Osmanlı hakimiyetindeki Suriye nasıldı?
Asırlardır kan ve gözyaşının dinmediği bir coğrafya Ortadoğu. Yine bu topraklarda yüzyıllar boyu birçok uygarlığın incisi olmuş bir bölge Suriye. Son yıllarda iç savaşın, bölgedeki çatışmaların ve terör örgütlerinin odağı hâline gelen Suriye toprakları, dört asır boyunca Osmanlı idaresi altında yaşadı. Peki ya, Yavuz Sultan Selim'in 1516'da hâkimiyeti altına aldığı bu coğrafya, Osmanlı'nın himayesindeyken ne durumdaydı?
Yavuz Sultan Selim Han, 1516'da Mercidabık Meydan Savaşı'ndan sonra Suriye, Filistin ve bugünkü Ürdün'e gitmiştir. 1517 Ridaniye Savaşı'ndan sonra Mısır'ı ele geçirmiş ve Kahire'ye ilerlemiştir. Sanılanın aksine bu son derece zor ve büyük bir savaştır. Burada teknolojik üstünlük kendini göstermiştir. Yani Osmanlı İmparatorluğu Osmanlının askeri kuvvetleri, adeta bir Rönesans öncüsü olarak ateşli silahları ve üstün teknolojiyi kullanmış. Sina Çölü'nü de böylece geçip Mısır'a gitmiştir.
Emevi Camii'nden bir kare.
Bunun örneklerini her yerde görebilmek mümkündür. Mesela o günlerden kalan askeri araçlar, kaldıraçlar, Emevi Camii'ni ve civardaki bazı anıtları tamir etmek için kullanılmıştır.
Şam, o günden beri Osmanlı'nın merkez üslerinden oluyor.
Şam Kalesi'nin yanında yer alan Emevi Camii, 715.yılında inşa edildi. Biri Selçuklu Sultanı Melikşah tarafından 1082'de, diğeri Abdülhamid döneminde 1894'teki büyük yangından sonra olmak üzere iki büyük onarım geçirdi. Geçtiğimiz yıllara ait bu fotoğrafın ardından, dünyanın en büyük ve en eski camilerinden biri olan Emevi Camii, bir DEAŞ saldırısı sonrası ne yazık ki tanınmaz hâle geldi.
Şam Beylerbeyliği, 1516'da beri, yani Yavuz Sultan Selim Han'ın Mercidabık Zaferi'nden beri, Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçasıdır. Fakat ondan evvel de Türklerin hakimiyetinde bulunmuştur. İlk olarak 11. asırda Ortadoğu'nun hayatında yeni bir düzen kuran Selçuklular, sonrasında Şam ve Halep Atabeyi Nureddin-i Zengi, ardından Sultan Selahaddin-i Eyyubi ve onun idarecileri, nihayet Mısır Memlukları ve Osmanlılar… 1917'de de Türkler'in hakimiyeti bu bölgede son bulur.
Halep kalesi ve kapısı, MÖ 10. yüzyıla ait bir eser. 1860-1890 arası bir yıla ait olan bu fotoğraf, Sultan Abdülhamid'in arşivinden.
Selim Han, ateşli silahlar ordusunun bu dahi mareşali uyguladığı taktikle Moğolları bile def eden Memlukları ilk defa yeniyordu. Hicaz'ı ilhak etti. Ölümünden evvel Barbaros sahneye çıkmıştı. Cezayir Beylerbeyliği'ni ihdas etti. Mamafih Osmanlı'nın Kuzey Afrika'ya duhulü, oğlunun zamanındandır.
Donanmaya ve gemiciliğe önem verirdi. Portekizlilerin ve İspanyolların tekelinde olan haritacılığa Osmanlı onun zamanında el attı.
Osmanlı'nın Ortadoğu toprakları.
OSMANLI HAKİMİYETİNDEKİ SURİYE NASILDI?
Dört asırlık Osmanlı dönemi, Suriye'nin barış devridir. Burada merkeziyetçi bir idare ve tımar sistemi tatbik edilmiştir. Yani Suriye, bazı Osmanlı eyaletlerinden çok daha fazla merkeze bağlıdır. Osmanlı için Suriye'nin önemi neydi?
Halep civarındaki Al Bara'da bir Roma mezarı. 1860-1890 arası bir yıla ait olan bu fotoğraf, Sultan Abdülhamid'in arşivinden.
Bir kere Şam, bütün Doğu ticaretinin yığıldığı bir ticaret merkeziydi. Çarşıları, ipekçilik, sedefçilik ve dokumacılık merkezleriyle meşhurdur. Bu kervan yolu Şam ve Haleb üzerinden Urfa'ya gitmektedir. Osmanlılar Suriye'yi ele geçirdiklerinde hemen imar faaliyetlerine girişmişlerdir. Yavuz Sultan Selim Han, 1517 kışını geçirdiği Salihiye denen bölgede, yani ünlü İslam mutasavvıfı Muhyiddin-i Arabi'nin kabri yanında, ilk cami ve eserlerini yaptırmıştır. Ardından gelen oğlu ve halefi sultan Süleyman Han klasik Şam şehrinin dışında bulunan Süleymaniye tekkesini Mimar Sinan'a yaptırmıştır.
Tarihin bir cilvesi olarak, son padişah VI. Mehmet Vahdettin de buraya gömülmüştür. Sultan Vahdettin San Remo'da vefat ettikten sonra na'şı Şam'a nakledilmiştir.
İlber Ortaylı, Türklerin Altın Çağı, Kronik Yayınları, s. 244.
Fotoğraflar: Sultan II. Abdülhamid'in arşivinden dünya, Kültür AŞ Yayınları.