Prof. Dr. Ahmet Ağırakça

Allah’a iman kurtuluşa ve mutlulukla yaşanacak bir hayata yol açar

İman, insanın kurtuluş reçetesidir. İman insanın mutluluğunu sağlar. İman ise Allah'ı razı edecek güzel insanın hem kendisine hem bütün insanlığa faydalı işlerin yapılmasıyla süslenirse mutluluğa götürür. İman, dünya hayatında manevi bir rahatlık getirdiği gibi uhrevi saadete de kavuşmayı sağlar. İman, kişiyi merhametli şefkatli kılar ve kalbi sevgiyle doldurur. Kin ve nefretten, acelecilikten yanlış iş yapmaktan uzak tutar. İman Allah ile irtibatı kuvvetlendirir, öfke kontrolünü sağlar dili Allah'ı sürekli anmaya alıştırır. Kötülüklerden ve insanlara zarar vermekten alıkoyar. Kim ve hangi makamda olursa olsun adaletli davranmaya mecbur eder. Yüce yaratıcımız insanlık için indirdiği ve rehber kıldığı Kitabında sürekli iman edenlerin üstünlüklerinden söz etmektedir.

وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَنُدْخِلُهُمْ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِد۪ينَ ف۪يهَٓا اَبَدًاۜ لَهُمْ ف۪يهَٓا اَزْوَاجٌ

مُطَهَّرَةٌۘ وَنُدْخِلُهُمْ ظِلًّا ظَل۪يلًا

İman edip de salih amel işleyenler / Allah'ı razı edecek güzel davranışlarda bulunanları ise içinde sonsuza dek kalacakları, ortasından nehirlerin aktığı cennetlere yerleştireceğiz. Orada onlar için temiz kılınmış eşler de vardır. Onları koyu bir gölgelikte bulunduracağız.

Bunu ardında yüce Rabbimiz bütün insanlığa ve özellikle sorumluluk makamlarında olanlara hitap ederek sergilemeleri gereken davranışlara yönelmeye davet eder:

اِنَّ اللّٰهَ يَأْمُرُكُمْ اَنْ تُؤَدُّوا الْاَمَانَاتِ اِلٰٓى اَهْلِهَاۙ وَاِذَا حَكَمْتُمْ بَيْنَ النَّاسِ اَنْ تَحْكُمُوا بِالْعَدْلِۜ اِنَّ اللّٰهَ نِعِمَّا يَعِظُكُمْ بِه۪ۜ اِنَّ اللّٰهَ كَانَ سَم۪يعًا بَص۪يرًا

(Bunu unutmayın ve iyi bilin ki) Allah, size emanetleri ehline (yönetim işini bilene, güvenilir kimselere) vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Gerçekten Allah bununla size ne güzel öğüt veriyor! Allah Semî'dir ve Basîr'dir (her şeyi en ince ayrıntılarıyla işitendir, her şeyi eksiksiz görendir).

Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber'e de itaat edin ve sizden olan (hak ve adaletle hareket eden) yöneticilere de (itaat edin). Herhangi bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -eğer Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsanız- konuyu Allah'a ve Rasûlü'ne götürünüz. Bu hem daha hayırlı hem de sonuç bakımından daha güzeldir.

Allah'ın dininin en önemli özellikleri bu ayette özetlenmiştir. "Allah'a ve Rasûlü'ne iman ve itaat" İslâm'ın inanç esaslarını teşkil etmektedir. Sonra İslâm ümmetinin ve Allah nizamının bütün gücüyle daimî olarak yaşayıp ayakta durması için yöneticilerinizin yanında yer alıp onları destekleyin, onlara itaat edin. Ancak "ulu'l-emr"e itaat sizin gibi düşünen sizden olan yöneticiler şartına bağlanmıştır. Allah'ın hükümleri ile hükmetmenin gereğine iman eden, Allah'ın dinini seven yöneticilere itaat farzdır. Allah'ın dinine düşman olanlara olanlara ise zaten itaat edilmez. Eğer aranızda bir konuda anlaşmazlığa düşerseniz başvuracağınız yegâne hakem, Allah ve Rasûlünün koyduğu hükümlerdir. Zira bugün elimizde Allah'ın Kitabı ve Rasûlü'nün sünneti vardır. Asıl hakem bunlardır.

اَلَمْ تَرَ اِلَى الَّذ۪ينَ يَزْعُمُونَ اَنَّهُمْ اٰمَنُوا بِمَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ وَمَٓا اُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَ يُر۪يدُونَ اَنْ يَتَحَاكَمُٓوا اِلَى الطَّاغُوتِ وَقَدْ اُمِرُٓوا اَنْ يَكْفُرُوا بِه۪ۜ وَيُر۪يدُ الشَّيْطَانُ اَنْ يُضِلَّهُمْ ضَلَالًا بَع۪يدًا

Sana indirilene ve senden önce indirilmiş olanlara iman ettiklerini (yalan yere) iddia edenleri görmez misin? Ret ve inkâr etmekle emrolundukları hâlde Tâğût'un hükmüne başvurmak istiyorlar. Şeytan da onları (hidayetten ayırıp) uzak bir sapıklığa sürüklemek istemektedir.

Bir Yahudi ile münafıklardan biri bir alışveriş konusunda aralarında çıkan anlaşmazlığın çözümü için aralarında bir hakeme başvurma konusunda anlaşırlar. Yahudi, Hz. Peygamber'i hakem kılmayı, münafık ise İslâm düşmanı şair Ka'b İbnu'l-Eşref'i veya Cüheyne kabilesinden bir kâhini hakem yapmayı önerir. Ayette zikredilen "Tâğût" ile kastedilen kişi Allah'ın dinine düşman olan kimsedir. (Kurtubî, VI, 436. İbn Kesîr, II, 304). Ayetin verdiği asıl emir ve mesaj "İslâm'ın hükümlerini bırakıp aletten uzak olan başka hükümlerle muhakemenin mümkün olamayacağı" konusudur.

وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمْ تَعَالَوْا اِلٰى مَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ وَاِلَى الرَّسُولِ رَاَيْتَ الْمُنَافِق۪ينَ يَصُدُّونَ عَنْكَ صُدُودًاۚ

"Allah'ın indirdiğine (Kur'ân'ın hükümlerine) ve Peygamber'e gelin" denilince senden alabildiğine yüz çevirdiklerini (İslâm'ın hükümlerine başvurmaktan kaçtıklarını) görürsün.

Genel olarak Allah'a iman ettiklerini dilleriyle açıkça ifade eden münafıklarla müşrikler ve onlar gibi düşünenlerin kalpleri bu söylediklerini bir türlü tasdik etmemektedir. Yahut da Allah'a inanır fakat Kur'ân-ı Keriminde indirdiklerine iman etmezler. Bu gibi kimselere "Gelin, Allah'ın emir ve yasaklarına uyun veya hükümleriyle hükmedin, adaletli bir yönetici olun, insanlara zulmetmeyin, kimsenin canına haksızca kıymayın, insan öldürmeyin, kimsenin hakkını gasp etmeyin" denildiğinde hemen başka mazeretler uydurup ilahi hükümlerin dışındaki sistem ve nizamlardan yana olduklarını söyler, Allah'ın insanların yaşamaları için belirlediği hükümleri reddederler. Bu ayet de bunların anlayış ve karakterlerini anlatmaktadır.

فَكَيْفَ اِذَٓا اَصَابَتْهُمْ مُص۪يبَةٌ بِمَا قَدَّمَتْ اَيْد۪يهِمْ ثُمَّ جَٓاؤُ۫كَ يَحْلِفُونَ بِاللّٰهِ اِنْ اَرَدْنَٓا اِلَّٓا اِحْسَانًا وَتَوْف۪يقًا

Fakat yaptıklarının cezası olarak başlarına bir musibet gelip çattığı zaman hemen ardından sana gelip "Biz yalnızca iyilik etmek ve arayı bulmak istedik" diye Allah'a yemin ettiklerinde durumları nasıl olacak?

اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ يَعْلَمُ اللّٰهُ مَا ف۪ي قُلُوبِهِمْ فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ وَعِظْهُمْ وَقُلْ لَهُمْ ف۪ٓي اَنْفُسِهِمْ قَوْلًا بَل۪يغًا

Bunlar; Allah'ın, kalplerinde olan her şeyi bildiği kimselerdir. Artık onlardan yüz çevir/kendi hâllerine bırak. Fakat yine de onlara öğüt ver ve kendi durumları hakkında açık ve etkileyici (ikna edici) sözler söyle.

Prof. Dr. Ahmet Ağırakça

(Nisa Süresi 57-62. Ayetler)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.