Birinci Dünya Savaşı'nı Osmanlı Devleti için sona erdiren Mondros Ateşkes Antlaşması, oldukça ağır hükümler barındırıyordu. Bunlardan birisi, ordunun terhis edilmesi ve işgalcilere karşı koymaması talimatıydı.
İtilâf Devletleri, antlaşmadaki maddelere dayanarak işgallere başlamışlardı. İşgal ve can güvenliği tehlikesi karşısında ise Türk milleti, yurdun dört bir yanında kişisel ya da bölgesel direnişe geçtiler.
Kuvâyi Milliye'nin ilk kıvılcımı 1918'de Güney Cephesi'nde Fransızlara karşı başladı. Bunun altında yatan sebep ise, Fransızların işgallerine Ermenileri ortak etmeleriydi. Yerel sivil örgütlenmelerden ortaya çıkan Kuvâyi Milliye, düzenli ordulardan oluşan işgalci güçlere karşı bugünkü ismiyle bir gerilla savaşı uygulamıştı.
Milli Mücadele'nin ilk savunma kuruluşu olan Kuvâyi Milliye'nin mevcudu, 1919 yılına kadar 6.500-7.500 arasındaydı. 1920 yılının ortalarında ise, 15.000'e ulaştığı tahmin ediliyor.
İlk direniş Güneydoğu bölgesinde Fransızlara karşı olsa da, örgütlü direniş İzmir'in ele geçirilmesinden sonra Ege bölgesinde Kuvâyi Milliye olarak başladı ve yerel örgütlenmeler olarak yayılma gösterdi. Kuvâyi Milliye'nin amaçlarının başında hiçbir devletin ve ulusun egemenliğini kabul etmeyerek, Türk milletinin kendi bayrağı altında rahatça yaşama hakkını ve bağımsızlığını oluşturma misyonu bulunuyordu.
Mondros'un hemen ardından başlayan bu direniş ruhunu ayakta tutmak için dernekler kuruldu, kongreler toplandı, mitingler düzenlendi, protestolarda bulunuldu ve çeşitli yollarla dünya kamuoyuna duyurulmaya çalışıldı.
KUVÂYI MİLLİYE NEDEN KURULDU?
Mondros Mütarekesi ardından, Türk ordusunun terhis edilmesi gerekiyordu. Bunun sonucunda, halkın can ve mal güvenliği korunamaz hâle gelmişti. Öte yandan işgalci devletler, Anadolu'yu işgal etmeye başladılar.
Osmanlı topraklarında yaşayan birçok azınlık grup, siyasi amaçlarla çeteler kurdu ve Türk halkına karşı baskı ve saldırılara başladılar. Böyle bir dönemde Türk milleti, kendi topraklarında yaşama hakkını korumak amacıyla Kuvâyi Milliye'yi kurdu.
Kuvâyi Milliye, ulusal bilincin uyanmasını sağlayarak, düzenli ordunun temelini oluşturdu. Böylece Yunan ordularının Anadolu'da ilerlemelerini yavaşladı. TBMM'nin ve düzenli ordunun kurulması ve teşkilatlanması için zaman kazanılmasını sağladı.
Güney Cephesi'nde Fransız ve Ermeni işgallerinin sona erdirilmesinde katkıda bulundu. İstanbul-Ankara yolunu açık tutarak İstanbul'dan Anadolu'ya insan, cephane ve silah naklini kolaylaştırdı. Türk köylerini, Rum ve Ermeni çetelerin saldırılarına karşı korudu. Ayrıca TBMM'ye karşı çıkan birçok ayaklanmanın bastırılmasında önemli rol oynadı.
KUVÂYI MİLLİYE NEDEN KALDIRILDI?
Kuvâyı Milliye birlikleri vatanın savunmasında büyük rol üstlendi, fakat zamanla bu birliklerin kaldırılması gerekti.
TBMM açıldıktan sonra silahlı mücadelenin daha etkin hale getirilmesi için çalışmalara başlandı ve 1920 yılının sonbaharında düzenli ordunun kurulmasına karar verildi.
İşgalleri durdurma konusunda yetersiz kalmaları, Kuvâyı Milliye birliklerinde askerî düzen ve disiplin anlayışının olmaması ve kendi başlarına buyruk hareket etmeleri, suçlu gördükleri kimseleri hukuk devleti anlayışına aykırı bir biçimde kendilerinin cezalandırmaları ve ihtiyaçlarının karşılanmasında zaman zaman halka baskı yapmaları, halkın Kuvâyı Milliye birliklerine olan güvenini sarstı. Bu gibi nedenlerle Kuvâyı Milliye kaldırıldı.
Her ne kadar bu birlikler kaldırılsa da, Kuvâyı Milliye Türk ulusunun tam bağımsızlığa kadar geçen süre zarfında direnme gücünü ve vatanseverliğini simgeledi. Millet olma bilincinin, yaşadığımız topraklara sahip çıkma arzumuzun ve vatan sevgimizin adı, Kuvâyı Milliye ruhunda vücut bularak yaşamaya devam etti.