En büyük cerrahi tıp eseri Türkçe çevirisi
Ez-zehrâvî:
Avrupalılar tarafından Ebu'l Casis, A l b u c a s i s , A l z a h a r a v i u s Bulcasem, Altaragius ve Alzaragius isimleri ile tanınan Ebu'l-Kasım Halef İbn Abbâs ez-Zehravî (ö.404/1013) Müslüman cerrahlar arasında en çok tanınmış olan ve eseri en çok bilinen tabiptir. Osmanlı tabiplerinin istifade ettiği Halef İbn Abbâs ez-Zehrâvî', özellikle eserinin en önemli bir kısmı olan cerrahlık bölümünün Osmanlı tıbbının ilk gelişme döneminde tercüme edilmiş olması eseri Osmanlı tabipleri için son derece mühim bir müracaat kaynağı haline getirmiştir.
Onun otuz cüzden oluşan "Kitâbu't-tasrif limen'aceze ani't-te'lif" adlı eseri dünyaca ünlüdür.[1]
Eserinin otuzuncu bölümü tamamen cerrâhî olaylarla ilgili konulara ayrılmış olup, kitabın önemli bir kısmını teşkil eder. Zehrâvî'nin dünyaca tanınmasına sebep olan ve en büyük tabipler arasında yer almasına yol açan makalesi budur. Zehrâvî'nin bu makalesi dört ayrı baptan oluşmaktadır.
Birinci bap: Ateşle dağlanan ve sıcak ilaçlarla dağlama şeklinde bir tedâvî usulünden söz etmektedir. Ateş ile ve şişelerle dağlama hakkında bilgi verip insanın başından tırnağına kadar nerelerin nasıl dağlanacağı ve ateş ile nasıl tedâvî edilebileceğine dair resimler çizerek bilgiler aktarmaktadır. Bu dağlamalarda kullandığı âletlerin resimlerini bizzat kendisi çizmiştir. Bu dağlamaların rast gele değil, usûlüne uygun bir şekilde zaman ve mekanı iyice belirlenmiş ve hastanın psikolojik halleri de göz önünde bulundurularak yapılması gerektiğini kaydetmektedir. Onun bu bölümde ortaya koyduğu yöntemler kendisinden önceki tabiplerden hiç birisi tarafından bilinmemekte idi.
İkinci bap: Karın boşluğu ve etrafında yapılacak operasyonlarla ilgili bilgiler verip, her türlü kan aldırma, hacamat ve vücutta meydana gelmiş olan bazı urların nasıl çıkarılacağına dair bilgiler aktararak bu konuda doksan yedi ayrı başlık altında resimlerle birlikte konuyu uzun uzun anlatmıştır.
Ez-Zehrâvî'nin bu eserinde gerçekten son derece kapsamlı olarak ele alınan tıbbî konular içerisinde özellikle tıbbî ilaçların vasıfları, çeşitleri, ayrıca gıda, yiyecek ve içeceklerin hastalıklar üzerindeki etkilerini, insan vücudunu hastalıklara karşı güçlü tutacak ve kuvvetlendirecek her türlü gıdaların vasıfları ve isimleriyle alâkalı verilen bilgiler son derece orijinaldir.
Ez-Zehrâvî özellikle eserinin son bölümünde ele aldığı cerrâhî ile ilgili konuları anlatırken gerek öğrencilerine, gerekse kendisinden sonra gelecek nesillere el ile yapılacak cerrâhî operasyonlar hakkında bilgiler vermektedir.
Şöyle diyor ez-Zehrâvi: Teşrih (anatomi) bilgisine sahip olmayan kimse sakın ameliyat yapmaya kalkışmasın. Bu bilgiye sahip olmadığı taktirde ameliyat yapmaya kalkan tabip bir çok insanın hayatına kıyabilir.
Eser Osmanlı tabipleri tarafından uzun müddet kullanılmış buradaki bilgiler uygulanmış ve bunun Türkçeye aktarılması sürekli olarak gündeme getirilmiştir. Sonunda eserin otuzuncu bölümünün tasnifi aynen alınarak hemen hemen büyük bir kısmı 1465 yılında Türkçe'ye tercüme edilmiştir. Bu tercümeyi yapan Fatih Sultan Mehmed devri Amasya Daru'ş-şifa başhekimi Sabuncuoğlu Şerafeddin olup et-Tasrif'in sadece bu kısmını almış ve "Cerrâhiyyetu'l-Hâniyye" adıyla esere yaptığı bir ilave ile yeni bir eser vücuda getirmiştir.[2]
Ancak birçok araştırmacı tarafından da Sabuncuoğlu Şerafeddin'in bu eseri hep et-Tasrif'in bir tercümesi olarak görülmüştür.[3] Hatta Vecihe Kılıçoğlu[4] Cerrâhiyye-i İlhâniyye'nin et-Tasrif'in kesin bir çevirisi olduğunu ileri sürüp Biblioteque Nationale'de ki nüshası ile ez-Zehrâvî'nin Ayasofya Kütüphanesi no:1990'daki et-Tasrif nüshasının karşılaştırılması halinde tamamen aynı eserin bir Türkçe tercümesi olduğu görülecektir, demektedir. Prof Dr. F.Kâmil Beksan da aynı kanaati belirtir. Hatta Şerafeddin'in bu eserini Ebu'l-Kasım ez-Zehrâvî'nin et-Tasrif'inden aynen iktibas ettiğini kaydeder.[5] "Cerrâhiyetu'l Hâniyye" Prof.Dr. İlter Uzel tarafından iyice tetkik edilip bunun et-Tasrif"in bir tercümesi değil sadece otuzuncu kısmından yaralanılmış yeni ve farklı bir eser olduğunu ileri sürmektedir.[6] Ancak tercümedeki ameliyat aletlerine bakılınca bu eserin ez-Zehrâvî'nin eseri olduğu her yönüyle görülecektir. Belki tercüme yapılırken biraz rahat ve ilavelerle yapılmış bir çeviri olduğunu söylemek mümkündür. Fakat bunu müstakil ve et-Tasrif'ten tamamen ayrı bir eser olduğunu ileri sürmek Sabuncuoğlu Şerafeddin'i ilmi intihal ile suçlamaya sebep olur. Onun için bu ayrı bir eser değil tasarruflar yapılarak gerçekleştirilen bir tercümedir demek daha ilmî bir yaklaşım olur.
İşte çeviriler, Osmanlı devri tabiplerinin de bu kaynakları kullanarak eserlerini telif ettikleri ve tababetlerini sürdürdüklerini göstermektedir.
[1] et-Tasrif''in İslâm dünyasının bir çok Kütüphanesinde yazma nüshaları vardır. Bu nüshalardan bir kısmı İstanbul kütüphanelerinde bulunmaktadır. Bayezıd Devlet Kütüphanesi içinde bulunan Veliyyûddin Efendi'de 2491'de, Süleymaniye Şehid Ali Paşa 2020'de, Beşir Ağa 502 ve 503'te ve Topkapı Sarayı III. Ahmed 1990 numarada kayıtlı nüshaları mevcuttur, geniş bilgi için bk. Şeşen, R. ve arkadaşları, fihris mahtutati't-tıbbi'l-islami fi mektebâti Türkiye: Türkiye Kütüphaneleri İslâmî Tıp Yazmaları ,(İRCİCA), İstanbul 1984, s.240-241.
[2] Sabuncuoğlu'nun bu eserinin İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Enstitüsü Kütüphanesi Y.35; İstanbul Millet Kütüphanesi No.79 ve Paris Biblioteque Nationale Suppl, Turc 639 numarada kayıtlı yazma nüshaları vardır. Biblioteque Nationel'deki nüsha Prof.Dr. Piere Huard ve Mirko Drazen Grmek tarafından Fransızca tercüme ile birlikte "Le Premier Manuscrit Chirurgical Turc Redige par Charaf ed-Din (1465) et İllustre de 140 Miniatures" adıyla 1960 yılında orijinal minyatürleri ile ve renkli olarak yayınlandı, bk. Bedii Şehsuvaroğlu, eczacılık Tarihi, İstanbul 1970, s.167. Ancak en son neşir olan İlter Uzel'in neşri daha güvenilir bir neşirdir. Şerafeddin Sabuncuoğlu, "Cerrahiyyetu'l-Hâniyye", neşr: İlter Uzel, Ankara 1992.
[3] Adıvar, A, Osmanlı Türklerinde İlim, İstanbul 1982, 51; Şehsuvaroğlu, Bedîî, Eczacılık Tarihi, s.161, Mehmet, Bayraktar, İslam'da Bilim ve Teknoloji Tarihi, Ankara 1992, s. 207.
[4] Kılıçoğlu, Vecihe, Cerrâhîyye-i İlhaniyye, Ankara 1956, s.5.
[5] K.Beksan "Cerrah Şerafeddin Sabuncuoğlu eserinin Ebul Kasım ez-Zehrâvî'nin eseri ile Mukayesesi", Türk Tıp Tarihi Arşivi, Sayı 11, Cild , III, s.98
[6] Uzel, aynı yer.
Prof. Dr. Ahmet Ağırakça
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Türkçeye çevrilen tıp kitapları (07.05.2019)
- Osmanlı tabiplerinin tıp tercümeleri (ı) (30.04.2019)
- Osmanlının son günlerinde yaşanan ihanetler (27.04.2019)
- Tarih tekerrür mü ediyor (II) (24.04.2019)
- Bir zamanların İngiliz-Arap ittifakları ile bugün tarih tekerrür mü ediyor? (19.04.2019)
- Osmanlının son günleri bugüne ışık tutuyor mu? (15.04.2019)
- İslam ilimler tarihinde yeni bir canlanmanın sağlanması mümkündür (01.04.2019)
- İlimler tarihinin geçmiş ve geleceği: Tespitler ve öneriler (28.03.2019)