazının mucidi olarak kabul edilir. Figüratif sahnelerin ve hikâyelerin yer aldığı dua heykelleri MÖ 3000 dolayında ortaya çıktı.

Bu dönemde kralları tanrıların elçileri olarak betimleyen heykeller yapıldı. Arkadya, Asur ve Babil uygarlıkların kültürleri Mezopotamya'da birbirlerine sıkı sıkıya bağlandılar. Asurlu ve Babilli yöneticilerin saray kompleksleri anıtsal kabartmalar ve heykellerle donatılıyordu.


Dişi ve yavru keçi gravürü

Çin, M.Ö 2. yüzyılda Shang Hanedanlığı Dönemi'nde ilk kültürel sıçrayışını yaşadı. Dış etkilerden yalıtılan Çin sanatı yaklaşık 4000 yıl boyunca kendine özgü, benzersiz tarzını geliştirdi. Süslemeli, bronz kapların, astarlı ev eşyalarının ve ipek ürünlerin yanı sıra İlk Qin imparatorunun emrindeki binlerce savaşçı ve at heykeli Çin sanatının kalitesini kanıtlayan özgün unsurlardır.

İmparator Zoser'in gerçek boyuttaki heykeli Antik Mısır'da heykel sanatının M.Ö 2600'de Eski Krallık döneminde başladığına işaret eder. Tanrı olarak kabul edilen firavunların mezarları ölçüsüz bir gösterişle süsleniyordu.

Ölüm sonrası hayata olan inanç ölünün hayat tarzının korunmasını amaçlayan sanatın gelişmesini teşvik etti. Günümüze ulaşan yapıtlar son derece zengindir. Yüzyıllar içerisinde Eski, Orta ve Yeni krallıkların Mısır hanedanları sayısız değerli heykel, duvar resmi ve kabartma yaratılmasının destekçisi oldular.

Avrupa'nın ilk uygarlığı olan Minos ekonomik ilişkisine karşın Mısır kültür ve sanatından tamamen farklı bir karaktere sahipti. Yunan anakarasına yerleşmiş Egeli Miken prensleri MÖ 1500 yıllarında ansızın ortadan kaybolan Minos uygarlığının politik ve kültürel mirasçılarıydı. Yunanistan'da gerileme dönemi M.Ö 1200 yılları civarında başladı. Genel olarak kent seçkinlerinin saraylarının yanmasından sonra başladığı kabul edilen Karanlık Çağ'la birlikte Miken kültürü sert bir düşüşe geçti.

TAŞ ÇAĞI HEYKELİ

Fransa, Aurignac'ta bulunan figürler dünyada şimdiye kadar bulunmuş en eski heykellerdir. Bu heykeller mamut dişlerinden oyulmuştur. Avcılar yakın çevrelerindeki hayvanları resmetmeyi tercih ediyorlardı. Almanya'nın Suabya Alpleri'nin çeşitli yerlerinde yalnızca 5 cm boyundaki vahşi at heykellerinin yanı sıra mamut dişinden yapılmış mamut, ayı ve bizon oymaları bulundu. Geissenklösterle mağarasında bulunan kuş kemiği ve mamut dişinden yapılmış flütler dünyanın en eski enstrümanları olarak kabul edilir. Mamut dişinden oyulmuş 28 cm boyundaki bir aslan başıyla birlikte ayakta betimlenmiş insan figürü Lonetal'da (Lone Vadisi) Hohlenstein-Stadel mağarası yakınında ortaya çıkarıldı. Venüs figürleri olarak adlandırılan güçlü, çoğu kez yüzü olmayan kadın doğurganlık figürinleri Gravettia kültürünün yaygın olarak rastlanan yapıtlarıdır. Bu doğurganlık idolleri Magdalenia kültüründe daha da soyutlanmıştı.

FİKRİYAT
Derlenmiştir.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.